Yeşilay Derneği Genel Başkanı Mücahit Öztürk: Sigara, Corona Virüs kaynaklı ölüm riskini artırıyor

Güncelleme Tarihi:

Yeşilay Derneği Genel Başkanı Mücahit Öztürk: Sigara, Corona Virüs kaynaklı ölüm riskini artırıyor
Oluşturulma Tarihi: Mart 17, 2020 10:49

Koronavirüs salgını dünyayı devasa bir karantina çadırına çevirmeye başladı. Gerekli tüm önlemler alınsa bile vaka ve ölüm sayısı günden güne artıyor. Yeşilay Derneği Genel Başkanı Mücahit Öztürk de Türkiye’yi uyarıyor: “Sigaranın da koronanın da hedefi ortak: Akciğeri yok etmek. Ayrıca tüm bağımlılıklar bağışıklık sistemini baskılıyor. Dünya bu acı tecrübeyi yaşarken biz diyoruz ki; şu an tam zamanı, bırakın.”

Haberin Devamı

◊ Yeşilay, kuruluşunun 100’üncü yılını kutluyor. Genel başkanı olarak neler söylemek istersiniz?
- Biz sağlıklı yaşamı önceleyen, bağımlılıklardan uzak kalmayı sağlıklı yaşamla özdeşleştiren bir sivil toplum kuruluşuyuz. Üstelik bunu 100 yıl önce keşfetmişiz, bundan da Türk toplumu olarak gurur duymalıyız. Yeşilay’ın kurulma nedeni bağımlılıklarla mücadele.
◊ Tüm dünya korona alarmında. Alınması gereken önlemler sürekli hatırlatılıyor. Bu noktada Yeşilay’a da bazı görevler düşüyor mu?
- Sağlıklı yaşamak, özellikle şu son dönemde bulaşıcı hastalıklardan korunmakla mümkün. Biz de çocuklara verdiğimiz tüm eğitimlerde temizlik konusunu önceliyoruz. Bizim Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitim Programı diye bir programımız var. Anasınıfından lise sona kadar tüm okullara bu programı götürüyoruz. Konumuz bağımlılık gibi görünse de temel direğimiz sağlıklı yaşam. Şimdi anasınıfındaki bir öğrenciye gidip “Sigara zararlıdır” diyemeyeceğimiz için, o öğrenciye beden ve çevre temizliği ile hijyenin önemini anlatıyoruz. Bununla ilgili 13 sene önce bir video yapmışız, sanki özel olarak bugün için hazırlanmış gibi.
◊ Korona tedbirleri mi var videoda?
- Videoda “eller nasıl yıkanmalı, yüz niye sabunlanmalı”yı falan anlatıyoruz. Yani bizim çalıştığımız alan ile şu an dünyanın yaşadığı sorun örtüşüyor. Ayrıca bu virüsün asıl hedef aldığı organ hangisi; akciğer. Virüs akciğerin fonksiyonlarını yok ediyor, ölümler o sebeple gerçekleşiyor. Peki biz niye uğraşıyoruz tütünle, sigarayla, nargileyle? Ciğerlerimiz temiz olsun, sağlıklı olsun diye.
Şu an için tüm veriler, sigara içenlerde ölüm riskinin daha yüksek olduğunu gösteriyor. Niye? Tabii ki akciğerde bir tahribat olduğundan dolayı. İşte bu yüzden de sigara kullanıcılarına “Şimdi tam zamanı, bırakın tütün mamullerini” diyoruz.
◊ Bu virüse yakalananlar bağışıklıkları güçlüyse atlatıyor, düşükse...
- Birinci konu bağışıklık sistemi, ikincisi de akciğerlerin sağlık durumu. Sigara içenlerin, akciğerlerinde zaten normal şartlarda da ciddi sıkıntılar varken bir de üstüne virüsle mücadele etmesi çok zor. Aslında bağımlılık yapan bütün maddeler, yani sigaranın yanı sıra alkol ve uyuşturucu da direkt olarak bağışıklık sistemini olumsuz etkiliyor, baskılıyor.
Şu yaşadığımız global krizde de en önemli konu bağışıklık sisteminin iyi olması gibi görünüyor. Çünkü dediğiniz gibi bağışıklık sistemi güçlüyse direniyor ve mücadeleyi kazanıyoruz.
◊ Yaş ilerledikçe riskin de yükselmesinin sebebi ne?
- Yaşla beraber bağışıklık düştüğü için yaşlılarda risk artıyor. Şu an dünya çok büyük bir krizle mücadele ediyor. Son yüzyılın en büyük krizi... Bilimin, ilaç teknolojisinin bu kadar geliştiği bir dönemde insanın böylesine aciz kalması, bize şunu gösteriyor: Her an her şey olabilir ve bizim de buna hazırlıklı olmamız gerek.
HER İKİSİNİN DE HEDEFİ
ORTAK: AKCİĞERİ YOK ETMEK
◊ İnsan hiç bilmediği, daha önce karşılaşmadığı bir tehdide karşı nasıl hazırlıklı olabilir?
- Hazırlıktan kastım, bedenen ve ruhen sağlıklı bireyler olmak. Bunu nasıl sağlayacağız? Tabii ki sağlıklı yaşamı önceleyerek ve bağımlılıklardan uzak kalarak. Saydığım bu üç bağımlılık türü de, yani sigara, alkol ve uyuşturucu maddelerin tamamı bağışıklık sistemine zarar veriyor. Ama şu sıralar sigaranın üzerinde özellikle duruyoruz, çünkü onun hedef organı akciğer. Virüsle ortak bir hedefleri var; akciğeri yok etmek! Biz de diyoruz ki bu fırsatı değerlendirelim ve kötü alışkanlıklarımızdan kurtulalım.
◊ Karar veren ama uygulamada sıkıntı çekenlere kim yardım edecek?
- Biz Yeşilay olarak sadece konuşmuyoruz, tavsiyede bulunmuyoruz. Şu an 35 şehirde 40’a yakın merkezimiz var. Yardıma ihtiyaç duyanlar Yeşilay’a ulaşsınlar. 444 79 75’i arasınlar. Eğer bulundukları şehirde Yeşilay Danışmanlık Merkezi varsa direkt başvurabilirler.
DÜNYA ACI BİR
TECRÜBE YAŞIYOR
◊ Bağımlılar strese girdiklerinde daha çok sigaraya sarılıyor, onları ikna etmeniz zor olacak.
- İnsanın bazı şeyleri anlaması için zor durumda kalması gerekebiliyor. Şu anda da dünya acı bir tecrübe yaşıyor. Seyahat yasakları konuyor, insanlar evlerinden çıkamıyor. Bizim bu süreci yönetirken iyice düşünmemiz ve o kararı vermemiz gerek. Sadece kendimizi düşünmeyelim. Çocuklar anne-babalarına, anne-babalar çocuklarına, kardeşlerine, tüm sevdiklerine desinler ki “Şu an tam zamanı. Tam bırakma zamanı”... Dikkat ederseniz azaltmaktan söz etmiyoruz, direkt “bırak” diyoruz.
◊ Sigara bırakılınca akciğerler tamamen eski haline dönebiliyor mu? Yoksa bu bir “zararın neresinden dönsem kâr” durumu mu?
- Bu yaşla ve kullanma süresiyle alakalı. Özellikle genç yaşlarda bırakıldığında neredeyse hiçbir iz kalmayacak şekilde düzelebiliyor. Ama hangi yaşta olunursa olunsun, bıraktığınız andan itibaren yaşam kaliteniz artıyor. Sigarayı bırakanlardan hep şunları duymuyor muyuz; artık daha uzun yürüyebiliyorum, nefessiz kalmıyorum, öksürüğüm azaldı...
◊ Bir sağlık sorunu yaşamadığı müddetçe “Bana bir şey olmaz” diye düşünüyor çoğu insan. Korona için bile buna benzer, akla mantığa sığmayacak şeyler söyleyenlere rastladık sosyal medyada.
- Biz hasta olduktan sonra sağlığımızın kıymetini biliyoruz. Oysa hasta olduktan sonra ilaç da alsanız, ameliyat da olsanız yaşam kaliteniz düşer. Dolayısıyla ön şart sağlıklı yaşamak olmalı. Bunun da temel şartı vücuda zarar veren maddelerden uzaklaşmak. Yeşilay aynı sebeple diyor ki tütün, alkol ve maddeden uzak kalın.

Yeşilay Derneği Genel Başkanı Mücahit Öztürk: Sigara, Corona Virüs kaynaklı ölüm riskini artırıyor


DEĞERLERİMİZ NE İDEOLOJİK
NE DE DİNLE ALAKALI
◊ Sigara ve alkol üreticileriyle, hiç karşı karşıya gelmiyor musunuz? Size karşı çıkmıyorlar mı?
- Çıkıyorlar. (Gülüyor) Bizim mücadelemiz aslında sadece Türkiye ile sınırlı kalmıyor. Yeşilay olarak bizim değerlerimiz ideolojik veya dinle alakalı değil. Bu işi siyasi, ideolojik veya dini argümanlarla yapamazsınız. Kavga çıkar. Ama biz ortak bir ruhta, ortak bir hedefte birleşiyoruz, çünkü ortak bir acı söz konusu.
Şu an 80 ülkede daha Yeşilay var. Bunlar Türkiye Yeşilay’ının öncülüğünde açılmış kurumlar. Son yıllarda yaptığımız çalışmalarla, gösterdiğimiz performansla uluslararası bütün toplantılarda rol model olmaya başladık.
◊ Devletlerin bağımlılıkla mücadele adına kendi adımları sorunu çözmeye yeterli olmuyor mu?
- Devlet sadece yasa koyucu, tedavi edici konumunda. Ama insanları ikna eden, onları kendine çeken ve içselleştiren devlet olamıyor.
◊ Yurtdışında bu kadar etkin olmasına rağmen Yeşilay’ın çalışmaları Türkiye’de yeterince bilinmiyor. Örneğin kumar ve teknoloji bağımlılığının sizin başlıklarınız arasında olduğunu ben bile bilmiyordum. Kendi ülkenizde neden bu kadar geri plandasınız?
- Bizim çalışma alanımız zor bir alan ve maalesef insanların duymak istemedikleri, görmezden gelmek istedikleri bir konu “bağımlılık”.
Diğer STK’lar gibi toplumu çalışmalarımıza ortak edebilmemiz çok kolay olmuyor. Yaptığımız çalışmaları görünür yapmaya çalışırken, insanların özel hayatlarını etkilemeyecek şekilde olmasına dikkat ediyoruz.
Son dönemde kamu spotlarıyla ve çeşitli kampanyalarla bunu kırmaya çalışıyoruz.
HEDEFİMİZ ÇOCUKLARI KORUMAK
ÇÜNKÜ NESİL ELDEN GİDİYOR
◊ Çocuklar için hedefleriniz desem?
- Çocukları, gelecek nesli korumak istiyoruz. Nesil elden gidiyor. Bugün Avrupa ülkelerinde gece 12.00’den sonra dışarıda neler olduğunu biliyorsunuz. Aynı şey bizim ülkemiz için de geçerli. Ve hiçbir ülke bu durumdan memnun değil. Dolayısıyla bir ortak dil konuşmamız lazım.
◊ Nasıl bir ortak dil?
- Hayata geçirdiğimiz Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitim Programı önemli bir program. 10 milyon çocuğa yapılandırılmış bir eğitim veriyoruz.
◊ Anlatılacak olanları ve ne şekilde aktarılacağını kim belirliyor?
- Bilim kurulumuz. Kurul tarafından hazırlanan bilgileri anasınıfındaki çocuğa da aktarıyoruz, başka bir level’da lise son öğrencilerine de. Lise sondakine uyuşturucunun neye mâl olacağını anlatırken anasınıfındakine el yıkamanın önemini anlatıyoruz. Lisedeki çocuğa sigaranın zararlarını aktarırken anasınıfındaki çocuğa teknolojinin nasıl verimli kullanılabileceğini gösteriyoruz. Rehber öğretmenlerimiz vasıtasıyla programı yaygınlaştırıyoruz.
DANIŞMANLIK MERKEZLERİMİZDE
BÜTÜN HİZMETLER ÜCRETSİZ
◊ Bu görüşmelerde hedef ne oluyor?
- Çocukların evde bir huzursuzluğu ya da okulda bir sorunu olup olmadığını anlamaya çalışıyoruz. Bu sıkıntılara biz nasıl müdahale edebiliriz, aileye bunu nasıl aktarabiliriz, ona bakıyoruz. Bakın bağımlılıktan bahsetmiyorum. Biz diyoruz ki daha bağımlı olmadan yakalayalım ve önleyelim.
◊ Nasıl?
- Bunun için Bağımlılığa Müdahale Programı geliştirdik. İlk sonuçlar çok sevindirici. Çocuklar görüşmeleri yarıda kesmiyor, devam ediyorlar. Ve neticede önemli bir kısmı bırakıyor. Yeşilay Danışmanlık Merkezleri bizim sessiz sedasız açtığımız kurumlardır.
◊ İyi de niye sessiz sedasız?
- Çünkü önce ne oluyor, ne yapabiliriz diye baktık. Burada yaptığımız şey doğru mu, önce onu görmek istedik. Son 6 aydır kamuoyuna “Biz Yeşilay Danışmanlık Merkezleri açtık, bize gelin” diyoruz. Aslında bilinmesi gereken iki temel konu var. İlki, bütün hizmetlerimizi ücretsiz veriyoruz. Bundan ötürü de insanlar bize rahatlıkla gelebiliyor. Takiplerini de yapıyoruz, evlerine telefon açıp “Neden gelmedin?” diyoruz.
BAĞIMLILIKTAN KURTULANLAR
KAFE AÇTI AMA KİMSE BİLMİYOR
◊ Sizin sayenizde bağımlılıktan kurtulanlara iş bulma konusunda da destek veriyor musunuz?
- Evet, bizim kontrolümüzde olan ve işe yerleştirdiğimiz birçok genç var. İŞKUR’la ya da bu işe gönül veren işverenler yardımıyla yapıyoruz bunu. Şu anda bizim sayemizde bağımlılıktan kurtulanların açtığı bir kafe var. Ama asla böyle işlerle reklam yapamıyoruz, çünkü özel hayatı ihlal etmiş oluruz.
BEN DOĞUŞTAN YEŞİLAYLIYIM
- Ben ilkokuldaki Yeşilay kolunu çok iyi hatırlayan, doğuştan Yeşilaylı bir gençtim. (Gülüyor) Sigara, alkol hayatımda hiç olmadı. Zaten bir söylemim var; her çocuk Yeşilaylı doğar. Annesi babası sigara içiyor diye bağıran, ağlayan çok çocuk gördüm. Bizim doğamızda, genlerimizde sağlıklı yaşam var aslında. Problem ilerleyen yaşlarda çıkıyor. Burada en temel şey çocuklara rol model olmak. Ben de bu tür alışkanlıklar edinmememi aileme borçluyum.
NARGİLE KORONA KRİZİNDE EKSTRA SIKINTI SEBEBİ
◊ Bir de nargile çıktı başımıza. Nargile kafeler mantar gibi çoğalıyor...
- Nargile maalesef kültürel bir şeymiş gibi aktarıldı, normalize edildi. Zararı yokmuş ya da tütünden daha az zararlıymış gibi bir algı yaratıldı. Bu tamamen bir propaganda aslında.
Bizim Yeşilay olarak nargileye karşı duruşumuz tütüne olanla aynı. Ve bu konuda da bir ilke imza attık, nargile konusunda kamu spotları hazırladık.
◊ Korona açısından riski artırmıyor mu nargile?
- Artırmaz olur mu? Nargilenin aslında sigaradan da zararlı olduğunu, bulaşıcı hastalıkları beraberinde getirdiğini hep anlattık. Diyoruz ki nargile bağışıklık sistemini de sıkıntıya sokuyor, aynı zamanda mikrop ve virüs bulaştırıyor. Ucunda ölüm var. Nargilenin direkt bulaştırıcılık özelliği var. Marpucu değiştiririm demekle olmaz, o hiçbir işe yaramaz.

Haberin Devamı

 

Haberin Devamı

SON 24 SAATTE YAŞANANLAR

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!