Kendimi cennetin kapısında buldum

Güncelleme Tarihi:

Kendimi cennetin kapısında buldum
Oluşturulma Tarihi: Ocak 29, 2008 00:00

TESK Sanat Galerisi’nde çalışmalarını sergileyen Fikret Otyam, iki yılda bir Ankara ve İstanbul’da düzenledikleri sergilerle sanatseverlerle buluştuklarını söyledi.

Evlere şenlik, bir gün bir kişi geldi, ’bu çizdiğiniz kadınlar niye gözlük takıyor’ dedi. Kara gözlüler ya, onu soruyor... ’Doğu’da çok soğuk, kar ya, ondandır’ dedim. Geldi sonra, ’bunlar da takıyor’ dedi. Urfa resimleri, ’orada da 30-35 derece güneşin alnında ekin biçiyor, ondandır’... Gitti, yarım saat sonra geldi, ’sen benimle alay mı ediyorsun’ dedi." En çok resmetmeyi sevdiği kapkara, büyük gözlü Anadolu kadını figürleriyle ilgili sergisine gelen bir ziyaretçiyle arasında geçen diyaloğu böyle anlatıyor Fikret Otyam. Gazeteci, yazar, fotoğraf sanatçısı, ressam sıfatlarına 82 yıllık ömründe hakkını veren bir isim. Geçen yıl geçirdiği rahatsızlık sonucu tedavi gören sanatçı, eşi Filiz Otyam ile Başkent’te açtığı sergide yeniden sevenleriyle buluştu.

"SERGİ BAHANE"

Sergide kendisinin 45 resim, eşinin de 10 keçe çalışmasının bulunduğunu anlatan Otyam, "Arka arkaya sergi açmıyoruz, benim için sergi biraz bahane. Aslında dostlarımızı görüyoruz. Ambulansa koydular beni, kendimi cennetin kapısında buldum bir anda. Hazreti Ali elinde maşrapayla bekliyor orada, kevser şarabı dağıtıyor kapıda. Dünyada yasak olan şarap orada ırmak olarak akıyor, yalnız markası, derecesi, tadı belli değil, şarab-ı kevser. Hacı Bektaş Veli de orada. Hayırladılar, ’niye geldin’ dediler. Dedim ’beni çağırmışlar.’ ’Senin daha orada işin var’ dediler. Gözümü açtım, Akdeniz Üniversitesi Nöroloji Bölümündeyim... Duvarda televizyon var. Fakat televizyon, priz iki tane, doktorlar iki, üç, dört tane... Pencere dört tane. Televizyonda da hiç hazzetmediğim insanlar. Ben sık sık konuşurum Tanrı ile."

YAĞLIBOYAYI TERK ETTİM

EŞİ Filiz Otyam’ın iç mimar olduğunu ve ABD’de öğrenim gördüğünü anlatan Otyam, "Ben onu kandırdım, evlendik, kalktı, geldi Gazipaşa’ya... Cumhuriyet’ten emekli oldum, bir arsa aldık" sözleriyle Antalya’daki yaşamlarına nasıl adım attıklarını özetledi.

FİLİZ’E YENİ İŞ

Eşinin dört köylüyle birlikte evi hazır hale getirdiğini belirten Fikret Otyam, eşinin dokuma yapmaya başlamasının öyküsünü de şöyle aktardı: "Akrepler, yılanlarla kardeş kardeş geçiniyoruz.

Peki Filiz ne yapacak? Ben resim yapacağım, kitap yazacağım. Kitaplarımın yeni baskılarını hazırlayacağım. ’Ben buldum yapacağım işi’ dedi. ’Ne yapacaksın?’ Dokuma yapacağım. Yapmaya başladı. Evvela yolluklar yaptı. Çok hoşuna gidiyor şimdi. Ondan sonra başladı hastalıklar. Mesela ben yağlıboya çalışıyorum, terebentin kokusu, gaz kokusu, benzin kokusu... Başladı alerji yapmaya, hatunun eli yüzü şişiyor. Ne yapacağız? Akrilik yapmaya başladım. Filiz’i kurtardım ama ben yağlıboyaya veda ettim. Böreklerden su böreğini severim, boyalardan da yağlıboyayı halbuki..."

Baba vasiyetini hiç tutamadı

BabasInIn kendisine üç konuda vasiyetinin bulunduğunu belirten Fikret Otyam, "Bana, İsmet Paşa’ya çatmayacaksın, bankadan borç para almayacaksın, politikaya atılmayacaksın’ diye vasiyet etti" dedi. Bankadan borç para alarak "Söz" dergisini çıkarttığını, ancak politikaya atılmadığını dile getiren Otyam, ancak sonraları bu vasiyete de uyamadığını söyledi. Otyam, bu ilginç anısını da şöyle aktardı:

"Paşa’ya çatma dedi, çatmadım. Fakat kuyudan adam çıkardı 27 Mayısta. ’Baba, kemiklerin sızlayacak, seninki böyle böyle yapıyor’ dedim. O sırada Meclis’te bir konuşma yaptı. O gün de benim Cumhuriyet’te yazı çıktı, baba seninki böyle böyle yaptı, kemiklerin sızlayacak diye..."

Filiz Otyam’ın da keçeleri sergide

Fikret ve Filiz Otyam’ın sergisi için son günler. Başkentli sanatseverlerbu sergiyi izlemek için acele etmeli.

Fİlİz Otyam da bu sergide yeni denediği bir tekniği görücüye çıkardığını belirterek, "Keçeleri dokumalara uyguladım. Bu ilk denemem. 25 yıllık dokumacılık yaptığımdan bunun keçeyle birleşmesi daha doğal bir çalışma oldu" dedi.

HEYECAN DUYDUM

Bu yeni üretimden çok heyecan duyduğunu dile getiren Filiz Otyam, "Avustralya’dan bir sanatçı arkadaşım bir koli alpaka (lama familyasından yünlü ve kalın postuyla tanınan bir hayvan türü) yünü gönderecek. Onları da atkılara, şallara dönüştürmeyi planlıyorum" diye konuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!