Laboratuvardan tarlaya yeniden yaşam: Hocaların cenneti

Güncelleme Tarihi:

Laboratuvardan tarlaya yeniden yaşam: Hocaların cenneti
Oluşturulma Tarihi: Ekim 30, 2017 21:35

İTÜ’de binlerce öğrenci yetiştiren elektrik - elektronik hocaları Prof. Dr. Duran Leblebici ile eşi Yıldız Leblebici emekliliklerinde bir köşeye çekilmedi. Mutfak ve temizlik dahil tüm işlerini kendileri yapan, yiyeceklerini yetiştiren çift aktif yaşamlarıyla örnek oluyor. İşte onların hikâyesi...

Haberin Devamı

Laboratuvardan tarlaya yeniden yaşam: Hocaların cenneti

YILDIZ Leblebici İstanbul’da, eşi Prof. Dr. Duran Leblebici ise Çorum’da, 1935’de dünyaya geldi. Yolları ise İTÜ Elektrik Fakültesi’nde kesişti. Her ikisi de fakültenin Zayıf Akım Kolu’ndan yüksek mühendis olarak mezun oldu. 49 yıl önce de hayatlarını birleştirdiler. Yıldız Leblebici öğretim görevlisi olarak çalışıp, kitap çevirileri yaptı. Halen Lozan Politeknik Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan oğlu Prof. Dr. Yusuf Leblebici’yi büyüttü.

İTÜ’DEN TÜBİTAK’A...

Prof. Dr. Duran Leblebici, İTÜ Elektronik Anabilim Dalı Başkanlığı, Elektrik Fakültesi Dekan Yardımcılığı, Elektronik ve Haberleşme Bölümü Başkanlığı, Elektrik-Elektronik Fakültesi Dekanlığı, İTÜ Rektör Yardımcılığı görevlerinde bulundu. Diğer yandan TÜBİTAK’ın farklı gruplarında yıllarca yönetim kurulu üyeliklerinde bulundu. Elektronik öğretim, mühendislik ve teknolojisi ve sanayisinin kurulmasına öncülük etti. Kitaplar yazdı, alanında önemli laboratuvarlar kurdu. Üniversite-sanayi işbirliğinin gelişmesinde öncü rolü oynadı. Leblebici çifti yıllarca, yoğun çalışarak, binlerce mühendis yetiştirdi. “Yayınlarım zengin değildir. Ben kendimi bilim adamı olarak değil, daha çok üniversite hocası olarak görürüm. Bilim adamı elbisesinin büyük geldiğini düşünüyorum. Duran Leblebici olmasaydı dünya bilim âlemi bunun farkına bile varmazdı ama Duran Leblebici olmasaydı Türkiye’de elektrik - elektronik mühendisliği öğretiminde herhalde bir eksiklik olurdu” diyor Duran Leblebici. Dolu dolu ve omuz omuza geçen uzun yıllardan sonra, bugün ikisi de 82 yaşında olan Leblebici çifti, “Farkına varmadan yaşlandık” diyor. Halen aktif yaşayan çift, tüm işlerini kendi yapmayı tercih ediyor. Duran Leblebici, “En önemlisi aktif olmak. Üniversiteden emekli olsam da TÜBİTAK’da 2005 yılına kadar görevim devam etti. Hâlâ da organik bağım olmamakla beraber orada neler oluyor bitiyor takip ediyorum. Bütün bunlar beni diri tutuyor” diye anlatıyor.

Haberin Devamı

Laboratuvardan tarlaya yeniden yaşam: Hocaların cenneti

Haberin Devamı

EVİ USTALARLA YAPTILAR

Yalova Çınarcık’ta yeşillikler içinde kendilerine ev yaptıran çift her fırsatta İstanbul Erenköy’den buraya kaçıyor. 2.5 katlı evi de ustalarla birlikçe çalışarak yapmışlar. Hatta burada 2-3 ay telefonsuz, elektriksiz yaşamışlar. Diktikleri ağaçlarla bahçelerini cennete çeviren çift, toprağın sunduğu her şeyi değerlendiriyor. Yetiştirdikleri elma ve üzümden sirke, kızılcıktan likör, gül, çilek, ahududan reçel yapan çift, kışa turşularını kurarak, tarhanalarını kurutarak hazırlanıyor. Kendilerine yetecek kadar sucuk yapıyorlar. Zeytin topluyor, sütten kaymak, yoğurt üretiyorlar. Leblebici çifti ilkbaharda bakla, bezelye ekiyor. Bunları söktükten sonra yerlerine bu kez domates, biber fidelerini ekiyorlar. Domates fidelerini Erenköy’deki evlerinin balkonunda, çekirdekten yetiştiriyorlar. Ispanak, pırasa, lahana, balkabağı, dolmalık kabak bahçelerinde yetişen diğer nimetler. Ayva, kivi, armut, incir, kiraz, kızılcık, zeytin ağaçlarının meyveleri de değerlendiriliyor.

Haberin Devamı

Laboratuvardan tarlaya yeniden yaşam: Hocaların cenneti

KAVGA YOK MÜZİK VAR

HUZURLU yaşadıklarını anlatan Yıldız Leblebici, sırlarını şöyle anlatıyor: “Kavga etmeyiz, tartışmayız. Birbirimize sesimiz yükselmez bizim. Zaten uzun yıllardır birlikteyiz, birbirimizi iyi tanıyoruz. Damarımıza basacak şeyler yapmıyoruz. Yemek saatlerinde haber açmaz müzik dinleriz. Günün geç saatinde kötü bir haber almışsak birbirimize söylemek için ertesi günü bekliyoruz. İlaçlarımızı düzenli alıyoruz. Tabii beslenmeye gayret ediyoruz. Hem burası bize iyi geliyor. Havası temiz, oksijen bol, suyu kaynak. En güzeli de hiç gürültü yok. Evimin işini yapmak o kadar güzel bir şey ki. Çalışırken de kendim yapardım. İş yapmak daha genç tutuyor.”

Haberin Devamı

Laboratuvardan tarlaya yeniden yaşam: Hocaların cenneti

BAKMADAN GEÇME!