Magdalalı Meryem’e ne oldu?

Güncelleme Tarihi:

Magdalalı Meryem’e ne oldu
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 08, 2005 00:00

Hz. Ä°sa, çarmıha gerildikten sonra, Havarilerin Ä°sa ile ilgili söylenceleri dilden dile dolaşırken Magdalalı Meryem’in Efes’e, oradan da Fransa’ya geçtiÄŸine dair efsaneler mevcut.Hz. Ä°sa, çarmıha gerildikten sonra Magdalalı Meryem’e ne oldu? Havarilerin Ä°sa ile ilgili söylenceleri dilden dile dolaşırken Magdalalı Meryem’in Efes’e, oradan da Fransa’ya geçtiÄŸine dair efsaneler mevcut. Fransa’da milattan sonra 5 ile 8’inci yüzyılda hüküm süren Merovingian Hanedanı’nın da Hz. Ä°sa ile Meryem’den geldiÄŸine dair iddialar bulunuyor. Ä°ÅŸte bu iddia Da Vinci Åžifresi’nde de yer alıyor. Ama bunlar gerçek mi?HAZRETÄ° Ä°sa çarmına gerilirken hamile olan Magdalalı Meryem, doÄŸmamış çocuÄŸunun güvenliÄŸi için kutsal topraklardan kaçar, gizlice Fransa’ya gelip Yahudilerin arasına sığınır ve kızı Sarah’ı dünyaya getirir. Ä°sa’nın nesli Fransa’da gizlice çoÄŸalır ve Merovingian soyu oluÅŸur ve onlar Paris’i kurarlar...Dan Brown’ın Da Vinci Åžifresi’ne göre ‘Sion Tarikatı’ bu sırrın koruyucusudur. Vatikan bu iddialara karşı çıkıyor. Peki ama gerçek nedir?ÇOCUKLARI OLDU MUMagdalalı Meryem’in hayatı üzerine bir kitap yazan Susan Haskins, ÅŸunları söylüyor: ‘KiÅŸisel olarak Hz. Ä°sa ile Magdalalı Meryem’in evlendiÄŸini düşünmüyorum. Aralarında önemli bir iliÅŸki olduÄŸu şüphe götürmez. Ama bu bir numaralı kadın müridi olmasının dışında bir anlama mı gelir? Mahrem bir iliÅŸkiyi insanlar ilgi çekici buluyor: Kutsal yazıtlarda muammalı iliÅŸkiler sözkonusu, özellikle de gnostik anlatımlarda. Evlilik, hikayenin devamında mantıklı bir öngörü olurdu. Hahamlar (Hz. Ä°sa’nın Yahudi hahamı olduÄŸuna dair iddialar bulunuyor) genelde evli olurdu. Nag Hammadi (1945’te Mısır’da bulunan 1500 yıllık sureler) belgeleri de bu yönde bir iÅŸaret olmasa da Hz. Ä°sa’nın evli olduÄŸu iddia edilebilir. Elimizde bir çocuk ve Merovingianlar’a giden bir baÄŸa dair kanıt yok.’EKMEK VE LÄ°MON AÄžACIAncak efsaneye göre Magdalalı Meryem, Ä°sa’nın müritlerinden olan Maximinus ile deniz yoluyla Efes üzerinden Fransa’nın Marsilya kentine gider. Hatta Fransızların meÅŸhur ‘Madeleine’ çöreÄŸinin Magdalalı Meryem’den geldiÄŸine bile inanılır. Yumurta, tereyağı, un ve ÅŸekerden yapılan çöreklerin Magdalalı Meryem’e baÄŸlı bir manastırdan çıktığına dair rivayetler vardır. Fransız Ä°htilali’nden sonra manastır dağıtıldığında rahibelerin astronomik bir rakamla tarifi pastacılar birliÄŸine sattığı söylenir. Sonra Madeleine çörekleri tüm Fransa’ya yayılır, özellikle de Magdalalı Meryem günü olarak kabul edilen 22 Temmuzda büyük miktarda bu çöreklerden tüketilir. Magdalalı Meryem’in Fransa’ya gittikten sonra invizaya çekildiÄŸi, sadece kilise ayinlerinde dağıtılan kutsal ekmek ve limon aÄŸaçlarından yükselen kokuyla beslendiÄŸine dair de söylenceler vardır.Merovingian Hanedanı ile Da Vinci Åžifresi’nde iddia edildiÄŸi gibi bir baÄŸ söz konusu mudur? Bu soruya yanıt, araÅŸtırmacı Lynn Picknett ve Clive Prince’dan geliyor: ‘Merovingianlar, Fransa’da bir kraliyet hanedanıydı. 5 ile 8’inci yüzyılda bugünkü Kuzey Fransa’da, Almanya ve Belçika’da hüküm sürdüler. Sonra kilise ile iÅŸbirliÄŸi yapan Karolingernler tarafından devrildiler. Dossier Secrets kitabındaki iddialara göre, iddia edilenin aksine Merovingian Hanedanı’nın soyu tükenmedi. Sion Tarikatı, Merovingianları korudu ve ÅŸimdi Fransa’da yeniden tahta oturmayı hayal ediyorlar. Bu saçma, çünkü Merovingian olsa bile bugün Fransız Cumhuriyeti’nde kraliyet mevcut deÄŸil.’SÄ°ON ÅžARLATAN Ä°CADI Yabancı Diller ve Edebiyat Profesörü Eric Vogt, Seattle Pasifik Ãœniversitesi’nin yayın organı Responce’da şöyle yazıyor: ‘Dan Brown’un Da Vinci Åžifresi’ndeki Sion Tarikatı, Fransız bir ÅŸarlatan olan Pierre Plantard’ın bir icadıdır. Kısaca hikaye şöyledir: 1956 yılında Plantard bir grup arkadaşıyla kendi Sion Tarikatı’nı kurar. ‘Les Dossier Secrets’ (1975 yılında Paris Kütüphanesi’nde bulunan) isimli belgelerde sahtekarlık yapar. Bu belgelerde Isaac Newton ve Leonardo Da Vinci gibi ‘ustaların’ liderliÄŸini yaptığı ve tarihi 1099 yılına kadar geri giden Sion Tarikatı’nın devam ettiÄŸi iddia edilir. 1960’larda Plantard, Sion Tarikatı efsanesini yaymak için bunları Paris Kütüphanesi’ne koymuÅŸtu. 1980’lerde Fransız gazeteci Jean-Luc Chaumeil bu yalanı ortaya çıkardı.’Sion Tarikatı’nın büyük ustası olarak ortaya çıkan Pierre Plantard’ın 2000 yılında ölmesinin ardından yerine geçen olup olmadığı, geçen varsa kim olduÄŸu bilinmiyor. Opus Dei’nin resmi internet sitesinde Da Vinci Åžifresi ile ilgili iddialara şöyle yanıt veriliyor.Opus Dei bir Katolik tarikatı mıdır?- Da Vinci Åžifresi, Opus Dei’yi yanlış bir ÅŸekilde bir Katolik tarikatı olarak göstermektedir. Oysa Opus Dei, Katolik Kilisesi’nin bir parçasıdır. 1941 yılında Madrid BaÅŸpiskoposu tarafından tanındı ve 1948 yılında Vatikan tarafından da onaylandı. 1982’de kilisenin çatısı altına monte edildi.Opus Dei, Da Vinci Åžifresi’nde olduÄŸu gibi çile çekmeyi ibadet ÅŸekli olarak onaylıyor mu?- Katolik Kilisesi’nin bir kısmı çile ve kurban etme dahil, Opus Dei’nin kurallarını uygular. Riyazetin esin kaynağı, Hz. Ä°sa’nın dünyayı günahlardan arındırmak için insanlara olan sevgisinden kendi isteÄŸiyle onların acılarını üstlenip çile çekmesidir. Kutsal Káse, Magdalalı Meryem’i mi simgeliyorUzmanlar Lynn Picknett ve Clive Prince, Da Vinci Åžifresi kitabıyla gündeme gelen sorulara ÅŸu yanıtları veriyor:Kutsal Káse’nin Ä°sa soyunu devam ettiren Magdalalı Meryem olduÄŸuna dair ne tür iÅŸaretler var?- Eski yazıtlarda ‘Kutsal Kase’ bir kap olarak karşımıza çıkmaktadır. Ä°lk metinlerde ya ayrıntılı bir tarif yoktur ya da ‘taş’ diye söz ederler. Káse’nin Magdalalı Meryem’in rahmine delalet ettiÄŸi konusunda hemfikir deÄŸiliz. Sion Tarikatı da bunu reddediyor. ‘Kutsal Kan, Kutsal Kase’ kitabının da yumuÅŸak noktasını oluÅŸturuyor. Da Vinci Åžifresi’nde daha belirgin, ancak bu kurgusal bir hikayedir.Leonardo da Vinci ile gizli bir tarikat arasında baÄŸ var mıydı?- Leonardo’nun dogmalara karşı olduÄŸu, esoterik düşüncelere merak duyduÄŸu tarihçiler tarafından kabul ediliyor. Sion Tarikatı, dokuzuncu büyük ustası olduÄŸunu iddia ediyor, lakin kanıtlamak mümkün deÄŸil. Leonardo zamanından kalma tek bir belgede bile böyle birÅŸey yok. Ama gizli bir tarikat sözkonusu olduÄŸunda böyle dokümanlar olur mu? Leonardo’nun eserlerine semboller koyduÄŸu ise doÄŸrudur.Hz. Ä°sa öldükten sonra ne oldu?HIRÄ°STÄ°YAN kaynaklara göre Hz Ä°sa’nın ölümünden ve ilk Ä°ncillerin yazılmasına kadar yaklaşık 40 yıl geçmiÅŸtir. Hz. Ä°sa’nın müritleri, bu sırada onun kim olduÄŸunu, hayatının ve ölümünün ne anlama geldiÄŸini halka anlattılar. Bu nedenle anlatanların kendi bakış açılarından anlattıkları Ä°nciller ortaya çıktı. ‘GüneÅŸe taptığı’ bilinen DoÄŸu Roma Ä°mparatoru Konstantin, topraklarında hem Hıristiyanlığa, hem de ‘güneÅŸ dinine’ izin veriyordu. Hıristiyanlar da bu iki dini birbirinden ayırmıyor, hatta güneÅŸin doÄŸumgünü olarak kabul edilen 25 Aralık’ta Hz. Ä°sa’nın altın bir faytonla gökyüzünde dolaÅŸtığına inanılıyordu.MS 325 yılında Konstantin, Aryan Mezhebi ile Hıristiyan Ortodokslar arasında meseleyi çözmek üzere Ä°znik Konsülü’nü topladı. Aryanlar, Hz. Ä°sa’nın babasının Tanrı olduÄŸunu, kendisinin ise olmadığını savunuyordu. Ortodokslar ise babası gibi Tanrı olduÄŸunu savunuyordu. Sonunda Ortodoksların inancı kabul gördü. Da Vinci Åžifresi’nde ise Konstantin’in ‘Pagan sembollerini, tarihlerini ve ayinlerini büyüyen Hıristiyan geleneÄŸine yerleÅŸtirerek, her iki tarafın da kabul edebileceÄŸi bir din yarattığı’ öne sürülüyor. Hıristiyan kaynaklara göre, Ä°znik Konsülü gerçeklik, dini ve ahlaki deÄŸerlerin ele alındığı bir buluÅŸmadan ziyade siyasi nüfuzun vurgulanması olarak öne çıkıyor. Gelecek bin yılın Avrupası’nın entelektüel ve siyasi çatısı burada ÅŸekillenmeye baÅŸladı. Uzman Bart D.Ehrman’a göre ‘Şöyle de denebilir: Åžifreler burada atıldı.’Papa savaÅŸ açtıPapa II. Jean Paul, ölmeden önce tüm dünyada 25 milyon adet satan Dan Brown’un kitabı ‘da Vinci Åžifresi’ne karşı büyük bir kampanya baÅŸlatmak istiyordu. Papaya göre kitap, Hıristiyanlığa ve Hz. Ä°sa’ya karşı büyük bir saygısızlık yapıyordu. Ama aslında Brown’un romanı, Hırıstiyan alemindeki çok eski bir tartışmayı yeniden gündeme getiriyordu.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!