Yüce Divan'dan Koray Aydın'ın itirazına ret

Güncelleme Tarihi:

Yüce Divandan Koray Aydının itirazına ret
Oluşturulma Tarihi: Şubat 24, 2005 00:00

Eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın'ın Yüce Divan'da yargılandığı davanın ilk duruşması başladı. Yüce Divan, Aydın'ın avukatının yargılamadaki usule yönelik itirazını reddederek, duruşmayı 30 Mart 2005'e erteledi.Aydın, yargılamanın yapılacağı Anayasa Mahkemesi'ne saat 09.45'te geldi.     Duruşmaya, Koray Aydın ile avukatları Bülent Acar ve Savaş Karahisar katıldı. Yargılamada, iddia makamında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili Abdurrahman Yalçınkaya Ve Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Çetin Arslan bulunuyor.     Duruşmayı çok sayıda eski milletvekili ve partililer izlerken, foto muhabirleri ve kameramanların duruşmanın başında kısa süre görüntü almasına izin verildi.     İTİRAZLAR Koray Aydın'ın avukatı Bülent Acar, Yüce Divan'daki yargılamada usule yönelik itirazlarda bulundu.     İddia makamında bulunan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok,  itirazların tümünün reddi yönünde görüş bildirdi.     Duruşmada önce sanık Koray Aydın'ın kimlik tespiti yapıldı. Sabıkasının olmadığını bildiren Aydın, işini ise “emekli milletvekili” olarak açıkladı.     Soruşturma Komisyonu'nun raporunun okunmasına gerek olmadığının sanık avukatı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri ok'un bildirmesinin ardından Başkan Bumin, Sanık Aydın'ın avukatı Bülent Acar'ın değişik tarihlerde mahkemeye usule yönelik itiraz dilekçeleri verdiğini söyledi.     MAL BİLDİRİMİ  Sanık avukatı Acar, usule ilişkin itirazlarını sözlü olarak da özetledi. Acar, 3628 Sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanunu'na göre, sanık Aydın hakkında bakan olarak görev yapmadığı 1995 ile 29 Mayıs 1999 tarihleri arasındaki mal varlığının da dava konusu yapıldığını söyledi.  Bakanların görev yaptıkları dönemdeki görevleri ve fiilleri ile ilgili yargılanabileceğini belirten Acar, ancak Soruşturma Komisyonu'nun bunu dikkate almadığını, Aydın'ın görevde bulunmadığı 1995-1999 tarihleri arasını da mal varlığı soruşturmasına konu yaptığını savundu.  Acar, ”Bu döneme ilişkin dava yok. Yüce Divan da yokun yargılamasını yapamaz, tespitini yapar. Soruşturma Komisyonu, siyasi kin ve garez içinde hareket etmiştir. Türk ceza Kanunu'nun 228'inci maddesindeki suçu işlemişlerdir” diye konuştu.     HAZİNE'NİN MÜDAHİLLİK TALEBİ  Soruşturma Komisyonu'nun sanık Aydın'ın vatandaş, milletvekili ve bakan olduğu üç farklı statüsünü karıştırdığını iddia eden Acar, ”3628 Sayılı yasanın muhatabı vatandaş değildir. Milletvekili bu yasanın kapsamındadır. Bunun da usulü vardır. Bakanlık dönemi de kapsamındadır ancak bunun da usulü vardır. Soruşturma komisyonu, kasti olarak bu dönemleri karıştırmıştır” dedi.     Hazine'nin 3628 Sayılı yasaya muhalefet nedeniyle müdahillik talebinde bulunduğunu anımsatan Acar, bakanlık dönemine ilişkin müdahillik talebinin doğru olduğunu ancak 1995-1999 dönemine ilişkin müdahillik talebinin reddinin gerektiğini öne sürdü.     Avukat Acar, ayrıca soruşturma önergesinde olmadığı halde, soruşturma komisyonunun raporunda 4 fiile ilişkin yargılanma kararının da usul ve yasaya aykırı olduğunu öne sürdü.     "DOSYA TBMM'YE İADE EDİLSİN" Aydın'ın TBMM Genel Kurulu'nda savunma hakkının kısıtlandığını da iddia eden Acar, “fiili ve manevi cebir uygulandığını” ve Aydın'ın kürsüyü terk etmek zorunda kaldığını söyledi.  Acar, bütün bu saydığı usulü itirazlar nedeniyle dosyanın TBMM'ye iade edilmesini talep etti. Acar, “Davaları yargılamak ciddi bir iştir. Yargılamaları ve iddiaları basın ve kamuoyu yapmaz. Yargıya müdahale edemezler” diye konuştu.     Duruşmada daha sonra TBMM Genel Kurulu'nun Aydın'ı Yüce Divan'a sevk kararı okundu.     BAŞSAVCI OK: İTİRAZLAR REDDEDİLSİN İddia makamında bulunan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, sanık avukatı Acar'ın usule yönelik itirazları ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nın davaya müdahil olarak katılma istemlerine ilişkin görüşlerini açıkladı.     Sanığın savunma hakkının engellendiğini ancak bunun yargılamanın durması için neden teşkil etmeyeceğini, savunma hakkının yargılama aşamasında kullanılabileceğini ifade eden Ok, Aydın'ın bakan olmadığı döneme ilişkin mal varlığının dava konusu yapılmadığını, sadece mal varlığındaki, özellikle dövizdeki artışın açıklamak için o dönemin de soruşturma raporunda konu edildiğini söyledi.     Soruşturma önergesinde olmadığı halde Soruşturma Komisyonu'nun raporunda yer alan fiillerle ilgili yargılama yapılmaması itirazına da katılmayan Başsavcı Ok, soruşturma raporunda bütün fiillere ilişkin isnatların TCK'nın hangi maddesine girdiğinin de tespit edildiğini söyledi.  Daha önce Aydın hakkında verilen soruşturma önergesinin reddine ilişkin kararın kesin nitelik taşımadığı için yeniden soruşturma önergesi verilebileceğini ifade eden Başsavcı Ok, usule yönelik bütün itirazların reddedilmesini istedi.     Ok, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nın davaya sadece TCK'nın rekabet koşullarının engellenmesi fiilini düzenleyen 366. ve görevi kötüye kullanma fiilini düzenleyen 240. maddesi kapsamında müdahil olarak katılabilecekleri yönünde görüş bildirdi. MÜDAHİL BAKANLIKLAR  Yüce Divan, Koray Aydın'ın yargılandığı davada, Maliye ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nın müdahilliğine karar verdi. Yüce Divan, sanık avukatının usule ilişkin iddialarını reddetti.     Yüce Divan Başkanı Mustafa Bumin, alınan ara kararları açıkladı. Bumin, suçtan zarar görmesi ihtimalinden dolayı Maliye Bakanlığı ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nın davaya müdahilliğine oy birliği ile karar verildiğini bildirdi.     İTİRAZLARA RET  Sanık Avukatı Bülent Acar'ın müvekkili hakkında soruşturma komisyonu raporunda belirtilen iddialarla ilgili önceki dönemde Meclis soruşturması açıldığı ve bunun reddedildiğini hatırlatarak “yeni delil ve vakıa olmadıkça yeniden soruşturma açılamayacağı, bu nedenle de davanın reddedilmesi gerektiği” yönündeki itirazlarının da karara bağlandığını kaydeden Bumin, bu itirazın oy çokluğuyla reddedildiğini söyledi. Bumin, bu karara üyeler Fulya Kantarcıoğlu, Tülay Tuğcu, Mehmet Erten ve Necmi Özler'in muhalif kaldığını belirtti.     Acar'ın, Koray Aydın'ın soruşturma komisyonu raporunun TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesi sırasında savunma hakkının kısıtlandığını öne sürerek, oylama işlemi ve sevk kararının geçersizliğinin tespitiyle dosyanın TBMM'ye iadesi talebinin de reddedildiğini bildiren Bumin, şunları kaydetti:    “Acar'ın, Aydın'ın bakanlık dönemiyle ilgili olmayan 1995-1999 yılları arasındaki malvarlığının 3628 Sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanunu'na aykırılık oluşturduğunu ileri sürerek bu konuda yargılama yapılamayacağı, yargılama yapılacaksa tefrik kararı verilerek beraatine karar verilmesi istemi reddedilmiştir.  Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'ndan ihale alan müteahhitlerle Aydın'ın ortağı olduğu şirketler arasındaki iddialarla ilgili soruşturma komisyonu raporunda sevk maddesi gösterilmemiş olduğundan buna ilişkin kamu davasının tefriki ve TBMM'ye iadesine ilişkin istem de reddedilmiştir.” SÜRE TALEBİ  Duruşmada; Aydın'ın avukatı Bülent Acar, savunmalarını yapmak için süre talebinde bulundu. İddia makamında bulunan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, süre talebine katıldıklarını, ancak bazı istemleri olacağını belirtti. Aydın'ın bakanlık görevindeki bağlı ve ilgili kuruluşları gösteren Başbakanlık genelgesini talep eden Ok, ayrıca Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Bayındırlık ve İskan Bakanlığı eski bürokratlarının yargılandığı davanın tutanaklarının getirtilmesini istedi. Ok ayrıca, Karayolları Genel Müdürlüğü'nün KKTC'de yaptığı ilavelerde usulsüzlük yapıldığı yönünde ihbarda bulunan müteahhit Hüseyin Gündoğdu'nun ihbarı hakkında Bayındırlık Bakanlığı'nın herhangi bir işlem yapıp yapmadığının sorulmasını da talep etti.    Daha sonra Yüce Divan Başkanı Bumin, istemler ve dışındaki ara kararı açıkladı. Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava dosyasının istenmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na müzekkere yazılmasına karar verildiğini söyleyen Bumin, Koray Aydın'ın bakanlığı döneminde yapılan yolsuzluk ihbarları ile ilgili ne gibi işlemler yapıldığının da yine Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'ndan sorulmasına karar verildiğini belirtti.     BANLARDAN HESAP EKSTRELERİ İSTENECEK Koray Aydın'ın ve ailesinin 29 Mayıs 1999 tarihinden itibaren yapılan banka işlemlerine ilişkin hesap ekstrelerinin de ilgili bankalardan istenmesine karar verildiğini bildiren Bumin, Koray Aydın'ın bakan olarak görev yaptığı dönemde bakanlığına bağlı ve ilgili kuruluşları gösteren genelgenin de Başbakanlık'tan istenmesinin kararlaştırıldığını anlattı.  Müteahhit Hüseyin Gündoğdu'nun ihbarıyla ilgili ne gibi işlemler yapıldığının da Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'ndan sorulmasına karar verildiğini ifade eden Bumin, ayrıca 'Koray Aydın Soruşturma Komisyonu' raporunda Aydın'ın mal varlığının artışının kaynağı olarak gösterilen 22 adet dairenin ada ve parsel numaralarının sanık vekillerince bildirildikten sonra ilgili bunlara ilişkin tapu kayıtlarının istenmesinin de karara bağlandığını belirtti.   DURUŞMA 30 MART'TA  Yüce Divan Başkanı Mustafa Bumin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bilirkişi incelemesi yaptırılmasına yönelik işleminin ise dosyadaki eksiklikler giderildikten sonra değerlendirileceğini belirterek, duruşmanın 30 Mart 2005 tarihine bırakıldığın kaydetti.    Duruşma bittikten sonra mahkemeden ayrılan Eski Karaman Milletvekili Osman Sevimli, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç'a “Af buyurun samimi olarak söylüyorum. Tiyatro mu oynanıyor? Sanık vekilleri itirazlarda bulunuyor ama siz ara kararı yazılı olarak okudunuz. Bunu hangi arada yazıyorsunuz, önceden mi  hazırlıyorsunuz?” dedi. Kılıç, Sevimli'nin bu sözlerine, “Bu itirazlar duruşmada ilk kez duyulmuyor. Daha önce bize yazılı olarak bildiriliyor. İnceleniyor, karar da buna göre veriliyor” yanıtını verdi.   MECLİS'İN SEVK KARARI    Yüce Divan'a sevk kararında, Koray Aydın'ın bakanlığı döneminde, ihalelerin tamamına yakınının istisnai bir usul olan davetiye usulüyle yapıldığı, böylelikle istisnai ihale usulünün uygulanmasının kural haline getirildiği belirtiliyor. Kararda, şu iddialara yer veriliyor:     “Önceleri asgari 20 veya daha fazla firma ihaleye çağrıldığı halde bu dönemde 3 ila 10 firmanın davet edildiği, davet edilen firmalar arasında ortaklık ve akrabalık ilişkileri ile adres birlikteliklerinin olduğu, ihalelerde yapılan kırımların (daha önceki ve sonraki dönemlerde ortalama yüzde 20'nin altına düşmediği halde) ortalama yüzde 10'lara düştüğü, niteliği gereği ancak belli nitelikteki firmalardan birine verilmesi gerekli işlerin istenilen nitelikleri taşımayan firmalara verildiği, ayrıca sair nedenlerle 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 2. maddesinde öngörülen rekabet ve açıklık ilkesine aykırılık oluşturulduğu, kanunların tanıdığı takdir hak ve yetkisinin kanunun amacına uygun kullanılmadığı, bakanlıkta meydana gelen haksızlık, yolsuzluk ve usulsüzlükleri önleme noktasında gerekli ve yeterli önlemleri almayıp denetimleri yapmadığı ve bu nedenlerle kamunun zararına sebebiyet verdiği,     Belli istekliler arasında davetiye usulüyle yapılan ihalelerin bazılarında 'bu firma ile ilgilenin' diye Müsteşar Yardımcısı Sedat Aban ile Danışmanı Sadrettin Dinçer'e talimat verdiği ve ilgili ihalenin bilahare ismi verilen firmalara verildiği, bakanlıktaki uygulamaların ihalelerle ilgili gizli ittifak oluşumuna sebebiyet verdiği ve bu suretle de kamunun zararına neden olduğu,     Çeşitli dönemlerde verdiği mal bildirimlerinde özellikle döviz varlıkları yönünden büyük farklılıklar bulunduğu, 1995 yılındaki mal bildirimi ile komisyonumuza verdiği mal bildirimi arasındaki farklılık ve artışların -özellikle 29.05.1999 ile 05.09.2001 tarihi arasındakilerin- izah edilemediği...”     MAL VARLIĞINA TEDBİR Koray Aydın'ın bu gerekçelerle Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) “görevi kötüye kullanma” fiilini düzenleyen 240 ve “rekabet koşullarını engellemek” fiilini düzenleyen 366. maddeleri ile 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu'nun 13. maddesi uyarınca yargılanması talep ediliyor.     Yüce Divan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok'un istemi üzerine, Koray Aydın'ın, eşinin ve çocuklarının 2 milyon 320 bin Dolar ve 2 milyon 317 bin Mark (karşılığı Avro) değerindeki döviz, para, taşınır veya taşınmaz mallarına tedbir koymuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!