Ister inan ister inanma!

Güncelleme Tarihi:

Ister inan ister inanma
Oluşturulma Tarihi: Aralık 29, 2001 15:35

Çalışma hayatı değişecek, Avrupa'da sosyal patlamalar yaşanacak, şirketler değerli elemanlar için 'her şeyi' yapacak... Dünyaca ünlü yönetim gurusu Peter Drucker dünyanın geleceğini araştırdı. İşte The Economist dergisinde yayımlanan araştırmaya göre Drucker'ın ilginç kehanetleri...


Yarın düşündüğümüzden de yakın. Aynı bugünün dünden farklı olduğu gibi yarın da bugünden farklı olacak. Gelecekte bizi nelerin beklediğini bilmek bugünden önlemler almak için önem taşıyor.

Dünyaca ünlü bilim insanı ve araştırmacı Peter Drucker yaptığı araştırmayla geleceğin toplumuna ışık tutuyor. Drucker yaşlanan nüfusun ve bilgiye dayalı işgücünün geleceğin iş hayatında önemli rol oynayacağını düşünüyor.

Drucker'a göre gelişmiş ülkelerin en büyük sorunlarından biri yaşlı nüfusun hızla artarken yerine genç nüfusun yetişmemesi. Bu durum nedeniyle gelecekte 50 yaş üzeri çalışanların işgücüne büyük ihtiyaç duyulacak.

Bu kişiler tam gün ofiste çalışmak yerine yarı zamanlı, geçici işler yapacak ya da danışman olarak görev alacaklar.

Nüfusun yaşlanmasıyla birlikte gündeme gelecek en önemli konulardan biri göç olacak. Gelişmiş ülkelere dünyanın her yerinden genç insan akışı olacak.

Drucker gelecekte işgücünün 50 yaş üstü ve altı olmak üzere iki ana kola ayrılacağını öngörüyor. Bu iki grubun ihtiyaçları, davranışları ve üstlendikleri görevler birbirinden farklı olacak. Genç grup için sürekli bir iş ve düzenli bir gelir önem taşırken, yaşlı nüfusun çok daha fazla seçim hakkı olacak.

Geleceğin toplum yapısında bilgi en önemli unsur haline gelecek. Bilgiye dayalı çalışanlar işgücünün önemli bir parçası haline gelecek. Bugün bu grup altında, doktorlar, avukatlar, öğretmenler, muhasebeciler gibi teorik bilgiye dayalı çalışanlar anlaşılıyor.

İleride bu kavram daralacak ve yalnızca bilgisayar mühendislerini, yazılım operatörlerini ve klinik laboratuvar analistlerini kapsayacak. Bu kişiler gelecek 20 yılın en önemli sosyal ve politik gücü olarak ortaya çıkacaklar.

Bilgiye dayalı mesleklerde cinsiyet ayırımı yapılmayacak. Bu alanlarda kadınlar ve erkekler eşit derecede tercih edileceği için 'kadın işi-erkek işi' ayırımı ortadan kalkacak.

Drucker'a göre gelecek yıllarda bilgi teknolojisi uzmanlarını yetiştirmek amacı taşıyan kuruluşların sayısı artacak. Teknoloji sürekli ilerlediğinden bilgi toplumunda eğitim hiçbir zaman sona ermeyecek.

Eğitim toplumda büyük önem kazanırken, yöntemleri farklılaşacak. Hafta sonu seminerleri, sanal eğitim programları üniversitelerden daha revaçta olacak.

Uluslararası firmalar bugün baştaki patronlar tarafından kontrol ediliyor. Buna karşılık 2025'te bu tip firmaların 'yönetim stratejileri' önem kazanacak. Üyelikler, ortak girişimler, know-how anlaşmaları belirleyici birer etken olacak. Bu nedenle yeni bir üst düzey yönetim anlayışı ortaya çıkacak.

Kamu kuruluşları, dernek ya da özel kuruluşların hepsi farklı birimler tarafından denetlenen bölümlerden oluşacak. Orta yaşlı çalışanların daha çok olacağı bu kurumlarda 'çalışan' kavramının yerini 'üye' kavramı alacak.

Bir şirketin ana kadrosunda yalnızca üst yönetim üyeleri bulunacak. Diğer tüm elemanlar dış kaynak kullanımı yoluyla elde edilecek.

Çalışan ve şirket arasında bir kontrat yapılmayacağı için şirketin çalışan üzerindeki yaptırımı da ortadan kalkacak. Çalışanların ilgisini çekmek ve onları elinde tutmak insan kaynakları biriminin en önemli görevi olacak.

Bir diğer değişim de üretim alanında görülecek. İmalat sektörünün kaynak ve istihdam yaratmadaki payı azalacak. Teknolojik gelişmeler sayesinde 2020'de gelişmiş ülkelerde imalat bugünkünün iki katına çıkarken, imalatta görev yapanların sayısında yüzde 12'lik bir düşüş görülecek. Avrupa'da bu değişimden en çok etkilenen ülkeler Almanya ve Fransa olacak. Almanya'da Ruhr, Fransa'da Lille gibi ekonomisi endüstriye dayalı bölgelerde bu geçiş zorlu olacak ve ayaklanmalara yol açabilecek.

Japonya, Güney Kore, Tayvan, Hong Kong gibi ekonomileri zengin ülkelere ihracat yapmaya dayalı olan ülkeler bu değişime ayak uydurmakta zorlanacak. Buna karşılık üretimde çalışanların sayısı azaldığı için daha fazla söz sahibi olacaklar ve önemleri artacak.

Drucker’in kehanetleri

Genç nüfus azalacak, yaşlı nüfus artacak. 50 yaş üzerinde işgücüne ihtiyaç artacak.

Yarı zamanlı, geçici işler ve danışmanlık tarzı çalışma daha fazla gündeme gelecek.

Bilgisayarcılar, yazılımcılar, klinik laboratuvar analistleri önem kazanacak.

Bilgiye dayalı işler ön plana çıkacağından kadın-erkek ayrımı giderek azalacak.

Hafta sonu seminerleri, sanal eğitim programları daha çok ilgi görecek.

'Yönetim stratejileri' önem kazanacak. Yeni bir üst düzey yönetim anlayışı olacak.

Şirketlerde üst yönetim üyeleri bulunacak. Diğer elemanlar dış kaynakla elde edilecek.

Şirketlerin çalışan üzerindeki yaptırımı ortadan kalkacak.

İmalat sektörünün kaynak ve istihdam yaratmaktaki payı azalacak. Üretim artacak ama çalışan azalacak.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!