Yogaya başlamadan önce...

Güncelleme Tarihi:

Yogaya başlamadan önce...
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 19, 2014 17:00

Yoga… Milattan önce 500’lü yıllara dayanan bu fiziki disiplin kimine cinselliği kimine ise mistik bir duyguyu çağrıştırıyor… Bazıları huzur bulmak için bazıları ise arayışta olduğun için Yoga yapıyor, yapmayı deniyor.Peki ama yoganın nasıl bir esprisi var ki binlerce yıldır insanoğlunun hayatında?

Haberin Devamı

Yoga… Milattan önce 500’lü yıllara dayanan bu fiziki disiplin kimine cinselliği kimine ise mistik bir duyguyu çağrıştırıyor… Bazıları huzur bulmak için bazıları ise arayışta olduğun için Yoga yapıyor, yapmayı deniyor.
Peki ama yoganın nasıl bir esprisi var ki binlerce yıldır insanoğlunun hayatında?
Mesela;
Mükemmel bir cinsellik mümkün mü?
Hastalıklarla dolu bir yaşamda kurtuluş reçetesi olabilir mi?
Kutsal ve ruhani bir arayışa son verebilir mi?
Yeni bir aşkın, işin ve hayatın kapısını aralayabilir mi?
İşte bütün bu soruların cevaplarını yoga sayesinde 48 kilo veren Çağ Rical Gürle ve kendini yeniden keşfeden Pınar Yılmaz, hayatlarından örneklerle anlattı. Çağ Rical Gürle, 12 yaşında babasının verdiği kitap sayesinde yoga ile tanıştı. Bu sayede daha ergenlik döneminde kendi bedeniyle ilgili farkındalıkları başladı. Üniversite eğitimi için Çanakkale’den İstanbul’a geldiğinde düzensiz hayatın da etkisiyle yogadan uzaklaştı. İplerin elinden kaçtığını fark ettiği gün şehri terk edip, inzivaya çekildi.
TEK BAŞINA 7 AY Tam 7 ay televizyon ve telefon gibi modern hayatın tüm getirilerinden uzaklaştı. Geri dönüp yoga öğretmenliğine başladığında 48 kilogram verdiğini anlatan Çağ inzivayı “Her erkeğin yaşaması gereken bir süreç” diyerek özetliyor… “İHTİYAÇLARIMLA BAĞ KURDUM” Milyonlarca insan ister ama yapamaz. Nasıl terk ettin şehri?
Farkı yaratan İstanbul’dan ayrılmak değil ki. Esas fark, kendi gerçeklerinde yüzleşmek, buna hazır olmak. Orada hiçbir şeyden kaçamıyorsun. Ben de gerçek meselelerimle yüzleşmeye hazırdım. Televizyon yok, gazete yok, telefon yok, alkol yok. Sadece sen varsın. Elbette meditasyon. Bu sayede gerçek ve öncelikli ihtiyaçlarımla bağ kurmaya başladım Ne keşfettin ki 48 kilogramlık bir değişim yaşadın?
Taşıyabileceğin kiloda yaşamak öncelikli bir ihtiyaç ancak 7 aylık münzevi yaşamın bana getirdiği çok daha farklı şeyler de oldu.
Yoksunluk mesela…
Yoksunluk kendini keşfetmek için acayip bir araç. İçki, abur cubur, sohbet edecek insanlar ya da bir partner olmadan yaşamı deneyimlemek gerçekten çok zor. Bu deneyim de kendinizi tanımanıza bir parça yardımcı oluyor
Kadınların olmadığı bir hayat zor değil mi?
Benim için kadın çok çekici bir varlık. Bu yoksunluk biraz zorlasa da inan tek meselen bu olmuyor. Ne zaman ve ne kadar yemem gerektiğine dair daha içgüdüsel olmayı öğrendim. Elim yemeğe gittiğinde hangi duyguları fark etmekten kaçtığım için yemeğe yöneldiğimi sorguladım.

Yalnız kalmamın en güzel yanıysa, kendi işimi kendim yapmayı öğrenmem oldu. Hayatımdaki kadınlara; anneme sevgilime hatta arkadaşlarıma yaptırmayı tercih ettiğim birçok şeyi kendim yapmam gerekti. Bu da diğer insanlara bağımlılık geliştirdiğim birçok meseleyi düşünmeme, değiştirmeme neden oldu. İçindeki kadını keşfettin yani…
1980’lerdeki ile 1990’lardaki ve bugünkü kadın ya da erkek davranışları, imajı birbirinden çok farklı. Toplumdaki kadın portresi neredeyse her 10 yılda bir değişiyor. Medyayla, filmlerle ya da kitaplarla bize empoze edilen, adapte olduğumuz roller var. Medya ya da sokak aracılığıyla bu rol modelleriyle beslenmeye arar verdiğimde, ilk kez erkek olmanın anlamına, nasıl bir his olduğuna bakabilmeye başladım. Kadınsı olarak görülen birçok davranışın ya da düşüncenin aslında yalnızca kadınlara ait olmadığını, erkeğin de işini kolaylaştıran, kalbini yumuşatan ve onu büyüten şeyler olduğunu fark ettim. Eğer tercih ederseniz bir süre münzevi yaşamak çok büyük ihtiyaç. Yoga, dağlara bayırlara gidip meditasyon yapmak mıdır? Yoga ele avuca alınıp zapt edilebilir bir şey değil. Benim için her gün değişiyor. Tanım yapmak faydasız ve çoğu zaman da gereksiz. Benim için yoga hayat ile ilişkilendirme biçimi.
İnsan neden yoga yapar?
Doktor tavsiyesinden tutun da çocukluktan başlayan ruhani bir arayışa, kilo probleminden ağrılara, gizemli ve bu yüzden de çekici gelişinden tutun da arkadaşları böyle takıldığı için yogaya başlamaya kadar yüzlerce sebep sayabilirim.
Yoga yapmak ile yoga öğretmek arasındaki fark var mı? Ders vermek bazen çok zevkli. Bir grup insanla kısacık bir an bile olsa gerçek bir iletişim kurabilmek büyük zevk. Farklı beden ve zihin tiplerini tanımak da büyük fayda sağlıyor. Hocalık yapmak yoga ilgili sert düşüncelerimi kırdı mesela. Yoganın değişik insanlarda değişik yansımalar yaptığını görünce kesinliklerim azaldı. Ortada büyük bir çeşitlilik ve farklılık var. Bunu tanımak ve kabul edebilmek büyük özgürlük.
TURİSTİK BİR İŞ DEĞİL
Yoga, turistik yapılacak bir iş değil. Yaşamına yedire yedire son nefese kadar yürünecek bir yol. Aksi halde yoga arındırmaz. Aksine daha derin bir kibre gömülürsün ve orada bataklığı yaşarsın. Bacağını açıp oturmak bir insanın hayatını nasıl değiştirebiliyor?
Yoga akrobatik hareketlerden ibaret değil. Her şeyden evvel kendi vücudundaki sınırları tanıyorsun, arızaları görüyorsun. Bu sorunlarla yüzleşmeyi kabul ettiğinde yeni bir yaşama biçimine evrilmeye başlıyorsun.
Elbette kendi bedenleriyle yüzleşmeyi tercih etmeyen ya da buna hazır hissetmeyen insanlar da oluyor. Bir iki derse gelip bırakabiliyorlar. Ben hoca olarak tercihlere saygı duymak zorundayım. Önerimi yapar yollarından çekilirim. Faydalarına gelelim. Cinsellik?
Yoganın cinselliğe faydası hep soruluyor. Basit düşün; gün içeresinde hiçbir gerçek ihtiyacını gideremiyorsan gün sonunda mükemmel bir cinsellik yasaman çok zor.
Bedenlerimiz feci durumda. Kaslar giderek sertleşiyor daha doğrusu gevşeyemez hale geliyor. Düşünsene; sarılmak dokunmak okşamak ya da öpmek günlük hayatta sıkça yaptığımız şeyler. Bunlar aslında günlük ihtiyaçlarımız fakat güzel bir arkadaş grubumuz ya da sevgi dolu bir partneriniz yoksa bir yabancıdan talep etmeye utanıp çekinebileceğimiz şeyler.
FARKINA VARMAK ETKİLİYOR
Günlük yasamda sevgi alıp vermeye dönük ihtiyaçlarının farkına varmak cinselliği oldukça etkiliyor. İnsan oldukça hisli bir varlık olarak doğuyor. Ancak inşa ettiğimiz toplumsal yapı oldukça rasyonel ve epey yorucu. Dolayısıyla hisli varlıklar olarak devam edemiyoruz. Yoga yaptıkça bu farkı anlamaya başlıyorsun. Neyi yitirdiğini fark etmeye başlıyorsun. Bir şeyin güzelliğini fark ettikçe ona hayranlığınız ve onu algılayış, hissediş biçiminiz değişir. Bu cinsellik için de geçerli.
Kadınlarla çalışırken etkileniyor musun? Orada insanlarla çalışırken bahsettiğin taraflarla bağ kurmamayı tercih ediyorum. Alışıyorsun, kolay oluyor. Çekimler sırasındaki hareketleri yaparken hiç mi etkilenmedin? Bazen etkileniyorum. Sevgili oluyorum. Nasıl mı? Çok kolay, önce flört ediyorsun, ilgini belli ediyorsun. Sonra bir gün yanaşıyorsun… (Gülüyor)
TAHRİK OLMAKTAN ÖTE
Yok yok. Orada inan olay tahrik olmaktan çok öte. O hislerle nasıl başa çıkacağını öğrenmemiş birinin bırak yoga hocalığını sokakta yürümesi bile zor. İnsanlar bir kadın ile cinselliğe dönüştürmeden nasıl yakınlaşılır bilmiyorsa ben ne yapabilirim? Her yerde olduğu gibi stüdyolarda kadın erkek bir aradayız. Ancak bu kadar doğal bir şeyin bu kadar garipsenecek bir hal almasını tuhaf.
MERAKIMIZ MİLLETİN UÇKURUNDA
Ayrıca yoga hakkında konuşurken konu niye hep cinselliğe geliyor? Cinselliği ruhbilimsel olarak ele alsak tamam diyeceğim de…Aslında merakımız hep milletin uçkurunda. Bütün toplumun derdi bu. Merak edecek başka bir yani yok mu yoganın?
Yoga psikoloji etkiliyor mu?
Agresyona, depresyona ve panik ataklara iyi geldiğini duyuyorum. Bu rahatsızlıklar muhtemelen bundan 500 yüz yıl önce de vardı. O zamanlar spritüal disiplinler bu hallerle çalışıyordu. Fiziksel çalışmalar içeren ruhsal disiplinlerden uzak kaldık. Uzaklaştıkça da sorunlar arttı. Hayat kalitemizin artması için fiziksel çalışmalar içeren disiplinlere ihtiyacımız var. İnsan vücudu çok yönlü hareket etmek için tasarlanmış. Bu sadece yoga değil spor da olur. Sağlığı nasıl etkiliyor?
Kaslar sertleştiğinde vücudun iç basıncı artar. Artınca solunum problemi yaşanır. Yüksek basınç da vücut içindeki sıvı akışını yavaşlatır. Vücutta dengeleri belirleyen ise sıvı akışıdır. Kasların yumuşaması iç basıncı dolayısıyla dolaşımı ve sıvı akışını düşürür, düzeltir. Bu da sağlığın yüzde 50’si demek.
YOL GÖSTERİR
Stres hormonun düşer, organların toksinlerinden arınır. Bu fiziksel değişimler düşünce dünyana yansır. Yani aşırı stresli ve sadece düşüncelerine gömülüp yaşarsan bu seni gerçekten çok çabuk mezara götürebilir. Ama öyle olmasın istiyoruz. Yasamak ve yaşamın güzelliklerini tatmaya devam etmek istiyoruz değil mi? Yoga şunu iyileştirir bunu düzeltir diyemezsiniz. Sadece yol gösterir. Günde kaç saat yoga yapıyorsun…
Bunun saat ya da dakikası önemli değil. Her yerde her an yapabilirsin. Nefesini duyumsayabildiğin her an her yerde yoga yapabilirsin Sinir bozucu derece sakin görünüyorsun…
Sakin olmanın nesi kötü.
Ben de senin gibi sakin olabilir miyim yani?
Anlaşılan gazetecilik epey stresli bir iş? Geçimini niye senin için bu kadar stresli bir yoldan sağladığın gerçeğini sorgularsan sen de yükünü hafifletebilirsin. Yogaya kitaplar ya da mistik nedenlerle başlayanlardan olmadığını söyleyen piyano öğretmeni Pınar Yılmaz “Bedensel bir şeyler yapmak istiyordum ve yogayı tercih ettim” diyor ve söze şöyle devam ediyor: Yogadan keyif aldıkça hocalık dersleri almaya başladım ancak müzikle beslendiğim için meslek olarak hiç düşünmedim. Zaten yoga öğretmenliği hobi olarak yapılacak bir şey değil.
AĞIZDAN ÇIKTIĞINDA MÜHÜRLENİR
Yoga çok değişken ve göreceli. Bir tanım ağızdan çıktığı zaman mühürlenir. Bunu yogaya yapamam. Ne desem olmaz. Klişe bir söz ama hissettiğin gibi bir tanımı oluyor. Çocuğun olduğunda yoga öğretecek misin? Çocuk yogasına kafa yormadım ama hayata bakış açısı içinde yoganın olmasını isterim. Ancak bu sadece anne çocuk ilişkisi için geçerli değil. Her türlü ilişki için geçerli olmalı. Birçoğumuzun kafasında doğrular var. Yoga yaptıktan sonra bu doğruların değiştiğini fark ediyorsun. Daha değişik tepkilere saygı göstermeyi öğreniyorsun. Sen de Rical gibi çok sakinsin Yoga ile ilgilenenler dışarıdan daha sakin ve huzurlu görünüyor sanırım. Elbette öyle bir şey yok. Herkes gibi öfkeleniyoruz. Seviniyoruz, parayı seviyoruz. Bizler erviş değiliz. Bu erviş bir hal değil. Ama farklı bir hal… Duygulara bakabilme, onlarla mücadele edelime cesareti hayatımıza yansıyor elbette. Bu yüzleşme sonunda değişimi dönüşümü kabul ediyorsun ya da direnç gösteriyorsun. Sanırım ben yüzleşmeyi tercih ettiğim için daha sakin, huzurlu görünüyorum. Ve şu anki sakinliğimin bununla hiçbir alakası yok. Sadece hava çok güzel Yoga yaparken kendini nasıl hissediyorsun? Seksi, sağlık, ruhani ya da…
Özgür hissediyorum. Benim yaptığım hareketleri cinsellik gözüyle değerlendirmek çok sağlıklı değil. Kadınlar olarak, bedensel hareketlerimizin kısıtlandığı ve izlendiği bir toplum ve aile yapısı içinde yaşıyoruz. Elbette yoga, bu algımı epey değiştirdi.

Haberin Devamı

http://fotoanaliz.hurriyet.com.tr/galeridetay/82680/4369/1/yogaya-baslamadan-once

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!