Karga gibi sesin var

Güncelleme Tarihi:

Karga gibi sesin var
Oluşturulma Tarihi: Aralık 04, 1999 00:00

Haberin Devamı

O devrin şöhret fabrikatörü merhum Tikofiş Hasan, Adnan Şenses'i dinledi ve dedi ki

İster 'Kıranta' deyin ona, ister İstanbul afililerinin sahnelere düşen son yaprağı. Ya da 'Hovarda' veya 'Zampara'. Ne derseniz deyin. Ama sakın 'Sanatçı' demeyi unutmayın. Çünkü, Adnan Şenses, 'Sanatçı' ünvanını anasının ak sütü gibi hakedenlerdendir. Şimdi gelelim, yarım asıra yakın bir zamandır var olan Adnan Şenses'in hayatına, yaşadıklarına, ilginç anılarına.

MARANGOZ DÜKKANI

Her nimetin bir külfeti olduğu gibi, Adnan Şenses de gazinoda sahneye çıkana kadar neler çekmiştir, neler. Oysa, hayata marangoz olarak atılmıştır o.

'1956 yılında, yıllarca kalfalık yaptıktan sonra bir marangoz dükkanı açtım. Ne var ki, müzik tutkusu yüreğimi yakıyordu. Zeki Müren'i, Müzeyyen Senar'ı dinlerken kendimden geçiyordum. Arkadaşlar da arada bir fişekliyordu:

'Ulan bu ses bizde olsa, bir yolunu bulup çoktan gazinoya çıkmıştık bile.'

Sonunda gaza geldim ve marangoz dükkanıma kilidi vurduğum gibi İstiklal Caddesi'nde aldım soluğu. Şarkıcı olmak için ölümü bile göze almıştım. Çünkü, dükkanı kapattığımı ve evden kaçtığımı duyan babam, beni öldürebilirdi. O devrin şöhret fabrikatörü merhum Tikofiş Hasan'ın organizasyon bürosuna dayandım. Tikofiş, 'Madem sesine güveniyorsun, oku bir şarkı da dinleyelim' dedi. 'Bir Kendi Gibi Zalimi Sevmiş Yanıyormuş' şarkısına başladım. Tikofiş, şarkıyı yarıda kesti; 'Senden bir bok olmaz, karga gibi sesin var ulan' dedi.

Yıkıldım. Evden kaçtığımı, yatacak yerimin bile olmadığını söyleyince Tikofiş imana geldi, halime acıdı. 'O zaman yazıhanede kalırsın, gelene gidene çay verirsin, ortalığı süpürürsün' dedi. Dünyalar benim oldu.'

SABİTE TUR GELMEYİNCE

Kelimenin tam anlamıyla işe sıfırdan başlamaktır bu. Ama Adnan Şenses yılmaz.

'Bir süre sonra Tikofiş beni konserlere, turnelere götürmeye başladı. Ünlülerle içli dışlıydım artık. Onlar alkışlandıkça ben ürperirdim. Bir gün beklediğim fırsat çıkacaktı, umutluydum.'

1957 yılının ocak ayıdır. Gemlik'te Atlas Sineması'nın içi tıklım tıklımdır. Ve o akşam beklenen solist Sabite Tur ortalıklarda yoktur. Kalabalık huzursuzdur ve Adnan için fırsat çıkmıştır.

'Tikofiş 'Hadi bakalım karga, sahne senin, ne yaparsan yap' dedi. Sabite Hanım'ı bekleyen kalabalık önce beni yuhaladı, fındık fıstık attı ama bozulmadım,. kızmadım. Bir, iki, üç şarkı derken beni alkışlamaya başladılar. Dördüncü şarkımı gözyaşları içinde okuyunca seyirci de coştu.O arada Sabite Hanım da gelmiş, beni dinliyormuş kulisten. İçeri girince, 'Çok büyük bir ses sanatçısı olacaksın' dedi, elini öptüm.'

Ve Adnan Şenses, çok değil, üç yıl sonra İstanbul Tepebaşı Gazinosu'nda Zeki Müren'e rakip olarak sahneye çıkarılacaktır. Adnan Şenses ölesiye mutludur:

'Allah sanki beni yeniden yaratıyordu.'

SUZAN YAKAR VE EVLİLİK REKORU

Oysa, Adnan Şenses'in yeniden yaratılışı (!) devrin en ünlü yıldızlarından olan Suzan Yakar'la tanışmasıyla başlayacaktır. 'Adnan, annesi yaşındaki bir kadınla birlikte' diyenlerin eleştirilerine kulaklarını tıkar. Ve 'Fakir Şarkıcı' adlı filmde Suzan Yakar'la başrolü paylaşır. Çok geçmez, 1961 yazının sıcak bir haziran gününde nikah masasına otururlar. Ama Adnan, çevreden, söylentilerden ve dedikodulardan etkilenir.

'Yaş farkı psikolojik baskılar yarattı. Suzan Hanım bana bir anne gibi yaklaştı, her konuda yardım etti. Bana hayatı öğretti, her şeyi öğretti. Zirveye çıkmamda en büyük pay onundur.'

Çok geçmez, 1963'te 'Ana oğul' yakıştırması yapılan Şenses- Yakar çiftinin sırça sarayı kütt diye dağılıverir. Adnan Şenses, artık nikah masasına abone olanlardandır. 1964'te Meral Tunalı ile evlenir. Dört yıl süren bu evlilikten Arzum (26) adlı bir kızı olur. Ardından Ayten Kahraman'la oturur nikah masasına ama bu da kısa süre sonra biter. Dördüncü evliliğini Londra'da, Christine adlı bir İngiliz kızıyla, İngiliz kanunlarına göre yapar. Sonuç, yine fiyaskodur. 1984'te beşinci nikahını Hayal Devran'la kıyar, 6 ay sonra tek celsede boşanırlar. Adnan Şenses'in şimdiki eşi 1990 yılında nikah masasına oturduğu Lale Hanım'dır. Şenses, başından geçen evliliklerle ilgili bir de şaka yapar.

'Bir zamanlar ihtillaler için 'Her 10 yılda bir olur' derlerdi. Benim evliliklerim de 5 yılda bir bitip başlıyor işte. İnşallah Lale son olacak.'

VEDAYA HAZIRLANIYOR

Adnan Şenses, pekçok sanatçı gibi ticarete atılır. 1977'de bir arkadaşıyla birlikte Öztaş adlı petrol şirketi kurar. Ancak ne yazık ki iflas eder. Derken, 1983'te sağlığı ilk alarmları vermeye başlar. Önce Londra'da bir mide ameliyatı geçirir ve gece hayatı, alkol, sigarayla sahne gerilimi yüzünden bu kez kalp hastası olur. Ve beş yıl önce ilk by pass ameliyatını geçirir.

Evet. Gelelim günümüze. Amerika'nın Cleveland kentinde, bacağından alınan damarla, üç kalp damarına by- pass yapılan ve 20 Haziran 1999 günü Türkiye'ye dönen Adnan Şenses, 2000 yılında profesyonel müzik hayatına nokta koymaya hazırlanıyor.

'Şimdilerde son albümümün hazırlıkları içindeyim. Adı 'Elveda' olacak. Kasete adını verecek bu şarkıyı Mahsun Kırmızıgül hazırlıyor şimdi. Ne olursa olsun, insan bir yerde, bir şeylere veda etmek zorunda.'

Gözleri dolu dolu geçmişi düşünüp vedaya hazırlanan Adnan Şenses'in dilinde hep o şarkı var şimdi:

'Yorgunum dostlarım yorgunum artık / Vefasız yıllara dargınım artık.'

Sonunda gaza geldim ve marangoz dükkanıma kilidi vurduğum gibi İstiklal Caddesi'nde aldım soluğu. Şarkıcı olmak için ölümü bile göze almıştım. Çünkü, dükkanı kapattığımı ve evden kaçtığımı duyan babam, beni öldürebilirdi.

Adnan Şenses, annesi yaşındaki kadınla birlikte eleştirilerine kulaklarını kapadı Suzan Yakar'la evlendi. Suzan Hanım bana bir anne gibi yaklaştı, her konuda yardım etti. Bana hayatı öğretti, her şeyi öğretti. Zirveye çıkmamda en büyük pay onundur, diyor.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!