Edep bunun neresinde?

Güncelleme Tarihi:

Edep bunun neresinde
Oluşturulma Tarihi: Şubat 19, 2021 11:24

160. Kilometre, şaşırtıcı bir şey yaptı yine, eski ama yeni kitaplara başladılar. Eski çünkü Nef’i ile Hevayi’den seçkileri günümüz Türkçesiyle yayımladılar, yeni çünkü, kapaklarında kocaman harflerle ‘sansürsüz’ yazıyor!

Haberin Devamı

“Telli sazdır bunun adı/ne ayet dinler ne kadı/bunu çalan anlar kendi/şeytan bunun neresinde?” diye sorar Dertli. İçinizden başka derdi yok muymuş diye geçirebilirsiniz ama iyi ki bazı şeyleri bazı insanlar dert eder, iyi de eder. Şiir bunlardan biriyse, hiciv de her dilin şiirinin en yaygın ve çoğu kez de sözlü aktarımla geleceğe kalan, süren ‘ustura’sıdır.
160. Kilometre’nin yepyeni bir kanal açtığı ve pek çok iyi ve yeni şairi tanıttığı geçmiş 10 yılını yürekten kutluyorum. Şaşırtıcı bir şey yaptılar yine, eski ama yeni kitaplara başladılar. Eski çünkü Nef’i ile Hevayi’den seçkileri günümüz Türkçesiyle yayımladılar, yeni çünkü, kapaklarında kocaman harflerle ‘sansürsüz’ yazıyor!

Edep bunun neresinde
Önce Nef’i’, ‘Sihâm-ı Kazâ’dan Seçki’. En başarılı kaside yazarı, kaside ve hiciv denince akla ilk gelen şair Nef’i. Editörlüğünü M. Kayahan Özgül yapmış, yayına Halil Çeltik hazırlamış.
Heccavlığı adından başlar. Gençken zararlı anlamında Darri adını alır, ama sonra faydalı anlamında Nef’i mahlası verilir. Dördüncü Murat’ın fermanıyla öldürülür. Nef’i’nin şiirinin genel karakteri övme (methiye), övünme (fahriye), sövme
(hicviye) biçimindedir. Hiciv de, Özgül’ün dediği gibi “dilinden ve kaleminden sultanların bile ürktüğü söz canbazları” olan heccavların işidir.
‘Sihâm-ı Kazâ’, yani ‘Kazanın Okları’, Nef’i’nin babasını hicvettiği bir kasideyle başlar. Babası Kırım’da rahat içindedir: “Eğer babana bin deve ve sana bir keçi verse; onu da bana ver diye Han’a göz kırpar.” Hicvetmediği paşa, vezir kalmamış gibidir. Üstelik bunların hemen tümü argo sözcükler ve müstehcen sözcüklerle doludur. En edeplilerinden biri şöyle: “Ki sıçsa boku yedi iklimin, dünyanın dağlarını kaplar; osursa yedi göğün kubbesini titretir.”
Genel olarak paşaların, vezirlerin devlet işlerinde başarısız olduğundan, bazılarına vezirlik yakışmadığından dem vurur, haksız servet edindiklerinden şikâyet eder: “O insanlara Hazreti Ali görünür, gönül sahibi rinde ise deli görünür.” Kendisini de ‘mana ayarıyım’ diye över, “bana uslu olan uslu, deli olan deli görünür”. Hicvettiği kimi devlet büyüklerine ise lakap takar, “Kirli Nigâr” der. Dünya nimetlerini paylaşamayanlar da Nef’i’nin acı dilinden paylarını alır: “Divan-ı Hümayun’un iki vezirini seyredin, pençe ve gagalarını birbirlerine sunmuşlar. Dünyaya o derece döşenmişler ki sanki bir akbaba ile bir kuzgun, birleşe konmuşlar.”
Hiciv şehidimiz Nef’i’yi okumamak olmaz, siz asıl ‘sansürsüz’ olanlarını kitaptan okuyun derim.

Haberin Devamı

AYIPLARIN ÖRTÜSÜNÜ SIYIRAN HECCAV

Edep bunun neresinde
İkinci heccavımızsa Hevayi, uçarı olduğu şiirlerinden belli, onun da ‘Divan’dan Seçki’si yayımlandı. Yayına hazırlayan Neslihan Koç Keskin mahlasına dikkat çekiyor: “Klasik şairden farklı olarak Hevayi, mahlası ile bütünleşmiştir ve gerçek bir insan olarak okuyucusunun karşısındadır.” Özgül’ün dediği gibi Hevayi de “ayıpların örtüsünü sıyırır”. Klasik Türk şiirindeki ‘hezel’ (şaka, alay) üslubunun önemli şairidir Hevayi, şiirlerini maskaralık olarak görür, şiiri ciddiye almaz görünür, diğer şairleri ‘buzhane’ye, ‘çorak tarla’ya benzetir. Nef’i’de olduğu gibi açık saçık, argo sözcükler yoktur Hevayi’de. Öğütleri boldur, yer yer görgü kuralları tadında yazar. Bazen de atasözleri benzeri vecizlerdir: “Zenginlerin lütuf sofrasının köfte yiyeni olmaktansa, bulgur çorbasına kanaat edenlerden olmak daha iyidir.” Bazen de şarkı tadındadır: “Kirpikleri uzundur yârin hayale sığmaz/Eski meseldir âşık mızrak çuvala sığmaz”. Klasik şiirde övülen bülbül, Hevayi’nin şiirinde sıradan bir kuştur, onun imgesini yerle bir eder: “Bülbül her ishal olduğunda birer çalıya kondu, her ötmede makamını değiştirdi.”
Şiirinin komikliğinden dem vururken, “Diğer şairlerin hepsi şiirde bir üslup seçti. Komik Hevayi münasebetsiz söz ve efsane tarzını seçti” dese de şairliğini önemser, “Havayı, gerçi dış görünüşüyle kendisini esnaf gösterse de zarif ve nazik yaradılışlı, şair oğlu şairdir” der.
160. Kilometre’nin ‘bugün en ihtiyacımız olan şey’ dediği, “Hiciv, toplumlar yoldan çıktığında zekânın ortaya çıkıp aptallığın yolunu kesmesidir”. Hadi, inşallah!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!