Tayfun Pirselimoğlu: ‘Oscar heyecan uyandıran bir konu ama asıl derdim iyi film yapmak’

Güncelleme Tarihi:

Tayfun Pirselimoğlu: ‘Oscar heyecan uyandıran bir konu ama asıl derdim iyi film yapmak’
Oluşturulma Tarihi: Eylül 24, 2022 07:00

Tayfun Pirselimoğlu imzalı ‘Kerr’ Oscar’da bu yıl Türkiye’yi temsil edecek. Pirselimoğlu ile önce roman olarak kaleme aldığı, ardından beyazperdeye uyarladığı filmini konuştuk. Yönetmen: “Bütün bir dünya olarak bir dekadans dönemi içerisinde olduğumuz kanısındayım. Ben de bu garip dönemin tanıklığını yapmaya çabalıyorum.”

Haberin Devamı

Oscar’da bu yıl Türkiye’yi ‘Kerr’ temsil edecek. Tayfun Pirselimoğlu imzalı film, babasını defnettikten sonra yaşadığı yere dönmeye çalışan ama yöredeki birtakım tuhaf gelişmeler sonucu bunu başarmakta zorlanan bir matbaacının mücadelesi odağında ülkenin ve dünyanın gidişatına dair göndermelerde bulunuyor. Film MUBI adlı sinema platformunda da gösterime girecek.

* ‘Kerr’ adeta bir girdabın içinden çıkmaya çalışan ama çıkmaya çalıştıkça daha çok dibe çekilen bir ana karaktere sahip. Önce roman olarak kaleme aldığın, sonra sinemaya taşıdığın bu mesele hakkında neler söylersin?

Romanı yazarken tam da ifade ettiğin bir girdabın içinde debelenen bir karakterin peşine takılmıştım. Bunun nedeni huzursuz edici bir çıkışsızlık içerisinde hırpalandığımızı düşünüyor olmamla ilgili. Absürtlüğün bu ölçüde kabullenildiği, ‘normal’ olanın buradan tarif edildiği başka bir dönem olmuş mudur bilmiyorum. İdrakın bu ölçüde eridiği bir zaman yaşadık mı, ondan da emin değilim. Şaşırtıcı olan her ne ise anlamını yitirdi. Olan bitenler bizi gerektirdiği ölçüde şaşırtmıyor ve utandırmıyor. Nihayetinde dünyanın gidişatı beni böylesi bir hikâyeyi, böylesi bir karakteri yaratma konusunda zorluyor. Film de bunu takip ediyor doğal olarak.

Haberin Devamı

* Yapıtlarında distopik bir çerçeve ve yaşananlara karşı umursamaz bir tavır takınan yan karakterler var. Bu yaklaşımı ete kemiğe büründürmeni istesem...

Bu da yukarıdaki halle alakalı; idrak erimesi dediğim de bu zaten. Film, neyin ne olduğunu bir türlü anlayamayan, anlamlandıramayan, her nasılsa kaderinin sürüklediği bir oyuna düşmüş şaşkın bir karakterle neredeyse ‘commedia dell’arte’ (İtalyan halk tiyatrosu) absürtlüğüne sahip tuhaf kimliklerin onun etrafında dönüp durduğu bir hikâye üzerinde gelişiyor. Onları tanıyoruz aslında; yaşadığımız vasatı onlar belirliyor. Umursamazlıkları var olma nedenleri; akli olan burada tehlike arz ediyor. Ben de ‘Yol Kenarı’ filmimdeki o ifadeyi tekrarlıyorum: “Hakikaten neler oluyor?”

* Son dönem filmlerin dünyanın ve ülkenin gidişatına ilişkin öngörüler ya da saptamalar içeriyor. Neler söylersin?

Haberin Devamı

Doğaldır, beni huzursuz eden her ne varsa yazıp çizdiklerimle bir şekilde neşet ediyor. Bütün bir dünya olarak bir dekadans dönemi içerisinde olduğumuz kanısındayım. Ancak bunun bir şekilde
sonuna geldiğimize, gelmek zorunda olduğumuza da inanıyorum. Bu garip dönemin tanıklığını yapmaya çabalıyorum. Filmlerimin, yazıp çizdiklerimin bu huzursuzluk zamanının işaretlerini taşıması bu açıdan şaşırtıcı olmasa gerekir. Neticede kahramanın içinden çıkamadığı kasabanın temsil ettiği dünyaya aşinayız.

Tayfun Pirselimoğlu: ‘Oscar heyecan uyandıran bir konu ama asıl derdim iyi film yapmak’

Fotoğraf: Yücel Kurşun

* ‘Kerr’, Türkiye’nin Oscar adayı. Hoş, bu meselede serinkanlı bir duruş sergileyen bir tavrın var. Biliyorum ki bu durum seni başkaları kadar heyecanlandırmamıştır. Yine de Oscar ve ‘Kerr’ konusunda düşüncelerini sorsam...

Haberin Devamı

Oscar, sinema endüstrisinin tepesini temsil etmesinden olacak birçok kişi için heyecan uyandıran bir konu. Bunu anlıyorum. ‘Kerr’in Türkiye adına seçilmiş olmasını da önemsiyorum. Bir şekilde takdir görmek de hoş tabii ki. Sinemayla alakalı derdimse iyi film yapmak. Bunun çabası içerisindeyim ki, asıl olan da budur.

* Sanatın farklı disiplinlerinde (sinema, edebiyat ve resim) uğraş veriyorsun. Bu çaba, bir bütünü parçalamak ya da parçalardan bir bütüne ulaşmak için mi?

Yazarlık ve ressamlık tek başınıza cenk ettiğiniz alanlar. Kendi başınıza kendinizle mücadele ederek yol alıyorsunuz. Sinema çok daha hırpalayıcı bir saha ve tek başınıza da değilsiniz. Bu da yaratıcılığınızı kısıtlayan ve kışkırtan pek çok unsur barındırıyor. Her filmde bildiklerinizi yeniden sınamak, yeniden yollar açmak zorundasınız. Galiba burada aldığım yaraları yazarak ve çizerek daha kolay tedavi ediyorum.

Haberin Devamı

* Genç yönetmenlerden beğendiklerin, geleceğe dair ışıltı gördüklerin kimler?

Son dönemlerde ilk ya da ikinci filmlerini yapanların önemli bir kısmının bir cüret eksikliğiyle malul olduklarını düşünüyorum. Zihnen ‘eski’ bir yerden bakmalarını anlayamıyorum. Yeni ve farklı bir şey söylemekten ziyade bir konfor alanı içinde kalma eğilimindeler sanki. Tabii ki parlak olanları da var. Bunların başında Mehmet Can Mertoğlu’nu saymak isterim. Onun ikinci filmini merakla bekleyenlerdenim.

* Sıkı bir Trabzonspor taraftarısın. Geçen sezonki şampiyonluğun ardından bu sezon takım hafiften yalpalıyor gibi. Yeni sezonun Trabzonspor’unu sorsam...

Geçen seneki başarının arkasındaki dinamikleri tam olarak analiz edemedik bence. Geçen sezon öncesinin planlamasındaki akıl bu seferinde her nedense kayboldu. Tuhaftır, bu şampiyonluğun diğer takımlarda yarattığı travmanın neden olduğu ölçüsüzlük dönüp dolaşıp Trabzonspor’a da bulaştı. Yine de serinkanlı olmak, haritayı yeniden çizmek, menzili doğru seçmek için geç kalınmış değil.

Haberin Devamı

Tayfun Pirselimoğlu: ‘Oscar heyecan uyandıran bir konu ama asıl derdim iyi film yapmak’

“Sevdiğim, izlediğim, merak ettiğim çok isim var. Sinema tarafında Orson Welles mesela. Reygadas, Tsai Ming-liang...Yazarlar; Nabokov, Buzzati, Calvino, Tanpınar, Danilo Kiş... Başkaları da var tabii ki.”

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!