İde okulları öğrencileri "Kristal cennet ve şehir tutsakları" eseriyle 5'inci Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali'nde

Güncelleme Tarihi:

İde okulları öğrencileri Kristal cennet ve şehir tutsakları eseriyle 5inci Çocuk ve Gençlik Sanat Bienalinde
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 08, 2018 10:47

İde okulları öğrencileri "Kristal cennet ve şehir tutsakları" eseriyle 5'inci Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali'nde

Haberin Devamı

İSTANBUL, (DHA)- Deneyim merkezli uygulamaları ve tasarım odaklı bakış açısıyla öğrencilerinin farkındalığını ve yaratıcılığını destekleyen ide okulları, 5'inci Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali’nde ‘’Kristal Cennet ve Şehir Tutsakları’’ eseriyle yer aldı.

Her iki senede bir yurtdışından okulların da katılımıyla gerçekleşen İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali’nin bu yıl “Şimdi ve Burada” temasıyla beşincisi düzenleniyor. İde öğrencileri ise heykel düzenleme alanında katıldıkları 5'inci Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali’nde,İstanbul ruhunu yansıtan ‘’Kristal Cennet ve Şehir Tutsakları’’ eseri ve  “kent çocukları, çocukluk” temalı nazirelerle yer alıyor.

7-14 yaş arasındaki 36 öğrencinin emeğiyle hazırlanan eser, çarpık kentleşme, şehrin içinde sıkışmışlık, doğal yaşam alanlarının daraltılması, modernleşme/ yenilik/ gelişim adına yapılan şehir düzenlemelerinde doğanın tahrip edilmesi ve çocukların ihtiyaçlarının göz ardı edilmesini ele alarak, masal ve üç boyutlu düzenleme ile anlatıldı. Öğrenciler, Türk edebiyatında bu temalar doğrultusunda yazılan bazı klasik ve çağdaş şiirlere yazdıkları nazirelerle eşlik etti.

İde okulları görsel sanatlar öğretmeni Oya Mete Yener yönetimindeyapılan eser çocukların kendi kişisel dünyalarından yola çıkılarak hazırlandı. İde ilkokulu öğrencilerinin eskiz çizimlerinden ortaya çıkan ve asetat kullanarak hayata geçirilen kristal şehirde, atık malzemelerden yapılan çocuk heykeller, içeride sıkışıp kalan aynı zamanda da bu şehri terk etmek istemeyen çocukları yansıttı.

"ŞEHİR TUTSAKLARI" GERİ DÖNÜŞÜMLE TASARLANDI

Oya Mete Yener, eserin hikâyesini şöyle anlattı: "Çocuklar önce ana tema üzerinde düşündüler, bunun felsefesini anlamaya çalıştılar. Sanat dersindeki asıl amaç da zaten farklı bakış açılarını sağlamak için çocuğa düşündürmeyi öğretmek. Çocuklar bu işi daha çok İstanbul üzerine kurguladılar. Bulundukları yerin onları istedikleri gibi yansıtıp, yansıtmadığını sorguladılar. Duyguları üzerinde durdular ve buranın onları istedikleri gibi yansıtmadığı sonucuna ulaştılar. Kendilerini şehir içinde sıkışmış hissettiklerini anlattılar. Çarpık kentleşmenin onları ne kadar zor durumda bıraktığını, bu şehrin haklarını, isteklerini karşılamadığını anlattılar. Buranın aslında kristal bir cennet olduğunu ama içine girildiğinde bir hapishaneye döndüğü üzerine hikâyeler yazdılar. Daha sonra ise bir masal oluşturdular. O masal üzerinden ilerledik. Önce eskizler ve bina tasarımı yapıldı. Ardından bazıları seçildi ve büyütüldü. Çocukların şehir tutsakları olarak nitelendirdikleri kişiler ise tamamen geri dönüşümle tasarlandı" 

"SANAT ÖZGÜVENİ GELİŞTİRİR"

Sanat faaliyetlerinin çocukların özgüvenini geliştirme konusunda ciddi bir rolü olduğunu söyleyen Yener, "Üçüncü sınıfa kadar zaten tüm çocuklar yaratıcı ama daha sonra doğru sanat eğitimi verilmediğinde yeteneklerde körelme oluyor. Bence herkesin bunu yaşatması gerekiyor. Buradaki amacımız zaten o. Birinci sınıftan beşinci sınıfa kadar bütün çocuklar aynı düşünme sürecinden geçtiği için daha yaratıcı ve özgün ürünler oluşturdular. Çocukların eserlerini kamuya açık böyle bir alanda sergilemeleri ise onlarda ayrı bir özgüven geliştiriyor" dedi.

ÖĞRENCİLER NAZİRE DE YAZDI

Öğrenciler, eserin disiplinlerarası bir çalışma olduğunu aktaran Türkçe öğretmeni Dilek Tamer rehberliğinde, “kent çocukları, çocukluk” temalı Türk edebiyatının klasik ve çağdaş şiirlerinden örnekler analiz ettiler ve bu şiirlere yazdıkları nazirelerle de bienalde yer aldılar. Beşinci ve altıncı sınıf öğrencilerinin bu nazireleri yazdığını belirten Tamer, "Türk Edebiyatı'ndaki klasik ve çağdaş şiirleri analiz ettik. Bienalin temasıyla ilgili olan şiirlerin şekillerini inceledik. Alt metinlere ve sembollere odaklandık. Sonra ise bu şiirlere kendi nazirelerimizi oluşturduk. Çocuklar önce zorlandılar şiirler çok ustaca ve orjinal geldi. Ama kendileri de o şiirler kadar ustaca şiirler yazabildiklerini gösterdiler" dedi.

"ÇOCUKLAR OLARAK ŞEHRİN İÇİNDE TUTSAK OLDUĞUMUZUN FARKINA VARMALIYIZ "

Eseri ortaya çıkaran hikâyenin yazarı beşinci sınıf öğrencisi Saba Koca ise, "Hikâyemde şehrin büyüsüne tutulan ve içeri girdiğinde aslında şehrin göründüğü kadar güzel olmadığını anlayan insanlardan daha doğrusu çocuklardan bahsetmek istedim. Çocuklar şehrin büyüsüne kapılıyor. Telefonlardan, bilgisayarlardan başını kaldıramıyor. Oyun oynamıyorlar. Şehrin içinde tutsak olduğunun farkına varmıyorlar. Hepimiz geri dönüşüm malzemelerini toparladık, ne yapacağımızı kurguladık daha sonra harekete geçtik" dedi. 

Sergi, gezip görmek isteyenler için Mustafa Kemal Kültür Merkezinde 23 Mayıs’a kadar açık olacak.

(FOTOĞRAFLI-GÖRÜNTÜLÜ)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!