• Hürriyet Twitter

Şehirden uzaklaşmadan İstanbul’un tadını çıkaranların bildiği 5 şey

KAYDIR6657A1DD-6E78-429E-89FB-338B6D446723Created with sketchtool.

İstanbul’da şehrin merkezinden uzaklaşmadan, hayatın içinde kalmak, her yere ulaşabilir olmak ve hayatın tadını doya doya çıkarmak ilk bakışta gerçekleşmesi zor bir ihtimal gibi gözüküyor. Ancak, çevremizde bu ayrıcalığa sahip insanların varlığını gördükçe, ister istemez bunu nasıl başarabildiklerini merak ediyoruz. İşte İstanbul’un merkezinde şehrin tadını çıkarabilmenin şifreleri…

Vapurun en güzel manzaralı yerine geçip denizin keyfini çıkartmak

İstanbul’un tadını çıkarabileceğiniz en güzel yerlerden biridir vapurlar… Hem kendinizle baş başa kalır, Boğaz manzarasının keyfini sürer hem de tertemiz havayı içinize çekersiniz. İskelede vapuru beklemek, vapur kıyıya yanaştığında kendinize güzel bir seçme telaşı, martıların sizinle birlikte yolculuk etmesi, yeni demlenmiş bir bardak çay… Kısacası, o yirmi dakikalık küçük mola üzerinizde çok büyük bir etki bırakır. Vapurdan indiğinizde kendinizi biraz daha yenilenmiş hissedersiniz…

Çoğumuzun farkında bile olmadığı muhteşem gün batımı noktaları

‘İstanbul’da gün batımı’ deyince genellikle akla ilk olarak Moda Sahili veya Üsküdar’ın Kız Kulesi manzaralı bankları gelir. Oysa bunların dışında belki de her gün yakınından geçip hiç fark etmediğiniz muhteşem gün batımı noktaları vardır. Mesela Haydarpaşa Garı’nın renkli camlarından ve zemininden yansıyan güneşin son damlaları benzersizdir. Veya Caddebostan sahili size hiç beklemediğiniz bir akşamüstü vaat edebilir… Sahilde sporunuzu yaptıktan sonra çimlere uzanarak güneşin batışını izleyebilir veya Bağdat Caddesi'nde alışverişinizi yaparken, caddenin onlarca nezih kafe-restoranlarında soluklanabilirsiniz.

Mevsimine göre en güzel balıkların süslediği lezzetli balık sofraları

İstanbul, birbirinden güzel, birbirinden lezzetli balık sofralarıyla meşhur bir şehir. Ancak burada asıl marifet, hangi balığın hangi ayda yeneceğini bilmektir! Gerçek bir İstanbullu balık sofrasına oturduğu zaman hangi balığın taze hangisinin buzhane balığı olduğunu bilir. Mesela Ocak ayında Hamsi ve Kefal yenir. Şubat ayı Kalkan başlangıcıdır. Mart-Nisan demek Barbun ve Gümüş Balığı demektir. Mayıs ayında kış balıklarına veda edilir. Levrek, Tekir, İskorpit, Dil Balığı yenir. Haziran’da Karagöz ve Kırlangıç… Balığın en az olduğu ay Temmuz ayıdır, Sardalya tüketilir. Ağustos geldiği zaman Çingene Palamudu arzı endam eder. Ve Eylül ayında balık sezonu açılır… Yağmur suyu sonrası palamut irileşir ve bollaşır, İzmarit, İstavrit ve Kılıç’ın da tadı gayet yerindedir. Ekim ayı göç ayı, Karadeniz’den Marmara’ya… Lüfer lezzetlidir. Kasım en bereketli aydır. Uskumru bu ayda yenir, Hamsi bu ayda çıkar. Aralık neredeyse tüm balıkların en lezzetli olduğu aydır, bol bol tüketilir.

Baharın gelmesiyle birlikte hem kokusuyla hem adıyla tanınan rengarenk çiçekler…

İstanbul’da baharın gelmesi demek, şehrin koşuşturmacasından yorulan insanların derin bir nefes alma vaktinin gelmesi demektir. Çünkü çiçek mevsimi başlamıştır ve çiçeklerin o eşsiz kokusu şehrin sokaklarına yayılmaya başlar… Baharı dört gözle bekleyen İstanbullu sadece bu kokuyu içine çekmekle kalmaz, hangi koku hangi çiçeğe ait mutlaka bilir… Mart ayında Sakuralarla başlar geçit. Yeniden doğuşu simgeleyen bu çiçeğe Japon Kirazı da denir. Mart ayı sonuna doğru açarlar ve 10 gün kadar sonra çiçeklerini dökerler. Nisan ayı bereketli aydır. Erguvan, Sümbül, Mor salkım ve Lale ayıdır. Şehir bu aylarda renge doyar adeta. Haziran ayında ise bahçeler, sokaklar ıhlamur kokar. Zamanında İstanbul’un simgesi de
olan ıhlamurun mevsimi gelmiştir çünkü…

İstanbul’un kalbinde, şehir hayatından uzaklaşmadan kaliteli bir yaşam sürmek… 

Hem İstanbul’un en merkezi noktalarından birinde yaşayıp hem de sosyal hayattan kopmadan; işe gitmek için kilometrelerce yol kat etmek zorunda kalmadan bir ev sahibi olmak… İstanbul’da olmanın, İstanbullu olmanın, şehrin tam merkezinde olmanın nasıl bir keyif olduğunu bilenlerin en büyük hayallerinden biridir. Kozyatağı kavşağının hemen yanı başında yükselen MESA Koz, işte tam da bu hayalin vücut bulmuş hali… Anadolu Yakası’nın en değerli finans ve iş merkezinin ortasında, en çok tercih edilen alışveriş merkezlerine komşu ve tüm toplu taşıma seçeneklerinin kesiştiği noktada yaşamanın fikri bile cezbedici.