İnsan ruhunun gezintisine eşlik etmek: Rüya Dinleyiciliği

Güncelleme Tarihi:

İnsan ruhunun gezintisine eşlik etmek: Rüya Dinleyiciliği
Oluşturulma Tarihi: Ekim 16, 2017 11:35

66. sayımızın Kariyer sayfasında alışılagelmişin dışında bir kariyer hikayesi var.

Haberin Devamı

Karşınızda çok ilginç bir kariyer hikayesi var sevgili üniversiteliler. Belki kariyer hikayesi demek yanlış olur belki de kariyer denen şeye uygun değilmiş gibi gelmesinin sebeplerini tartışmak açısından çok doğrudur. Rüya Dinleyicisi Mine Özfidan karşınızda.

 

Öncelikle seni tanıyalım. Hayatının, Rüya Dinleyiciliği yapmaya başlamadan önceki döneminde ne var? Kimsin, neler yaparsın?

Ben Mine, 2017 haziranına kadar Ankara'da sinema öğrencisiydim, daha sonra İstanbul'da yaşamaya karar verdim ve temmuz ayında İstanbul'a geldim. Kendime net bir gözle bakamadığım için bilmiyorum, biraz bulanık. Belki sadece bir hayalperest ya da sadece oyun oynayan bir çocuk. Somut şeyler herkes gibi benim hayatımda da pek farklı değil. Film izleyen, gezen, arkadaşlarıyla muhabbet eden, ağaçları seyreden, ne bileyim sabah uyanınca kaşarlı domatesli tost yemeyi seven bir insan. Fırsat buldukça köye ailemin yanına gider geceleri gökyüzünü izlerim, şehirde yıldız yok. Çok çok üzücü.

 

Haberin Devamı

Rüya Dinleyiciliği yapıyorsun. Nedir bu, nereden doğmuş bir fikir? Ayrıca bunun bir proje olduğunu biliyoruz, nedir projenin amacı?

Rüya Dinleyiciliği, evet. Bir sabah Gregor Samsa mutlu bir düşten uyanıp kendini rüya dinleyicisi olarak bulmadı doğrusu. Bu, içinde bir sürü “yaşamak” barındırıyor. Öncelikle rüyalar konusunda her zaman çok heyecanlı oldum, yani bilmiyorum bence müthiş bir şey. Uyku sineması. Rüya Dinleyiciliği’ne başlamamda Ahmet Hamdi Tanpınar’a olan ilgim ve kısa film çekme isteğim etkili oldu. Önce yakın çevremden ilginç rüyalarını anlatmasını istedim. Daha sonra Twitter’da takipleştiğim insanlardan. Bu rüyaları senaryolaştırarak kısa film çekmeye karar verdim. Hatta Twitter’daki arkadaşlarımdan birinin rüyasını bu şekilde film çekmeyi düşünüyorum. Kısaca rüyaları ilham kaynağı olarak kullanıyorum. Ama asıl amacım bir rüya müzesi kurmak, yani sonucun bu olmasını diliyorum.

İnsan ruhunun gezintisine eşlik etmek: Rüya Dinleyiciliği

Haberin Devamı

En çok kimler geliyor ve seni görenlerin tepkileri nasıl oluyor? Ayrıca gelip rüyasını anlatan da önce bir açıklama bekliyordur herhalde? Nasıl gelişiyor o giriş muhabbeti?

Sanırım en çok lise-üniversite arası gençler geliyor. Onlar bir yargıya varmadan önce benimle iletişim kuruyor, rüya anlatmasalar da hayat hakkında sohbet ediyoruz. İnsanlar şaşırıyor ve anlamaya çalışıyor. Bazen turistler geliyor, “Bu ne,” diye soruyorlar. Özellikle onlar çok güzel tepki veriyor. Sokak çok farklı. “Bir sen eksiksin,” diyen de oluyor, hiçbir şey demeden öpüp giden bir çocuk da oluyor. Ve doğrudan “Aa sadece dinliyor musun,” diye gelip, anlatıp giden oluyor. Sorgulamıyor, seviyor durumu. En çok yaşadığım şey ise rüya anlatırken aslında kimseye anlatamadığı şeyleri de benimle paylaşıyorlar. Bir aşk, ayrılık, yalnızlık… Ne varsa söylüyorlar.

 

Haberin Devamı

“Bugün belki içinde bulunduğumuz şiddet ortamı nedeniyle rüyasında kendini savaşta ya da kavga halinde gördüğünü anlatan çok kişi oldu. Sosyal ve politik ortam değişince rüyalar da değişecektir diye umuyorum.”

 

Gelip, aslında rüya olmayan hikayeler anlatıldığı oluyor mu ve sen cidden sadece anlatılanları dinlemekle mi yetiniyorsun? Bunun yanı sıra duyduğun en ilginç rüya hangisiydi?

Rüya olmayan hikayeler elbette anlatılıyor. En az hatırladığım böyle üç kişi var. Üçünün de ortak özelliği yaşlı insanlar olmalarıydı. Biraz akıl sağlıkları da yerinde değil gibi… Nasıl desem; birinin onlarla ilgilenmesine ihtiyaçları var gibi. Yani kısacası, görünür olmak isteği. Onları anlıyorum. Bir oyun gibi ve ben bu oyunu onlarla severek sürdürüyorum. Çoğunlukla rüyaları yorumlamıyorum desem de oturup, anlatıp benden yorum bekliyorlar. Ya da altıncı hislerime göre bir şey söylemem bekleniyor. Sadece dinlediğim çok az insan var. Onlara eşlik ediyorum ya da bazen sıkılıp teşekkür edip sohbeti kesiyorum. İlginç bir rüya anlatmayacağım çünkü insanlar rüyasını bana emanet ediyor ve ben sevdiğim rüyayı kullanmak için onlardan izin alıyorum. O rüyaları somut bir hâle dönüştürmeden paylaşmak istemiyorum. Daha sonra bu rüyaları öykü, resim, kısa bir film ya da somut başka bir halde sokakta sergileyeceğim. Rüya bianeli. Bunun için resim yapan arkadaşlara ihtiyacım olacak. Bunu da yine sosyal medyadan destek alarak çözmeyi umuyorum. Ama bunların hepsi bir birikim. Bu benim hayat projem, bir yıl beş yıl on yıl artık ne kadar sürerse… Bir gün o rüya müzesini açmayı diliyorum.

Haberin Devamı

Mesela kavimler göçü sırasında insanların ne tür rüyalar gördüğünü merak ediyorum. Eğer o gün bir rüya dinleyicisi olsa ve onları kaydetse, bir rüya müzesi olsa muhteşem olmaz mıydı? Dönemlerin rüyalarına göre sosyal ortamı farklı bir açıdan algılamamıza yardımcı olurdu diye düşünüyorum. Bugün belki içinde bulunduğumuz şiddet ortamı nedeniyle rüyasında kendini savaşta ya da kavga halinde gördüğünü anlatan çok kişi oldu. Sosyal ve politik ortam değişince rüyalar da değişecektir diye umuyorum.

Ben insanların ruhlarının gezintisine ortak oluyorum aslında. Yani güncelin ötesinde rüyalar anlatıp benim de ruhumun açılmasını sağlıyor bazı insanlar. Bu beni aşırı mutlu ediyor.

 

Haberin Devamı

Aslında dinlemeye değil konuşmaya ama genel olarak anlatmamaya dönüşen bir insan ilişkileri çağında yaşıyoruz gibi. Buna katılır mısın ve bu anlamda “dinlemeye” yüklediğin anlam bir mesaj niteliği taşıyor mu, dinlemek ile ilgili üniversitelilere ne önerirsin?

Evet, katılıyorum. Bana “Aa dinlemekte ne var? Sen 1 TL ver, ben dinleyeyim,” ya da “biz birbirimizi dinleriz,” diyen çiftler oluyor. Ben de onlara şunu söylüyorum, “Yaa muhteşem! Dinleyebiliyorsan insanlarla ve doğayla ilişkilerin harika. Eğer gerçek bir dinleyiciyseniz sokakların bizi güzelleştir dediğini duyabilir, ağaçları kesmez ve bu kadar yalnız kalmazdınız. Sokakta şarkılar söyleyen, renk katmaya çalışan tüm insanlara saygı duyun ve onların sizin için ne kadar muazzam bir şey yaptıklarını fark edin lütfen.

 

Röportaj: Erkmen Özbıçakçı

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!