Konut tercihinizi baştan değiştirecek, 'insan odaklı' 3 mimari keşif!

KAYDIR6657A1DD-6E78-429E-89FB-338B6D446723Created with sketchtool.

NUROL GYO katkılarıyla...

Evimiz, kalıcı mutluluğu en çok hakettiğimiz, hayata daha iyimser gözlerle bakmamızı sağlayacak tek kalemiz, her fırtına sonrasında sığınacağımız tek limanımız... Her yeni günü huzurlu ve içten bir merhaba ile karşılayabileceğimiz, günlük stresimizi, yorgunluğumuzu bir çırpıda üzerimizden atacak, doğanın karşılık beklemeden uzattığı dost elini sımsıkı tutabileceğimiz bir evde yaşamak hepimizin hayalidir değil mi?

Peki bir evi sıcacık bir yuvaya dönüştüren, kendimizi gerçekten de o eve ait hissedebildiğimiz, bize yepyeni duygular tattıran o ince fark nedir? Ya da şöyle soralım: 'Keşke benim evimde de olsaydı, ne güzel olurdu!...' diye hayalini kurarken o an aklımızdan geçen şey nedir? Nedir sizi çok daha iyi hissettirecek o 3 muhteşem ayrıcalık? İşte yanıtı...

Daha fazla gün ışığı...

Kendimizi sebepsiz yere mutlu hissettiğimiz, yaşam enerjisi ile dolduğumuz, herkese tebessümle yaklaştığımız o en özel anların, güneş ışığını en fazla hissettiğimiz anlara denk düşmesi tesadüf mü sizce? Gün ışığının hem fiziksel hem de psikolojik olarak bizi rahatlattığı, mutluluk, duygu durumu, depresyon, yaratıcılık, iş verimliliği, dikkat, sosyal ilişkilerimiz ile iştahımızı belirleyen ana etkenler olan vücudumuzdaki serotonin ve melatonin hormonlarının üretiminde direkt etkili olduğu, davranışlarımızı , hatta kararlarımızı bile etkilediği bilimsel bir gerçek.

Güne daha zinde ve enerjik başlamak için de temel ihtiyacımız sadece daha fazla gün ışığı... Bugün artık çok daha net görüyoruz ki, yaşadığımız evin değerini arttıran belki de en önemli faktörlerden biri sahip olduğu gün ışığı... Eğer eviniz günün her saatinde gün ışığından yeteri kadar faydalanabiliyorsa size sadece bu ayrıcalığın keyfini sürmek kalıyor... 

Daha fazla geniş alan, daha fazla ferahlık...

Sıkıştırılmış bir dünyanın içinde, her şey çok hızlı ve karmaşık ilerliyoruz. Şehir sıkışıyor, trafik sıkışıyor, yollar, caddeler sıkışıyor... Tüm bu sıkışıklığın içinde bize nefes aldıran, günün üzerimizde biriktirdiği her şeyi alıp bizi ferahlatan tek şey, sadece geniş bir ev olabilir ancak. Geniş bir ev derken, sadece geniş odalardan, geniş hollerden, geniş teraslardan bahsetmiyoruz... Ezber bozan, insan odaklı çalışmalar yapan mimar ve mühendislerin sayesinde doğada yaşadığımız ferahlık hissini iç ve dış mekanlarımıza taşıyacak bir evin gerçek değerinin ve genişliğinin metrekarelerle değil, metreküplerle ölçüldüğünü çok daha iyi biliyoruz.

Bu yeniliği tecrübe edene kadar hep kendimizden çok mobilyalarımızı düşünmüşüz ne yazık ki... Onlara daha fazla yer açmak için kendi ihtiyacımız olan alanlardan feda etmek zorunda kalmışız.

Oysa ki evimizin gerçekten geniş ve ferah olması demek, aslında gökyüzünün ferahlığına benzer bir ferahlığı evimizin içinde hissetmek demekmiş... Geniş bir ev demek, yüksek tavanlı, bol ışık alan yüksek pencereli ev demekmiş. Geniş peysaj ve yürüyüş alanları olan, çoklu proje girişine sahip, sosyal tesis ve hacimli resepsiyonlara sahip alanlar demekmiş. İşte bunu yakalamak, gerçek bir ayrıcalık...

Doğayla iç içe, daha yeşil bir yaşam...

Kendimize ait bir bahçemizin olması, kendi ellerimizle ektiklerimizi kendi ellerimizle büyütmek pek çoğumuzun en büyük hayali... Ancak kabul edelim ki, doğal yaşamla iç içe olmak, bir bahçeye sahip olmak, çocuklarımızın böyle doğal bir çevrede yetişmelerini görmek, toprağa dokunan komşularla ilişkilerimizi geliştirebileceğimiz bir ortamda yeniden canlanmak, nedense ulaşılması zor bir hedef gibi gelir çoğumuza... Belki de o yüzden pek çoğumuz böyle doğal bir yaşamı hep emeklilik günlerine erteleriz.

Oysaki doğaya, doğanın hayatımıza kattıklarına, toprakla iç içe olmaya hayatımızın her döneminde fazlasıyla ihtiyacımız var. Sürdürebilir insan yerleşimleri kurgulayabilmemizi sağlayan bütünsel bir tasarım bilimi olan Permakültür ile, yeryüzüne, insana özen gösteren, verimli kaynak kullanımını sağlayacak, bizleri tüketicilikten türeticiliğe (Üretici+Tüketici) terfi ettirebilecek alanlara ihtiyacımız var. Ve bu amaçla bizleri doğayla buluşturacak Eko-Yerleşkelere ulaşmak artık hiçte zor değil. Tek adımda doğayla kucaklaşabilmek, tek adımda bütün sıkıntıları geride bırakıp hayata en doğal yerinden tutunmaksa amaç, eğer yaşadığımız ev işte bu en büyük ihtiyacımıza cevap verebiliyorsa, buna sahip olmak, gerçek bir ayrıcalık değil midir? 

Tüm bu çözümlere ulaşabileceğiniz; Nurol Gyo'dan Ezber Bozan, İnsan Odaklı, Hayatınıza Güzellikler Katacak Projeler...

 Daha fazla ışık, daha fazla alan, daha fazla yeşil olsa N'güzel olur diyenler için biz çözümler geliştirdik, siz keşfedin .

Nurol Park ve Nurol Life Projelerine özel, sınırlı sayıda daire için, 60 AY %0,36 veya 120 AY %0,63 FAİZ avantajlarını kaçırmamak için tıklayın!

Nurol GYO'nun tüm ayrıcalıklarını daha yakından keşfetmek ve yeni web sitesini incelemek için burayı tıklayın!