GeriSeyahat Masa Dağı’ndan bakarken kendimi okyanusun hakimi gibi hissettim
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Masa Dağı’ndan bakarken kendimi okyanusun hakimi gibi hissettim

Masa Dağı’ndan bakarken kendimi okyanusun hakimi gibi hissettim

Psikolojik danışman, psikodrama terapisti Emine Oskargil Göktepe (49), Afrika’daki ilk keşfini Cape Town’a yaptı. Onu en çok etkileyen şehrin sırtını dayadığı Masa Dağı oldu. Göktepe “Her yerde gölgeniz gibi sizi takip ediyor, çok ihtişamlı” diyor.

Seyahat tutkusu genetik miras Emine Oskargil Göktepe’nin. Çocukluğu, dedesinin deve kervanlarıyla yolculuklarını dinleyerek geçmiş. O zamanlar bu hikâyelerle hayallere dalarken şimdi “Benim için özgürlük, yeni duygular, yeni insanlar, yaşam eğlence, keyif, coşku” diyor ve sık sık seyahate çıkıyor. Geçen kasımda bir akrabasının kongre davetiyle Cape Town’a gitti. Afrika ile tanışmak için iyi bir fırsattı ama tabii ki bazı endişeleri de vardı: “Okuduklarım, orada yaşayanlardan duyduklarım korkumu arttırdı. Giderken aşı yaptıkmasam da adeta minik bir eczane gibi yola çıktım.”

MÜZİK, DANS, YEMEK

Göktepe, hijyen ve güvenlik endişesi nedeniyle kent merkezindeki beş yıldızlı bir otelde konaklamayı tercih etti. Gezmeye başladığında ilk dikkatini çeken okyanus kıyısındaki malikâneler, yüksek yapılar, geniş bağların arasındaki evler, ciddi güvenlik önlemleriydi. Diğer tarafta ise gecekondu ve teneke evlere rastladı. Ülkenin ikinci büyük finansal merkezinde Köle Müzesi’ni gezdi, sokaklarda ırkçılığın hâlâ sürdüğünü fark etti: “Beyaz tenliler para ve güce hakim fakat kendilerini güvende hissetmiyorlar. Çünkü kara tenlilerin zaman zaman saldırılarına uğradıklarını duydum. Nelson Mandela’nın Güney Afrika için mücadelesi ve özgürlük için adanmış hayat hikâyesini dinlemek çok etkileyiciydi. Madiba sıfatını hak eden bir yaşam. Robben Island buna tanıklık eden bir mekân. Köleliğin hüküm sürdüğü dönemde kıyafet olarak sadece siyah renge izin verilmiş olması, şu anda o köle olan ırkın torunlarının yaşadığı Bokaap bölgesinde rengarenk ev boyaları ile buna tepki olarak doğan güzel bir dışa vurumcu yaklaşımın ürünleri.”
Waterfront’un müzeleri, tarihi mekânları, otelleri, alışveriş mağazaları ve limanı manzarasıyla en çok ilgi gören turistik bölge olduğunu söylüyor Göktepe. Two Oceans Akvaryum’un da gezmek, yemek yemek ve alışveriş için bir alternatif olduğunu vurguluyor ve ekliyor: “Bu coğrafyada yaşananlara rağmen sokaklarda çınlayan müzik ve dans insanın içini ısıtıyor ve bir anda içine akmanıza, bilmesinizde katılmanıza neden oluyor. Green Market ve Waterfront’ta da müzik ve dans ortamı daha keyifli hale getiriyor. Green Market, Afrika’ya özgü el sanatlarını, seramikleri, kıyafetleri, mask ve resimleri bulabileceğiniz bir yer. Açık bir pazar. Güney Afrika şarapları ve Amarulla içkisi de buradan alınacak güzel hediyelikler.”
Farklı yemek seçenekleri içinse Long Street’i öneriyor Göktepe: “Şehir okyanus kıyısında olduğundan özellikle deniz ürünleri dikkat çekiyor. Ayrıca Meskika, Avrupa ve Afrika’dan farklı yemek kültürlerini deneme şansı da mevcut.”

DOĞA HEYKELTRAŞ GİBİ ÇALIŞMIŞ

Göktepe’ye göre, şehrin en gösterişli noktalarından biri Masa Dağı. “Teleferiğin zemini 360 derece döndüğü için çıkarken her yeri görüyorsunuz. İsteyen patikadan yürüyerek çıkıyor. Masa gibi düz olan üst bölümde gezinerek hem şehri panoramik görüyor, hem de dağın nadide bitkileri, hayvanlarıyla tanışıyorsunuz. Sanki aşağıdaki bembeyaz kumların, vahşi dalgalarıyla okyanusun hakimi sizsiniz. Bulutlarsa tacınız. Bu dinginlik ve huzur veriyor. Minimalist bir coğrafik heykelle karşılaşmak ise doğanın harika bir heykeltraş olduğunu düşündürüyor insana. Manzaranın yanında sevimli iri fareyle tavşan karışımı dassie’ler sizi karşılıyor. Ben teleferikle çıktım. Ve 4-5 saat kaldım. Yukarıda kafede keyifle kahvemizi içtik. Gün batımında fotoğraf çekenler ve günü uğurlamak isteyenlerle doldu dağın tepesi. Müthiş bir görsel şölendi.”

KOLLARIMI AÇTIM UÇMAK İSTEDİM

Göktepe, kiraladığı şoförlü araçla Ümit Burnu’na da gitti. Manzaranın tadını çıkarmak için pek çok kez durakladıkları yolculuk 3 saat sürdü. “Beni en çok şaşırtan Boulders Bay’de gördüğüm cüce penguanlerdi. Dört farklı türü var. Burna yaklaşırken yolun üstünde devekuşuyla karşılaştık. Ümit Burnu’na vardığımızda Hint ve Atlas okyanusunun dalgalarıyla, çılgın rüzgarla karşılaştık. ‘İşte bir kıtanın bittiği nokta’ diye çığlık atmak istedim. Sonra babunların, kelebeklerin eşliğinde fenere gittim. Aşağıdaki kayalar, okyanus manzarası o kadar etkileyiciydi ki rüzgara kollarımı kanat gibi açıp maviliklere süzülesim geldi.”

En sevdiği 5 şehir
İstanbul, St. Petersburg, Prag, Pattaya, Balıkesir

Seyahatte ne okur
Gittiği ülkeyle ilgili kitaplar

Neyle gider
Herhangi biriyle

Ne yer ne içer
Yerel tatlar

Nerede kalır
Otel

Kiminle gider
Arkadaşları, kızı

Seyahat çantasının vazgeçilmezleri
Fotoğraf makinası, kredi kartı, kimlik, nakit para, telefon, harita

Gittiği yerden ne alır
Kültürel objeler, özgün kıyafetler

False