Sporcu mağazacılar aranıyor
Güncelleme Tarihi:
Spor giyim ve malzeme mağazası Decathlon, Türkiye’nin 22 şehrinde 31 mağaza ve 2 bin 500 çalışana ulaştı. Bu yıl 3, 2019’da 9 mağaza açacak olan Decathlon, 1.500 kişiyi daha istihdam edecek. Şirketin insan kaynakları müdürü Berfu Gülerman, en önemli seçim kriterlerinin spora ilgi duymak olduğunu söylüyor.
Türkiye’de 22 şehirde 31 mağazaya ulaştık. Hedef 2018’i 34 mağaza ile bitirmek. 34 mağaza açılınca 3.000 kişi ile bitiririz yılı. 2019’da 9 mağaza daha açmayı planlıyoruz ve 1000 kişi daha oluruz. Toplam 4 bin kişi oluruz.
Gelen CV’lerde spora bakıyor musunuz?
Tabii, gelen CV’lerde spor ibaresi yoksa değerlendirmiyorduk bile. İnsanlar hobilerini yazarken “sinemaya gidiyorum, kitap okuyorum” yazıyorlar, spora ilgisi olsa bile yazmıyorlardı CV’ye ama telefon görüşmelerinde, mülakatlarda irdeleyince çıkıyor. Spor bizim olmazsa olmazımız, temel kriterimiz. Ama şimdi hangi sporla ilgileniyorsa o spor departmanında çalışsın diyoruz. 2010’dan beri söylediğimiz şey şuydu, “gerçekten sporun uzmanı olalım, o sporu yapan kişiler kullanıcıya dokunsun ve bilgi versin”. Bunu mümkün olduğunca yapmaya çalıştık ama kısa vadede günün sonunda eksikleri tamamlayalım, işe alımları yapalım mantığıyla gittiğimiz için çok efektif olarak bu stratejiyi gerçekleştiremedik. Örneğin koşu ile ilgilenen birisinin mağazada koşu departmanında olmasını istiyoruz. Önce tam zamanlı çalışanlardan başladık. Anketler yaptık, kim hangi sporla ilgileniyor ve o sporda mı gerçekten diye baktık. Mesela fitness’ta dalış yapanlar vardı, dalış departmanında tenis oynayan çocuklar vardı... Çalışanlar kendi ilgilendikleri spor departmanlarında çalışmaya başlayınca motivasyon inanılmaz arttı. Sporla ilgilenip o tutku içinizdeyse birilerine gerçekten servis vermek, onu sporla tanıştırmak yanlış bildiği bir şey varsa onu düzeltmek büyük bir haz. Bunun sonucu da kullanıcı memnuniyeti olarak dönüyor. Müşteriler daha çok “servis aldığım kişi sporun uzmanı” demeye başladı. Eğitimleri revize ettik. 
Bulmakta zorlandığınız sporlar oluyor mu?
Binicilik mesela, Türkiye’de binicilikle ilgilenen çok az kişi var, o yüzden işe alımımızdaki stratejiyi bile değiştirmeye başladık. Binicilik kulüplerine gidiyoruz mesela.. Tenis, yelken kulübü, okulların kulüpleri, örneğin dağcılık kulübü, paraşüt kulübü inanılmaz CV aldığımız yerler oldu.
Bu mağazanın (Marmara Forum) açılışında kampçılık ve doğa sporlarının neredeyse tamamı bir üniversitenin paraşüt kulübünden oluşuyordu.
2019’da biraz daha spor akademilerine gideceğiz. İşletmeciliğe yönelik dersler var, spor işletmeciliği dersi var. Mağazalardaki spor liderleri stoktan, ürün gamından her şeyden sorumlu.
REFERANS KİŞİDEN EĞİTİM
Çalışanlara ne tür eğitimler aldırıyorsunuz?
Temel eğitimlerin yanı sıra spor ürün eğitimleri veriyoruz. Eğitimi veren o sporun referans kişisi olmalı. Bir arkadaşımız var milli kanocu, o kişi şu anda su sporları ailesinin ülke eğitim sorumlusu. Eğitimciler Fransa’da marka liderleriyle buluşup tüm gamın eğitimini alıp, orada tüm ürünleri deneyip, sonrasında ülkelerinde ekiplere eğitim veriyorlar. Teorik ve uygulamalı eğitimlerin yanı sıra online eğitimler de veriliyor.
Turnover’ınız?
Yüzde 120’lerdeydi, yüzde 80’e düşürdük. Hâlâ yüksek ama perakende yüksek zaten. Hedefimiz 2018’in sonunda yüzde 60’a düşürmek.
Çalışanlara sunduğunuz kariyer yolları neler?
Spor lideri merkezde de çalışabilir, mağazada en tepeye de çıkabilir.
Örneğin muhasebeye alınacak bir kişinin İngilizcesi olsun diyoruz, belki ileride CFO olacak.
ZİGZAG KARİYER VE T ROL
Berfu Gülerman, lisanslı hentbolcu. Decathlon’da su sporlarında spor takım lideri olarak işe başladı, daha sonra Marmara Park mağazasının açılışını yaptı, 9 ay dağcılık ve kayakta spor takım liderliği yaptı, sonrasında işe alım ve eğitim sorumlusu olarak başladı. Son 4 yıldır İK Lideri olarak devam ediyor. Şimdi mağaza lideri olarak tekrar mağazaya dönüyor, eylül ayında Kozyatağı Optimum mağazasının açılışını yapacak ve İK’daki rolünden ayrılacak. Decathlon’daki bu yapıyı ‘zigzag kariyer’ olarak nitelendiren Gülerman, insan kaynaklarında farklı bir yapılanmaya gittiklerini söylüyor: “Proje bazlı T rollü yönetime gittik. Son 1 yıldır üzerinde çalışıyorduk. Bizim istediğimiz ana sorumluluğumuzun yanında bir T rol (yan rol, ek misyon) almak. İK da bundan sonra 3 farklı proje gibi yönetilecek. Eğitim, işe alım, özlük işleri ver bordro.. Bu 3 projenin başında da T role sahip başka kişiler olacak.”