MGK'nın 71 yıllık kara kutusu açıldı
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Aralık 01, 2004 01:48
Genel Sekreter Büyükelçi Yiğit Alpogan, MGK çalışmalarında eskiden gizlilik olduğunu hatırlattı ve ‘Şeffaflaştık’ mesajı verdi. Sınırlı ‘think-tank’ kuruluşu olduklarını belirten Alpogan, yeni Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nin 2005'te ortaya çıkacağını söyledi.
Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) ilk sivil Genel Sekreteri Büyükelçi Yiğit Alpogan, 1933’te ‘Yüksek Müdafaa ve Umumi Katipliği’ adıyla kurulan kurulu dün ilk kez kamuoyuna açtı. Eskiden kurulun çalışmalarında gizlilik olduğunu söyleyen Alpogan, artık ‘şeffaflığın’ yerleştiğini vurguladı. Alpogan, ‘279’u sivil, 15’i üniformalı asker, 294 personelle çalışıyoruz’ diyerek, şu bilgileri verdi:
Siyaset Belgesi 2005’te tamam
Milli Güvenlik Siyaset Belgesi 4-5 yılda bir gündeme gelir. Sanırım en sonunun tarihi 2001’i taşımaktadır. Ben göreve gelmeden önce geçen temmuzda değişiklik için düğmeye basılmıştır. MGK’da, üyelerin kurumlarından görüş istenmiştir. Bu görüşler önce bize gönderilecek. Biz hazırlayacağımız taslağı MGK’ya ileteceğiz. Taslak uygun bulunduktan veya üzerinde gerekli değişiklikler yapıldıktan sonra Bakanlar Kurulu’na gönderilir. Bakanlar Kurulu’nda geçtikten sonra uygulama direktifi hazırlanıp Başbakan’ın onayına sunulacak. Özü itibariyle süreç başlamıştır. Bunda bir fevkaledelik, heyecan verdirtici bir konu yoktur. 2005’te yenisi ortaya çıkar.
3 günlük dış tehdit tatbikatı
21-23 Aralık’ta ‘Güvenlik 2004’ olarak adlandırdığımız dış tehdit senaryosuna dayanan bir milli kriz yönetimi tatbikatı yapılacaktır. Bununla ilgili hazırlığı Seferberlik ve Savaş Hazırlıkları Planlama Daire Başkanlığımız yürütmektedir. Senaryomuz, Türkiye dışında savaşa yakın iki ülkeden kaynaklanan kriz durumunun, ülkemize ekonomik ve siyasi olarak yansımaları ile kriz durumunu ne şekilde atlatacağımıza yönelik olacaktır. Bu daha önce de yapılmıştır. Bir yıl iç tehdit, daha sonraki yılda ise dış tehdit senaryosu masaya yatırılmıştır. Bu yılki tatbikat dış tehditle ilgildir.
AB’de 8 ülkenin MGK’sı var
AB, Türkiye’den MGK Genel Sekreterliği’nin yapısında değişiklik isterken AB’ye üye ve aday ülkeler ile ABD’yi inceledim. Küçük ülkeler olmaları nedeniyle Malta ve Kıbrıs Rum Kesimi’ni dikkate almadık. AB’de İngiltere dahil 6 ülkede MGK yok. 8 ülkede ise MGK var. Ancak askerleri sadece Genelkurmay Başkanı temsil ediyor. Macaristan ve Portekiz ise bizimkinin aynısı. Her ikisinde de siviller, genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanları bulunuyor. ABD’de ise şu andaki Ulusal Güvenlik Danışmanı Condolezza Rice’ın başında bulunduğu kurum, Başkan’ın talebine göre esneklik gösteriyor. Başkan tehdit unsuru artığında personel sayısını artırıyor, azaldığında da personel sayısını eksiltiyor. 60-90 arası uzman personelle çalışıyorlar.
İcracı değil istişareciyiz
MGK Genel Sekreterliği’nin yapısı değiştiği için Türkiye’nin güvenliği ile ilgili bir zaafiyetle karşılaşacağımızı düşünmüyorum. Çalışma ilkelerimizde açıklık ve şeffaflık esas gelmektedir. Biz kendimizi, iç ve dış tehditlere karşı uzun soluklu çalışmalar yapıp fikir üreten kurum olarak görüyoruz. Asıl görevimiz asker ve sivilden oluşan yüksek kurula hizmet etmektir. Bundan dolayı geneli itibariyle asıl görevimizde önemli bir değişiklik olduğunu sanmıyorum. Biz karar vericiye gerekli materyali verip görevimizi bitiriz. MGK Genel Sekreterliği icracı değil, bir istişare kurumudur.
AB’yi biz de değerlendirdik
AB ile ilgili herşey kurumumuz tarafından değerlendirildi. İlerleme Raporuyla ilgili değerlendirmelerimizi yaptık. 17 Aralık kararıyla da ilgili değerlendirmelerimizi yaparız.
Ruhban Okulu iç tehdit değil
Heybeliada Ruhban Okulu ile iç tehdit olduğu için değil, Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinde bir etken olduğu için ilgileniyoruz. Yunanistan’la da ilişkilerimiz son yıllarda her alanda artmıştır. Her iki toplumda birbirini anlama seviyesi yükselmiştir. İki ülke arasındaki karşılıklı ticaret 2.5 milyar doları geçmek üzere. Türkiye’de 76 Yunan firmasının 642 milyon dolarlık yatırımı var. Karşılıklı turist sayısı 800 bini buldu.
Think-Tank haline geldik
Basında belirtildiği gibi ‘Think-Tank’ haline geldiğimiz doğrudur. MGK’ya ve diğer ilgili kurumlara değişik konularla ilgili politika kağıtları veriyoruz. Ancak bizim ‘Think-Tank’ oluşumuz sınırlıdır.Bu hizmeti kamuya açık yapmıyoruz.
Andıç çalışması sözkonusu değil
Daha önceleri olduğu gibi yurtdışında yaşayan Türklere yönelik bir çalışmamız yok. Bu çalışma artık bizim görev alanımız içinde değil. Ne anlama geliyorsa, ‘Andıç tipi’ çalışma yapmamız da söz konusu değildir. Enerji ve doğal kaynaklar güvenliği gibi konularla ilgileniyoruz. Ancak yolsuzluk, rüşvet gibi olaylar çalışmalarımız içinde değil.
Fişleme diye bir şey yoktu ki
Psikolojik harekat görevleri bizden alındı. Onlarda artık bizim bir faaliyetimiz olmayacak. Psikolojik Harekat Planı ile ilgili belgeler ait oldukları gerekli yerlere gönderilmiştir. Ancak basında iddia edildiği gibi belge yakma veya imha etme söz konusu değildir. Türk devlet geleneğinde belge yakma yoktur. Bizim dönemimizden önce de, bizim dönemimizde de fişleme diye bir şey olmadı. Olmayan bir fişlemeyi nereye kaldıracağız.
Herkesin yeri ve işi belli
MGK’nın yapısını her ülke kendisi belirler. Türkiye’de askerlerin sivil otoritenin üstünde olduğu görüşüne katılmıyorum. Türkiye laik, demokratik bir hukuk devletidir. Herkesin yeri ve fonksiyonu bellidir. Zaten belli olmasıydı, Türkiye AB sürecinde bugünkü duruma gelemezdi.
Güney Kıbrıs konusu
Kıbrıs konusu MGK’nın ilgi alanlarından bir olmuştur. Kısa vadede herhalde Güney Kıbrıs’ın tanınmasından önce yapılması gereken birçok şey olduğunu düşünüyorum. O konuda zaman olduğu veya başka çerçeve gerektiği inancındayım. Biz, MGK olarak konuyu yakından izlemeye devam edeceğiz.
Toplumla İlişkiler Başkanlığı
MGK bünyesindeki başkanlıkların bir kısmı yeniden gruplandırıldı. Bazı başkanlıklar da ortadan kaldırıldı. Bunlar MGK’nın görev alanını genişlettiği ve yeni görev tanımına uymadığı gerekçesiyle yapılan değişikliklerdir. Toplumla İlişkiler Daire Başkanlığı kaldırıldığı gibi, onun yapmakta olduğu görevler de bizden alınan görevlerdir.
İrtica sorusuna yanıt yok
ALPOGAN, MGK Genel Sekreterliği Lozan Salonu’nda düzenlediği basın toplantısında, değişik konularda kendisine yöneltilen soruları yanıtladı. Alpogan’a yöneltilen sorulardan biri de ‘İrticayı iç tehdit unsuru olarak görüyor musunuz?’ oldu. Ancak Alpogan, bu soruyu duymazlıktan gelip yanıtlamadı.
Siyaset Belgesi 2005’te tamam
Milli Güvenlik Siyaset Belgesi 4-5 yılda bir gündeme gelir. Sanırım en sonunun tarihi 2001’i taşımaktadır. Ben göreve gelmeden önce geçen temmuzda değişiklik için düğmeye basılmıştır. MGK’da, üyelerin kurumlarından görüş istenmiştir. Bu görüşler önce bize gönderilecek. Biz hazırlayacağımız taslağı MGK’ya ileteceğiz. Taslak uygun bulunduktan veya üzerinde gerekli değişiklikler yapıldıktan sonra Bakanlar Kurulu’na gönderilir. Bakanlar Kurulu’nda geçtikten sonra uygulama direktifi hazırlanıp Başbakan’ın onayına sunulacak. Özü itibariyle süreç başlamıştır. Bunda bir fevkaledelik, heyecan verdirtici bir konu yoktur. 2005’te yenisi ortaya çıkar.
3 günlük dış tehdit tatbikatı
21-23 Aralık’ta ‘Güvenlik 2004’ olarak adlandırdığımız dış tehdit senaryosuna dayanan bir milli kriz yönetimi tatbikatı yapılacaktır. Bununla ilgili hazırlığı Seferberlik ve Savaş Hazırlıkları Planlama Daire Başkanlığımız yürütmektedir. Senaryomuz, Türkiye dışında savaşa yakın iki ülkeden kaynaklanan kriz durumunun, ülkemize ekonomik ve siyasi olarak yansımaları ile kriz durumunu ne şekilde atlatacağımıza yönelik olacaktır. Bu daha önce de yapılmıştır. Bir yıl iç tehdit, daha sonraki yılda ise dış tehdit senaryosu masaya yatırılmıştır. Bu yılki tatbikat dış tehditle ilgildir.
AB’de 8 ülkenin MGK’sı var
AB, Türkiye’den MGK Genel Sekreterliği’nin yapısında değişiklik isterken AB’ye üye ve aday ülkeler ile ABD’yi inceledim. Küçük ülkeler olmaları nedeniyle Malta ve Kıbrıs Rum Kesimi’ni dikkate almadık. AB’de İngiltere dahil 6 ülkede MGK yok. 8 ülkede ise MGK var. Ancak askerleri sadece Genelkurmay Başkanı temsil ediyor. Macaristan ve Portekiz ise bizimkinin aynısı. Her ikisinde de siviller, genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanları bulunuyor. ABD’de ise şu andaki Ulusal Güvenlik Danışmanı Condolezza Rice’ın başında bulunduğu kurum, Başkan’ın talebine göre esneklik gösteriyor. Başkan tehdit unsuru artığında personel sayısını artırıyor, azaldığında da personel sayısını eksiltiyor. 60-90 arası uzman personelle çalışıyorlar.
İcracı değil istişareciyiz
MGK Genel Sekreterliği’nin yapısı değiştiği için Türkiye’nin güvenliği ile ilgili bir zaafiyetle karşılaşacağımızı düşünmüyorum. Çalışma ilkelerimizde açıklık ve şeffaflık esas gelmektedir. Biz kendimizi, iç ve dış tehditlere karşı uzun soluklu çalışmalar yapıp fikir üreten kurum olarak görüyoruz. Asıl görevimiz asker ve sivilden oluşan yüksek kurula hizmet etmektir. Bundan dolayı geneli itibariyle asıl görevimizde önemli bir değişiklik olduğunu sanmıyorum. Biz karar vericiye gerekli materyali verip görevimizi bitiriz. MGK Genel Sekreterliği icracı değil, bir istişare kurumudur.
AB’yi biz de değerlendirdik
AB ile ilgili herşey kurumumuz tarafından değerlendirildi. İlerleme Raporuyla ilgili değerlendirmelerimizi yaptık. 17 Aralık kararıyla da ilgili değerlendirmelerimizi yaparız.
Ruhban Okulu iç tehdit değil
Heybeliada Ruhban Okulu ile iç tehdit olduğu için değil, Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinde bir etken olduğu için ilgileniyoruz. Yunanistan’la da ilişkilerimiz son yıllarda her alanda artmıştır. Her iki toplumda birbirini anlama seviyesi yükselmiştir. İki ülke arasındaki karşılıklı ticaret 2.5 milyar doları geçmek üzere. Türkiye’de 76 Yunan firmasının 642 milyon dolarlık yatırımı var. Karşılıklı turist sayısı 800 bini buldu.
Think-Tank haline geldik
Basında belirtildiği gibi ‘Think-Tank’ haline geldiğimiz doğrudur. MGK’ya ve diğer ilgili kurumlara değişik konularla ilgili politika kağıtları veriyoruz. Ancak bizim ‘Think-Tank’ oluşumuz sınırlıdır.Bu hizmeti kamuya açık yapmıyoruz.
Andıç çalışması sözkonusu değil
Daha önceleri olduğu gibi yurtdışında yaşayan Türklere yönelik bir çalışmamız yok. Bu çalışma artık bizim görev alanımız içinde değil. Ne anlama geliyorsa, ‘Andıç tipi’ çalışma yapmamız da söz konusu değildir. Enerji ve doğal kaynaklar güvenliği gibi konularla ilgileniyoruz. Ancak yolsuzluk, rüşvet gibi olaylar çalışmalarımız içinde değil.
Fişleme diye bir şey yoktu ki
Psikolojik harekat görevleri bizden alındı. Onlarda artık bizim bir faaliyetimiz olmayacak. Psikolojik Harekat Planı ile ilgili belgeler ait oldukları gerekli yerlere gönderilmiştir. Ancak basında iddia edildiği gibi belge yakma veya imha etme söz konusu değildir. Türk devlet geleneğinde belge yakma yoktur. Bizim dönemimizden önce de, bizim dönemimizde de fişleme diye bir şey olmadı. Olmayan bir fişlemeyi nereye kaldıracağız.
Herkesin yeri ve işi belli
MGK’nın yapısını her ülke kendisi belirler. Türkiye’de askerlerin sivil otoritenin üstünde olduğu görüşüne katılmıyorum. Türkiye laik, demokratik bir hukuk devletidir. Herkesin yeri ve fonksiyonu bellidir. Zaten belli olmasıydı, Türkiye AB sürecinde bugünkü duruma gelemezdi.
Güney Kıbrıs konusu
Kıbrıs konusu MGK’nın ilgi alanlarından bir olmuştur. Kısa vadede herhalde Güney Kıbrıs’ın tanınmasından önce yapılması gereken birçok şey olduğunu düşünüyorum. O konuda zaman olduğu veya başka çerçeve gerektiği inancındayım. Biz, MGK olarak konuyu yakından izlemeye devam edeceğiz.
Toplumla İlişkiler Başkanlığı
MGK bünyesindeki başkanlıkların bir kısmı yeniden gruplandırıldı. Bazı başkanlıklar da ortadan kaldırıldı. Bunlar MGK’nın görev alanını genişlettiği ve yeni görev tanımına uymadığı gerekçesiyle yapılan değişikliklerdir. Toplumla İlişkiler Daire Başkanlığı kaldırıldığı gibi, onun yapmakta olduğu görevler de bizden alınan görevlerdir.
İrtica sorusuna yanıt yok
ALPOGAN, MGK Genel Sekreterliği Lozan Salonu’nda düzenlediği basın toplantısında, değişik konularda kendisine yöneltilen soruları yanıtladı. Alpogan’a yöneltilen sorulardan biri de ‘İrticayı iç tehdit unsuru olarak görüyor musunuz?’ oldu. Ancak Alpogan, bu soruyu duymazlıktan gelip yanıtlamadı.