Zafer çimdiği

Güncelleme Tarihi:

Zafer çimdiği
Oluşturulma Tarihi: Nisan 29, 2004 00:00

DİKKATSİZLİK işte, Pazartesi günkü gazeteleri çöpe attığım için yorumun hangisinde yayınlanmış olduğunu şimdi tam hatırlayamıyorum.Fakat eminim ya ‘Herald Tribune’, ya ‘Le Monde’, ya da ‘Liberation’daydı.Öze sadık kalarak tercüme edersem de, üç aşağı beş yukarı şu satırlar vardı: ‘Referandum ertesindeki resmi Ankara açıklamasında Kıbrıs Rum tarafının ‘hayır’ demesinden duyulan ‘üzüntü’ beyan edildi ama, tabii aslında Türkiye kazanmış olduğu büyük diplomatik zaferi keyifle yudumluyor.’* * *EH, müsaade buyurun da ‘yu-dum-la-ya-lım’!Bırakın ‘zafer’ lafını ağza almayı, bizim ‘statüko zaptiyeleri’ dev başarıyı ‘bozgun’ diye aşağılamaya çalışsa da, eh yedi düvelin gördüğü köy kılavuz istemez.Dolayısıyla, izin verin de gerçekten çok büyük bu muzafferiyetimizi şöyle ağız tadıyla; rayihayı koklaya koklaya ve damağı şaklata şaklata, siga siga yudumlayalım.Yudumlayalım ve de keyfini hakkıyla çıkartalım.* * *ÇÜNKÜ, şaka mı bu, uluslararası podyuma otuz yıldan beri ilk kez alnımız açık, vicdanımız ferah ve göğsümüz kabarık çıkıyoruz.Kolay mı bu, her dünya forumunda ve her diplomasi platformunda mutlaka ‘suçlu’ damgası yemiş bir devlet ve halk olmamıza rağmen, işte şimdi bir yandan övgülere mazhar oluyoruz, diğer yandan da ‘ödül’ alıyoruz.Boru mu bu, biz ki ‘no’ deliriumdan dolayı New York BM’sinin Güvenlik Konseyi üyeliğini rüyamızda dahi göremiyorduk ve biz ki Strasbourg Mahkesi cezasına darphane matbaası bile yetiştiremiyorduk, bugün o New York’un dağıttığı mersiyeleri yan cebimize atıyoruz ve o Strasbourg’un yolladığı methiyeleri istifliyoruz.Basit mi bu, 1974’ten beri ‘işgalci’ denilen ordunun artık ‘garantör’ sıfatıyla Kıbrıs’ta hukukileştiğini, bizzat ‘işgalci’ tanımı yapmış olan ağızlardan işitiyoruz.Ve piyango mu bu, ezelden beri tecride uğramış; limanı, alanı, yolu kapatılmış; kredisi, yardımı, projesi kesilmiş Ada soydaşlarımıza daha referandum pusulasındaki ‘evet’ mührü kurumadan şakkadak 260 milyon Euro’luk çekin imzalandığını; ‘de facto’ bir ‘fiilen tanımak’ anlamına gelen yarı - diplomatik temsilciliklerin Kuzey’e açıldığını; pratik çerçevelerle ambargonun delik deşik edilmekte olduğunu; Türk toplumunun yine ‘fiili’ lideri Mehmet Ali Talat’ın ise ‘karar odakları’ tarafından ala ve valayla ve Rumlarla eşit biçimde ağırlandığını görüyoruz.Evet evet, ‘zafer’imizi yudumlayalım ve de isterseniz, ötekiler hem artık belki uyanırlar, hem de bizim keyfimiz daha çok pekişir diye, onlara minik bir çimdik atalım. * * *AMA gerçekten atalım mı? Değer mi? Kıymet-i harbiye ifade eder mi?Doğrusu, pek emin değilim!Dost-düşman bütün dünyanın saptadığı ve sonsuz kıymetli meyvelerini derhal toplamaya başladığımız gerçek bir ‘zafer’i hálá reddeden, kötüleyen, kıvırtan, mazeret arayan, çomak sokan, felaket öngören köhne, ceberrut, arkaik ve çağdışı ‘statüko zaptiyeleri’ni çimdikleseniz ne yazar, çimdiklemeseniz ne yazar?Şimdiye dek yedikleri bin şamara rağmen derin gaflet uykusundan uyanmayı reddedenlerin o gergedan zırhı derisine bizim şakacıktan çimdiğimiz kaç para eder?Yok yok, iyisi mi bırakalım ve onlar ebedi nefret kabusu görmeyi sürdürsünler.Haydi şerefe, bizler ise ‘zafer’imizi bin keyifle ve bin rüyayla yudumlayalım!
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!