Sevgili genç yazar okurum, sana ‘yaz’ demek için buradayım!

Güncelleme Tarihi:

Sevgili genç yazar  okurum, sana ‘yaz’ demek için buradayım
Oluşturulma Tarihi: Mart 08, 2018 17:38

Usta polisiyeci Celil Oker, ‘Genç Yazarlar için Hikâye Anlatıcılığı Kılavuzu’nda doğuştan yazar olmak gibi bir önkabulün doğru olmadığından hareketle “Yazarsan yazar olursun ancak” ilkesine bağlıyor konuyu ve “Sevgili genç yazar okurum, sana ‘yaz’ demek için buradayım. Yaz yeter ki” diyor.

Haberin Devamı

Yazarlık atölyelerini sıklıkla duyuyoruz. Kimi yazar ve şairler ‘Yazar nasıl olunur’ seminerleri veriyorlar. Eldeki bilgilere bakılırsa hayli rağbet görüyor böylesi faaliyetler. Hatta son 20 yılın belki de en popüler yazı etkinliği yazı atölyeleri. Bazı vakıflar ise yaz ayını da değerlendirip ‘kamp’lar düzenliyorlar. İş yazma meselesini yazıya dökmeye gelince pek fazla yayınla karşılaşmıyoruz. Belki de sözlü anlatımın bağlamıyla yazıyla ifadenin bağlamı kalıcılık yönünden çarpışıyorlar.
Celil Oker’in yazdığı kitap da, kılavuz olmak ve yazılı olanın yoluyla ilerlemek amacını güdüyor. Kendisi de polisiye yazarı olan Oker, tecrübeleri yanında bu uğurdaki çalışmalarını on iki ana başlık altında bir araya getiriyor. Genç yazar adaylarını muhatap alarak ve onların heyecanlarını gözeterek yola çıkıyor. “Sevgili genç yazar okurum, sana ‘yaz’ demek için buradayım. Yaz yeter ki” diyor ve ekliyor Oker; “Sana yapmak istediğin şeyin yapılabileceğini göstermek için buradayım.”
Bu yüreklendirme çabasını elbette anlamak mümkün. Ayrıca, doğuştan yazar olmak gibi bir önkabulün doğru olmadığından hareketle ‘yazarsan yazar olursun ancak’ ilkesine bağlıyor konuyu. Yaratıcılığın doğuştan gelmediğini ileri sürerek “Dünya üzerindeki pek çok şey gibi, yazmak da öğrenilir, öğretilebilir” diyor. Öyleyse ne yapmalı, genç yazara elini uzatmalı, adım adım onun yolunu açmalı. ‘Yaratıcılığı işe yarayan yenilik’ diye düşünüp, fıtratın değil çalışmanın peşine düşmeli. Bir hikâye anlatmalı, o hikâyeye sahip olmalı, olay örgüsünün ne olduğunu bilmeli, bu örgüyü belli bir çatışma üzerine oturtmalı, yazı yolculuğunun haritasını çıkardıktan sonra, haritanın ayrıntılarına inmeli, karakter yarattıktan sonra diyalog yazma tekniğini kurmalı, olayın geçtiği yer konusunda netleşmeli, sonra da üslup yaratmalı ve nihayetinde bütün bunları bir bir gözden geçirmeli.
Dileyen genç yazar adayı, Celil Oker’in şifreleri doğrultusunda ilerleyip, çalışa çalışa yazar olmayı deneyebilir. Burada önemli olan alınacak sonuç değil yöntem olarak bir yazarın bize bunu sunuyor olmasıdır. Kaldı ki, şiir söz konusu olduğunda, ‘Genç Bir Şaire Mektuplar’dan tutun da doğrudan ve dolaylı pek çok kılavuz metin bulunabilir. Edebiyatta her zaman böylesi kitaplara ihtiyaç vardır. Bu kitaplar, yazma yöntemlerinin değişim ve ilerlemesi konusunda da somut bilgiler aktarırlar bize.
Celil Oker kitaptaki bilgi ve önerileri uydurmadığının ve geçmişin bileşimini belirli bir yaklaşım içinde eriterek aktarmak istediğinin altını çiziyor. Böylelikle de eserinin bir teori değil pratik kitabı olduğunu söylemek istiyor. Ayrıca “Kendisi yazar olan başka bir yazarı objektif ölçülerle değerlendiremez”, “Kadın veya erkek karakterlerden birisinin yazara benzemesinin tamamen normal ve kaçınılmaz olduğu” benzeri sübjektif yargılarda da bulunuyor. Tiyatro, roman, hikâye kitaplarından örnekler vererek kılavuzluğunu pekiştiriyor. ‘Ve’ uyarıyor;
“Yazdıklarınıza âşık olmayın.”

GENÇ YAZARLAR İÇİN 

Sevgili genç yazar  okurum, sana ‘yaz’ demek için buradayım

HİKÂYE ANLATICILIĞI KILAVUZU
Celil Oker
Altın Kitaplar, 2018
104 sayfa, 10 TL.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!