Yılmaz: BatılılaÅŸma çabamız tehlikede

Yılmaz, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, TBMM'nin önünde yeni bir hedef bulunduğunu, bunun da AB'ye verilen Ulusal Program'ın kısa vadeli hedeflerinin yerine getirilmesi olduğunu söyledi.

2. DÄ°LÄ°MDE YER ALABÄ°LÄ°RÄ°Z

Ulusal Program'ın 19 Mart 2001 tarihinde yürürlüğe girdiğini hatırlatan Yılmaz, bu programda yer alan kısa vadeli hedeflerin hayata geçirilmesi için 1 yıllık bir sürenin öngörüldüğünü, bunun da Türkiye'nin bir taahhüdü olduğunu kaydetti. Yılmaz, Türkiye'nin, 2002 Mart ayı sonuna kadar Ulusal Program'ın kısa vadeli hedeflerinin yerine getirmek zorunda olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Mart ayının sonuna kadar kısa vadeli hedeflerin tamamını yerine getirebilirsek, hiç olmazsa Bulgaristan ve Romanya ile birlikte AB'nin genişleme halkasının 2. diliminde yer alma imkanımız olacaktır. Bunları yapmazsak ne olacaktır? Bunu gerçekleştiremezsek sadece Helsinki Zirvesi`nden buyana yaptıklarımız boşa gitmekle kalmayacak, bir asırdan beri devam eden ve uğrunda büyük fedekarlıklara katlandığımız Batılılaşma çabalarımız da tümüyle tehlikeye girecektir."

NEYE MAL OLACAK?

Türkiye'nin, pek çok alanda Avrupa ile bütünleşme hedefine hiçbir zaman bugünkü kadar yaklaşamadığını ifade eden Yılmaz, "AB'ye üyelik sürecinden kopmamızın Türkiye`ye neye mal olacağı, Türkiye'ye maliyetinin ne ölçüde olacağı konusunda henüz kamuoyunun tam olarak aydınlatılamadığına inanıyorum" dedi.

Yılmaz, Türkiye'nin AB ile bütünleşme sürecinde atması gereken adımları hala "atmasa da olur" veya "Avrupa'nın sırf bize eziyet etmek için koştuğu koşullar olarak" görenler bulunduğunu söyledi. Türkiye'nin yüzyıldır sarfettiği emeğin bir kalemde silineceğine inananlar bulunduğunu kaydeden Yılmaz, "Ülke olarak önümüzdeki çıkmaz yolların ve kısır imkanların AB üyeliğinden çok daha avantajlı olduğu zehabına kapılanlarımız vardır" diye konuştu.

AB konusunun kesinlikle "deneme-yanılma" yönteminin kullanılacağı bir alan olmadığını ifade eden ANAP lideri, "AB üyelik sürecinden kopmuş bir Türkiye`nin uğrayacağı siyasi, ekonomik, demokratik kayıpları düşünmek bile istemiyorum" dedi.

2.5 AY KRÄ°TÄ°K

Yılmaz, Türkiye'nin Ulusal Program'da yer alan açılımları uygulamakla zaafa uğrayacağı "saplantısından" da bir an önce kurtulmak gerektiğini belirterek, "Bana göre asıl endişe etmemiz gereken, Türkiye'nin Ulusal Program'da yer alan taahhütlerini, zamanında yerine getirmemek suretiyle tüm üyelik sürecinin dışında kalmasıdır" diye konuştu. AB sürecinde atılan adımların yeterli olmadığını bildiren Yılmaz, Türkiye'nin bütün enerjisini bu yönde kullanmasını istedi.

2002 Mart ayı sonunun Türkiye ile ilişkiler açısından bir dönüm noktası olacağını kaydeden Yılmaz, "Hiç değilse bu defa başladığımız işi sonuna kadar kararlılıkla sürdürme başarısını göstermek zorundayız. 1980'de kaçırdığımız fırsatı 2002'de yakalamak zorundayız. Bunun için de önümüzdeki 2.5 ayı en iyi şekilde kullanmamız gerekiyor" dedi.

Yılmaz, bu konuda hükümet ortakları arasında bir uzlaÅŸma olmasınında Türkiye için ÅŸans olduÄŸunu söyledi.Â