Serserilik denizle bağlantılı

Güncelleme Tarihi:

Serserilik denizle bağlantılı
Oluşturulma Tarihi: Mart 18, 2019 12:18

Vecdi Çıracıoğlu, İletişim Yayınları’ndan çıkan son kitabı 'Son Voli-Serserilik Zor Zanaat'te popüler eğilimlerin tersine kürek çekerek denizi ve deniz insanını anlatmaya devam ediyor. Kıyının İngilizce 'scamp' yani 'serseri' kelimesinden türediğini söylüyor Çıracıoğlu. Yani serserilik denizle bağlantılı.

Haberin Devamı

Literatürde yer almasa da Türk Edebiyatı’nda bir “deniz edebiyatı” mevcut. Özellikle Halikarnas Balıkçısı’nın, Sait Faik’in eserleri bu sahaya dahil edilmeli. Ancak Sait Faik 1954’te, Balıkçı ise 1973’te ölünce deniz edebiyatı yetim kaldı denilebilir. Denizle hemhal olmayan kalemlerden çıkan tek tük eserleri saymazsak bu edebiyatı tek başına devam ettiriyor Vecdi Çıracıoğlu. Nitekim “Son Voli”yi de kaybolan denizlere, denizcilere, balıklara, bilge serserilere ve Coşkun Akyüz’e ithaf etmiş.

Kitabın alt başlığı dikkat çekici: Serserilik Zor Zanaat. Alt başlık yeraltı edebiyatına göz kırpsa da serseriliğin ne olduğu kitapta açıklanmış. Kıyının İngilizce “scamp” yani “serseri” kelimesinden türediğini söylüyor anlatıcı. Yani serserilik denizle bağlantılı. Kitaptaki Reis, Mavişim gibi deniz insanları da birer serseri ama bilge serseri. Çünkü deniz insanlarının kendilerine ait bir felsefesi var. Onlar yoklukla, tehlikeyle, hatta ölümle sürekli burun buruna yaşarlar. Dıştan sert görünürler, içleri yumuşaktır. En önemlisi de tıpkı Sait Faik’te Halikarnas Balıkçısı’nda olduğu gibi hayata karşı dik bir duruşları vardır ve asla pes etmezler. Onların bu dik duruşu, bir nevi hayat felsefesidir aslında. Şunun altını çizmekte fayda var: Sait Faik Burgaz Ada’da, Balıkçı Bodrum’da, Vecdi Çıracıoğlu da Rumeli Hisarı’nda deniz insanlarıyla birlikte yaşadı ve onları gözlemledi. Hatta uzun bir müddet balıkçılık yapmış Çıracıoğlu. Bu sayede, deniz insanlarını yakından tanımış ve yosun kokan bir anlatım inşa etmiş.

Haberin Devamı

İç içe öykülerden oluşan “Son Voli”deki anlatıcı da tıpkı yazar gibi balıkçıların arasına katılan bir mühendis. Kitabın ana malzemesinin yaşanmışlık olduğunu, yazarın biyografisini okuduktan sonra düşünmemek elde değil. Mühendis karakteri gideceğini bilse de balıkçılık, tayfalık yapan bir şehir çocuğu. İç konuşmalarıyla yahut “hemsâyem” dediği alter egosuyla ettiği sohbetlerle olaylara bir derinlik katıyor. Gideceğini bilse de serserilik zanaatini öğrenmeye çalışıyor. Onun zihnindeki kitabi bilgiler deniz insanlarının kafasında yok. Fakat bir şekilde o teorik bilgilerin özünü Mühendis’ten daha iyi biliyorlar. Derme çatma kulübelerde yaşayan bu insanların bilgeliği denizden, zor yaşam şartlarından geliyor.

Haberin Devamı

Kitabın son bölümünde Mavişim karakteri öleceğini anlayınca kulübesini Mühendis’e bırakmak istiyor ama Mühendis’in o kulübede kalacak cesareti yok. Yani serserilik mektebini terk edecek. Belki de bu yüzden kitabın alt başlığında serseriliğin zor bir zanaat olduğu vurgulanmakta. Öte yandan, Mavişim’in son öyküde yer alan monoloğu şiir ve düzyazıyı bir araya getirmekte. Yazar hem edebiyatın hem de sanatın farklı kollarını kitabına buyur etmeyi seviyor. Okuyucu, yer yer bilindik bir tabloyu görüyor, yer yer bir şiiri duyuyor yer yer sinematografik bir sahnenin içerisinde buluyor kendini. Kitaba bütün olarak bakıldığında mevsimin sonbahar olduğunu ve yazarın bir şair gibi çalışarak sonbaharın imgelerini özenle her öyküye yerleştirdiği görülebilir. Bu özellikleriyle kitap, deniz edebiyatını öncüllerine yaraşır bir şekilde tek başına devam ettirmekte.

Haberin Devamı

Serserilik denizle bağlantılı

SON VOLİ-SERSERİLİK ZOR ZANAAT
Vecdi Çıracıoğlu
İletişim Yayınları, 2019
172 sayfa, 25 TL.

BAKMADAN GEÇME!