Resim eleştirmenleri

Güncelleme Tarihi:

Resim eleştirmenleri
Oluşturulma Tarihi: Ekim 31, 2019 13:53

Edebiyatın popülerliğine, yaygınlığına karşılık resim ve müzik dallarının izleyicisi pek yoktur. Hele şimdi günlük gazetelerde resim eleştirmenlerine çok az yer veriliyor. Eskiden yalnız resim eleştirmenleri değil, diğer dalların eleştirmenleri de günlük gazetede kendilerine yer bulurlardı.

Haberin Devamı

Edebiyat eleştirmenleri üzerine yazılır, değerlendirilir de resim ve müzik eleştirmenleri o kadar gündeme gelmez. Edebiyatın popülerliğine, yaygınlığına karşılık diğer iki dalın izleyicisi pek yoktur. Hele şimdi günlük gazetelerde resim eleştirmenlerine çok az yer veriliyor. Eskiden yalnız resim eleştirmenleri değil, diğer dalların eleştirmenleri de günlük gazetede kendilerine yer bulurlardı. Hiç kuşkusuz bunun bir nedeni de plastik sanatlar konusunda dergilerin yayımlanması, aylık sanat dergilerinde yer bulması.
Ben bugün de yazan kişilerin çok azından söz edeceğim, çünkü bir toplam yazısı değil, tanıdıklarıma notlar düşeceğim.
Sanat bölümünü yönettiğim gazetelerde yazanlar daha çok yer alacak bu yazıda. Sevgili dostum Sezer Tansuğ’u anmalıyım. Yargıları keskindi, sert bir üslubu vardı, günlük konuşmalarında sertliğin dozunu arttırır, bu kadar da olmaz dediğimizde gülerek tempoyu düşürürdü.
Yıllar önce Altın Kitaplar Yayınevi’nin sahiplerinden Dr. Turhan Bozkurt ile aynı odada oturduk bir süre, girişten hemen bizim odaya geçilirdi. Yeni Edebiyat dergisinde yayımlanan bir yazıya çok kızmıştı, köpürmüş halde içeri girdi, “Onu yazanı zehirleyen bir yazı yazdım” dedi.
Kitapları ve koleksiyonu konusunda bir sergi açıldı, şimdi durumu nedir bilemiyorum. Akşam Beyoğlu’na Baylan Pastanesi’ne gittiğimizde “Ne yapıyorsun?” sorusuna “İstiklal Caddesi’ndeki yürüyüş için caddeyi kazıyorum” derdi.
İki resim eleştirmeni daha gazeteye yazardı.
Biri, Osman Zeki Çakaloz’du; sakin mizaçlı, yumuşak bir üslupla sergi tanıtımları yazardı. Herkes tarafından kabul gören, ılımlı bir anlayışı yansıtırdı. Çakaloz, yan tutmazdı.
Ahmet Köksal da anlayış, üslup açısından Çakaloz’un çizgisindeydi.
Gültekin Elibal’ın dili, terimleri ancak resim dünyasını bilenlerce anlaşılırdı, çünkü arı Türkçeyle yazar, Türkçe kavramlar kullanırdı.
Mehmet Ergüven, hem müzik dünyasını hem resim dünyasını bilen biri olarak gazete yazısı düzeyini aşan bir üsluptaydı. Ayrıca birçok önemli ressamın kataloglarının başında incelemeleri çıktı, o açıdan da resim dünyasının önemli bir adıdır.
Mühendislik dünyasının başarılı bir adı olan Erhan Karaesmen de yalnız resim eleştirileriyle değil müzik bilgisiyle de öne çıkardı.
Halen Nuri İyem Resim Yarışması’nda seçici kurul üyeliği yapıyor.
Bu adlara önemli birkaç adı da eklemek gerekiyor.
Saydığım adlar çalıştığım gazetelerde yazanlar. Yoksa başka değerli eleştirmenler de olduğunu belirtmeliyim.

BAKMADAN GEÇME!