Gündüz uyku gece iş caiz

Güncelleme Tarihi:

Gündüz uyku gece iş caiz
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 11, 2011 00:00

Oruç tutarken kavurucu işte çalışanların mesai saatlerini ayarlamaları halinde, gece çalışıp gündüz uyumalarında dinen sakınca bulunmadığı belirtildi.

Haberin Devamı

DİYANET İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Hüseyin Kayapınar, orucun bir “imtihan” olduğunu ve imtihanda da zorlukların olabileceğini belirtti. İnsanın zorluğa olabildiğince katlanması gerektiğini ifade eden Kayapınar, şunları söyledi:

“Ama kişi çalışıyor, işi ağır ve işini gece yapma imkanı varsa ona da ‘Niye böyle yapıyorsun?’ diyemeyiz. Anadolu’da hasat mevsimi. İnsanlar sabah saat 05.00’te-06.00’da işe gidiyor, öğlene kadar çalışıyor, öğlen gelip yatıyor. Bu insanı, ‘Oruç ibadet, bu sıkıntıya katlanacaksın’ diyerek güç durumda bırakamayız. ‘Sabah saat 08.00’de gideceksin, akşam 18.00’de geleceksin, değilse orucunun kıymeti olmaz’ diyemeyiz. Oruç tutarken ağır işlerde çalışanların, mesailerini geceye aktarmalarının bir sıkıntısı olmaz. Bu, oruçtan kaçış olarak değerlendirilmemeli.

‘Gece çalışıp, gündüz uyuyunca’ oruç olmaz mı olur. Eğer kişi o işte çalıştığı taktirde oruç tutamayacak durumda olursa mesaisini değiştirebiliyorsa, değiştirebilir, yıllık izni varsa izne çıkabilir.”

Mideyi aç ve susuz bırakmanın yeterli olmadığına dikkati çeken Kayapınar, “Bir kimse, yalanı ve kötülükleri terk etmese Allah’ın onun aç ve susuz kalmasına ihtiyacı yoktur” hadisini anımsattı.

Sadece açlık yetmez

Kayapınar, insanların sadece midesine değil, tüm organlarına oruç tutturması ve haram işlemesine engel olması gerektiğini vurguladı.

Kayapınar, oruç tutarken, tatil ve eğlence yerlerine gidilip-gidilemeyeceği konusunda da şunları kaydetti:

“Oruç bir ibadet. İbadet, kulun Allah’a karşı görevini yapmasıdır. Şimdi Allah’ın emrettikleri, yasak ettikleri var. Yasak ettikleri de belli. Deniz kıyılarında yasak ettikleri yaşanıyorsa, bir kimsenin bir taraftan ibadet ederken diğer taraftan yasakları işlemesi çok makul görünmez. Günah olan şeyler oruç değilken de günahtır. Ramazan’da günah işlenmesi daha fazladır. Müminin, bir defa nefsine yenilebilme ihtimali olan şeylerden uzak kalması lazım. İnsan, nefsinin yanılabileceği ortamlardan uzak durmalı.”

Unutkanlığa önlem alın

Özge ATALAY

UZMANLAR ramazan süresince aşırı sıcaklardan dolayı sıvı kaybının ve kan şekerinin düşmesinin kişi üzerinde olumsuz etkiler doğurabileceği konusunda uyarılarda bulundu.
Sahur ile iftar arasındaki sürenin uzun olması, aşırı sıcaklara denk gelmesi vücudu yorarken, kişi üzerindeki olumsuz etkileri Psikolog İlkim Öz Tan şu şekilde anlattı:
“Sıvı kaybı ve kan şekerinin düşmesi oruç tutan kişiyi olumsuz etkiler. Kişi kendisini güçsüz ve bitkin hisseder. Dikkatini bir noktaya odaklayamaz yani dikkat dağınıklığı yaşar ve unutkanlık başlar. İşinin ve sosyal hayatın gereklerini yapmakta zorlanır. Fiziksel ve psikolojik olarak bitkin düşer.
Sinirlerinize dikkat edin
Açlık her insanı öfkeli ve sinirli yapar. İnsanlar karınları doyduktan sonra daha sakindirler. Kişi karnı akçeni tahammülsüz, hoşgörüsüz, öfkeli ve kırıcıdır. Hani ‘Ağzından çıkanı kulağı duymaz’ derler ya, bu karnı aç insanlara göre bir sözdür. Ama karnı doyunca, beyin tokluk hormonu ve buna bağlı olarak da mutluluk hormonu salgıladığı için, kişi rahatlar ve hatta tatlı tatlı uykusu gelir. Oruç tutan insan, öfkesini kontrol etmelidir. Kendisine telkinde bulunmalı, bir amaç için aç kaldığını kendisine hatırlatmalıdır. Bu durumun sıradan ve doğal bir açlık olmadığını kendisine söylemeli ve oruç tutarken, kalp kırmanın çok yanlış bir davranış olduğunu zihnine yazmalıdır.

Tatlıdan sonra dişlere dikkat

UZMANLAR tatlı yedikten sonra süt, ayran ve peynirin, şekerin ve ortaya çıkan asidin zararlı etkilerini önleyerek çürük riskini azalttığı belirtti.
Uzmnalar süt, ayran ve peynirin tüketilmesi ardından, ağız ortamındaki tükürük içerdiği kalsiyum, flor ve fosfor ile çürüğe karşı doğal bir savunma sağladığını bildirdi.
Uzmanlar süt, ayran ve peynirin yanı sıra şekersiz cikletlerin çiğnenmesinin de tükürük akışını hızlandırdığından çürüğe karşı koruyucu özellik taşıdığını vurgulayarak öğün sonrasında, öğün aralarında şekerli besinler tüketildikten hemen sonra 15-20 dakika ciklet çiğnenmesinin, dişler üzerindeki yapışkan yiyecek birikintilerini uzaklaştırarak çürükten koruyucu etkilerine dikkat çektiler.
Dişhekimleri vücudun şeker ihtiyacının meyve ve sebze tüketerek karışlanmasını öneren uzmanlar, şunları söylüyor:
“Sert ve lifli besinleri, yumuşak ve yapışkanlara tercih edelim. Sıvı içecekler, katı yiyeceklere göre şekerli de olsa dişler arasından uzaklaştırılmaları daha kolay olduğundan, çürük oluşturma riskleri daha azdır. Yapılan araştırmalara göre muz tek başına tüketildiğinde daha fazla çürük riski taşırken, süt veya tahıllarla birlikte tüketildiğinde çürük oluşturma riski azalmaktadır.”

Kan vermek ibadettir

KIZILAY Genel Başkanı Tekin Küçükali, Ramazan’da kan bağışının ihmal edilmemesini istedi.
Küçükali, kan bağışının önemine dikkati çekerek, “Bu, organ nakli kadar önemli bir iştir. Diyaliz hastası makineye 2 saat geç girse hayati bir problem olmayabilir ama kan 2 dakika geç kalırsa ameliyat masasında hayati problem oluşabilir” dedi.
Yapay olarak üretilemeyen kanın, aciliyetin yanında süreklilik isteyen bir çalışmayla toplandığını dile getiren Küçükali, “Şu anda Ramazan ayı içerisindeyiz ancak acil durum veya ameliyat Ramazan olup olmadığına bakmıyor” diye konuştu.
Küçükali, Türk Kızılayı’nın stoklarındaki kanın 20 bin ünitenin altında olduğu dönemleri “acil durum” olarak değerlendirdiklerini vurgulayarak, şöyle dedi:
“Bu bakımdan Ramazanda da bu acil durum oluşuyor. Ramazanda insanlarımızın biraz daha bu konuya duyarlı olması gerekiyor. İnsanlarımız ibadetle meşgul oluyorlar haklı olarak. Kan verme konusunda da biraz geride kalıyoruz. Ama bunların ikisini yürütebilirsek daha faydalı ibadet yaparız. Kan vermek ibadettir, insandan insana hayır veriyorsunuz.”

BUGÜN NE YİYELİM

KABAK ÇORBASI (4-6 kişilik)

Malzemeler:

4 adet kabak
2 baş soğan
1 adet kereviz
5 diş sarımsak
¼ bağ dereotu
6 bardak su
Tuz
Karabiber
MİYANESİ:
½ kg. Süt
2 çorba kaşığı un
1 adet yumurta
1 limon
2 çorba kaşığı yoğurt

Yapılışı:

Bir tencere içine koyulan kabak, kabuğu soyulmuş soğan, kereviz ve sarımsak suda haşlanır. Daha sonra blendırdan geçirilir. Miyanesi için süt, un, yumurta, limon suyu, yoğurt karıştırılarak kabaklı karışımın içine dökülür. Kıvam alınca ocaktan alınır. Tuz, karabiber ve dereotu eklenerek servis edilir.

PATLICAN BEĞENDİLİ TAVUK KAVURMA

Malzemeler:

4 çorba kaşığı sıvıyağ
2 diş sarımsak
2 adet biber
2 adet domates
1 çay kaşığı kuru kekik
12 adet arpacık soğan
Tuz
Karabiber
BEĞENDi iÇiN MALZEMELER:
8 adet patlıcan
100 gr kaşar çekilmiş
2 çorba kaşığı un
3 çorba kaşığı sıvı yağ
1 bardak süt
Tuz
Karabiber

Yapılışı:

Tavuk butları sıvıyağında beş dakika sotelenir. Ardından sarımsaklar ve arpacık soğanlar bütün olarak ilave edilir. 15 dakika daha kavrulduktan sonra doğranmış olan (kuşbaşı şeklinde) biber ve domatesler ilave edilir. Son olarak kekik, tuz, karabiber ilave edilerek, patlıcan beğendi ile servis edilir.
Beğendinin hazırlanışı:
Başka bir tavada sıvı yağı ile un kavrulur. İçine süt ve yağda kızartılan patlıcanlar da katılarak ezilir. Son olarak kaşar peyniri, tuz ve karabiberi ekleyerek servis edilir.

ARMUT TATLISI

Malzemeler:

250 gr şeker
2 lt su
4 adet karanfil
1 adet çubuk tarçın
200 gr frambuaz veya mavi yemiş

Yapılışı:

Soyulan armutlar bir tencerenin içerisine alınır. İçine su, şeker, orman meyvesi veya frambuaz, karanfil, çubuk tarçın konularak pişirilir, pişen armutlar soğutularak vanilya sos ile servis edilir.

Ali AÇIKGÜL
Cluster Executive Chef
Divan Hotel Ankara

Haberin Devamı

Gündüz uyku gece iş caiz

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!