Baharda miniklere doğayı sevdirmenin yolları

Gizem: Gülaycığım Bodrum’a bahar geldi. Hava 17-18 derece, epey güneşli. İstanbul’da nasıl gidiyor bilmiyorum ama yakında orada da bağa bahçeye salınma zamanı gelir.

Gülay: Hava buralarda hâlâ kararsız ama 21 Mart’la resmen bahar geldi. İstediği kadar nazlansın. Kırlara doğru ufak tefek yolculuklara başladık bile. Siz daha şanslısınız ama...

Gizem: Evet, Bodrum’da olmanın bu tarafı güzel. Bahçeyi temizlemeye başladık. Bu havalar çocuklara doğayı sevdirmek için güzel zamanlar. Siz ne yapardınız Bilge’yle, nasıl aşıladın doğa sevgisini?

Gülay: Özel bir şey yapmadık aslında. Biz doğayı seven bir aile olduğumuz için zaten ta en başından beri bebekle bol bol açık havada olduk. Çıplak ayaklarının çimenlere değdiğindeki ilk tepkilerini anlatıyordum ona geçen hafta. Bir bebeğin doğayla tanışmasına tanık olmak çok güzel bir deneyim. İlk denize girişi mesela... Bu tarz tecrübelerin ilkleri her zaman çok yumuşak olmalı. Bebekler her tepkimizi hafızalarında tutuyor ve benzer davranışlar gösteriyor gözlemlerime göre. Ben ilk solucanı eline alıp bana koştuğunda ne kadar ürpersem de “Aaa, ne tatlı hayvan o” deyişimi unutamıyorum (gülüyor).

Gizem: Lorin ilk çimene bastığında etrafımızda kimse yoktu, pandemiye denk gelmişti. Epey şaşkın ama mutlulukla koşturmuştu, hatırlıyorum. Çiçekleri koparmamak, karıncalara basmamak, doğaya zarar vermemek gerektiğini anlatmanın en kolay yolu doğada olmak sanırım. Biz burada domuz görüyoruz, uzağında olduğumuz sürece ondan bile korkmuyor artık. İtiraf edeyim ki ben hâlâ biraz tedirgin oluyorum.

Gülay: Ne müthiş bir deneyim, etkileyici. Lorin kadar şanslı olmayan büyük şehirlerdeki minikler için de mahalledeki park bile doğanın bir parçası. Ebeveynlere önerim, mutlaka en küçük fırsatları değerlendirmeleri. Zaten gerek kitaplar gerek oyunlarla, hatta evde minik saksılarda yetiştirilecek çiçeklerle siz doğaya gidemezseniz de doğa size gelir.

Gizem: Biz o işi hiç beceremedik Gülay ya. Çocuklarla en kolay hangi çiçekler tutar saksıda? Şöyle balkonları şenlendirsek...

Gülay: Sardunyalar candır Gizem. Yaz-kış balkonda kalır, sürekli açar, bakımı da çok kolaydır. Çocuklar çiçek açan hele de kokulu bitkilerden çok etkileniyor. Şu sıralar şebboylar var saksıda, mis kokulu. Hem bakımı kolay hem de çiçeklerin kokusu Lorin’i epeyce oyalar. Sulama, sararan yaprakları toplama gibi işleri yaparken çok güzel vakit geçiyor. Hele kelebek, arı gibi hayvanlar da gelmeye başlayınca balkon size orman gibi görünür. Çuha çiçeği var, minik bahçelere sıkışık şekilde ekilir ve rengârenk açar. Onları minik saksılarında tek tek yetiştirebilirsiniz.

Gizem: Bir de balkonu yer minderleri ve yastıklarla renklendirdik mi tamamdır bu iş. Küçük çiçek sulama kapları ve yine renkli tırmık takımı tam çocuklara göre. Lorin ilk bu takımlar sayesinde heveslenmişti toprakla oynama işine.

Gülay: Çocuklar minik biliminsanları, ben onları hafife almamak gerektiğini düşünüyorum. Ağaçları, bitkileri isimleriyle, bildiğimiz kadarıyla bile olsa özellikleriyle anlattığımızda, kendi diktikleri ve sorumluluklarına verilen çiçeği büyütmekten asla sıkılmıyorar. Yeni yeni sorularla bizi de daha ilgili olmaya yönlendiriyorlar. Ben Bilge’ye doğru yanıtlar verebilmek için Seek isimli bir bitki-hayvan tanıma uygulaması indirmiştim telefonuma, onu hâlâ kullanıyorum.

Gizem: Evet, böyle çok sayıda güzel uygulama var. Biz TEMA Vakfı’nın Doğa Kâşifi isimli uygulamasını kullanıyoruz. Parkta falan gördüğümüz ağaçların fotoğrafını çekiyoruz, bize adını söylüyor. İkimiz için de çok keyifli oluyor.

Gülay: Bu mantıkta çalışanr bildiğim birkaç uygulama var. Okurlarımız indirip kendilerine en çok faydalı olanı çocuklarıyla birlikte kullanabilirler. İsimleri; Plantiary, PlantSnap, Google Lens, PlantNet, iNaturalist,
PictureThis.