GeriSeyahat Hayvanlar âlemi-2
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Hayvanlar âlemi-2

Hayvanlar âlemi-2

Sezai Abi (her zamanki gibi) sözünü tuttu, Hayvanlar Alemi yazısının devamını getirdi. “Sevgili Serdar, sitenin kongresinden sonra bahçedeki kediler sanki hüzünlü gibi geldi bize. Galiba “hissettiler” dersem, “kafayı sıyırmaya” başladı diyenler çıkabilir. Nerden bilecekler site içinde, içten içe kaynaşmaların ortaya çıktığını. Kedilerin kaderlerinin çizilmeye başlandığını. “Kedisavarlar” ile bizim aramızdaki savaşın sürüp gideceğini nerden sezsinler ki?” (Sezai BAYAR)

Kürt Sorunu değil, kedi sorunsalı…

 

Sevgili Serdar, sitenin kongresinden sonra bahçedeki kediler sanki hüzünlü gibi geldi bize. Galiba “hissettiler” dersem, “kafayı sıyırmaya” başladı diyenler çıkabilir. Nerden bilecekler site içinde içten içe kaynaşmaların ortaya çıktığını. Kedilerin kaderlerinin çizilmeye başlandığını. “Kedisavarlar” ile bizim aramızdaki savaşın sürüp gideceğini nerden sezsinler ki?

 

Onlar için önemli olan hayatta kalmak ve beslenebilmek.

 

Kedilerin beslenmesi de öyle kolay değil. Onlara ciğer, ya da tavuk parçaları almak için yaz kış demeden, biraz da iyisi bulmak için göbek çatlatmak, gizli köşelerde yemeklerini zamanında vermek gerçekten efor istiyor.

 

Tabii site bahçesinde kedi popülasyonunda gelişmeler olmuyor değil. Erkekler ve dişiler arasındaki yakınlaşmalarını, ya da ana adayların doğurmaları ile baba adaylarının “babalanma”larını önleyecek halimiz yok. Sayıları iki iken, haliyle nüfus artmaya başladı. Tabii bizim sorumluluğumuz da.

 

Ne var ki yeni dünyaya gelen 4 yavrunun korunması için ne kadar çaba sarfetsek, sokaklarda aç-biilaç dolaşan sokak köpeklerinin bahçemizi sık sık ziyaret ettiklerine tanık oluyoruz ama bir türlü önleyemiyoruz... Onların, kedilerin önlerinden yemek kapmak için yaptıkları bu ziyaretlerde; yavrulara saldırdıklarını, hatta parçaladıklarını kapıcılar vasıtasıyla öğreniyoruz ama çare yok. Bizimkilerden henüz telafat yok ama semtimizin başka yerlerinde minik minik yavruların köpekler tarafından parçalandığını duyuyoruz.

 

Nüfus doğal haliyle azalıyor. Tabii doğada bir denge olduğu muhakkak. Bir yerlerde hayvanlar ölürken, bir başka yerde yenileri dünyaya geliyor ve doğal denge yine sağlanıyor. Öldürülenler, doğanlardan fazla olmadıkça…

 

Tabii doğan yavruları ailelere verebilmek için, hayvan haklarını savunan ve çırpındıklarını söyleyen sivil toplum kuruluşlarının, dernek ve vakıfların kapılarını çalıyoruz.

 

Ama kimi “yakında barınak kuracağız” diyor, kimi “paramız yok, en iyisi siz gazeteye ilan verin, alıcılar çıkabilir” tavsiyesinde bulunuyor.

 

Çankaya Belediyesi’nden ise tık yok. Onlar sapsağlam kaldırım taşlarının yeniden yapılması ve yeniyetme müteahhitlere kaldırım ihaleleri vermekle meşguller.

 

O dönemin başkanı Haydar Yılmaz’a sorunu aktardığımız da “Köpekler için önlem alamıyoruz, kedilere daha sıra gelmez” kabilinden görüş bildiriyor.

 

Sanki Kürt sorununa çözüm bulunmasını istemişiz. Haddimize mi. Devlet büyükleri ve siyasetciler baksın öyle “derin” sorunlara.

 

Bizin derdimiz köpek ve kedileri sokaklardan kurtarmak, doğal ortamlarında yaşamlarını sürdürmelerini sağlamak.

 

Başkana göre, güyaönce köpekler, sonra kediler kurtulacak.

 

Tabii sözde kalıyor.

 

Dört yıllık başkanlık devr-i saadetlerinde tek bir barınak dahi yapılamıyor, açılamıyor.

 

Köpek sorunu devam edince, kedilerin sorumluluğu da biz ve bizim gibi kedisever azınlık takımına kalıyor.

 

Peki neden eve almıyorsunuz diyenler çıkabilir.

 

Ben hemen yanıt vereyim. Hangi hayvan olursa olsun, kediler, köpekler, tavşanlar, kuşlar… velsasıl her türlü uçanlar ve kaçanlar. Ehlileşmiş olan tüm hayvanların doğal ortamlarında hayatlarını sürdürmelerinden yanayım. Balık akvaryumda ne kadar mutlu olabilir ki?

 

Hele su kaplumbağasını minnacık bir fanus içine koymak, onu ömür boyu hapse mahkum etmek değil de nedir.

 

Kaplumbağa dedim de aklıma geldi. Bizim evde 4 yıldır yaşayan bir su kaplumğası var.

 

Ondan da bahsedeceğim. Tabii gelecek günlerde.

 

Ama en önemlisi sadece kediler değil, tüm hayvanlara ve canlılara karşı sevgim nasıl pekişti, kimler etkili oldu onları anlatmam gerek.

 

Onları anlatayım ki rahatlayabileyim.

 

Devamı var...

 

Sevgiler,

 

Sezai

False