Yılmaz: AB konusunda Kohl eskisi gibi
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ocak 12, 2001 00:00
ANAP Genel Başkanı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, ''Müslüman bir ülke olarak Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesi çok kültürlülüğün ve çok dinliliğin gelişmesini sağlayacaktır'' dedi. Yılmaz, Kohl'ün AB'yi Hristiyan örgütü olarak algılamayı sürdürdüğünü, bu çağda bunun kabul edilemez olduğunu savundu.
Almanya'nın başkenti Berlin'de düzenlenen Avrupa Demokratik Birlik Parti Başkanları 20. Konferansı'na katılan Yılmaz, Türkiye'nin Berlin Büyükelçiliği'nde bir basın toplantısı düzenledi.
Helsinki zirvesinden sonra da Avrupa'da Türkiye'nin üyeliğini hazmedemeyen bazı partiler, kurumlar ve kişiler bulunduğuna dikkati çeken Yılmaz, Almanya'nın eski başbakanlarından Helmut Kohl'ün dünkü konuşmasıyla ilgili olarak, ''Kohl yeniden Avrupa Birliği'nin oluşmasındaki Hıristiyan unsurları vurguladı ve eski görüşlerini muhafaza ettiğini gösterdi'' dedi.
Bunun 21. yüzyılda kabul edilemez bir yaklaşım olduğunu belirten Yılmaz, Hıristiyan kültürünün değil çok kültürlülüğün ön plana çıkartılması gerektiğini, Avrupa'daki evrimin bunu zorunlu kıldığını söyledi.
Çok kültürlülüğün sağlanmasında en önemli faktörün Türkiye'nin AB'ye katılımının olacağını kaydeden Yılmaz, ''Müslüman bir ülke olarak Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesi çok kültürlülüğün ve çok dinliliğin gelişmesini sağlayacaktır'' diye konuştu.
Bazı çevrelerin, Türkiye'nin Avrupa Birliği kriterlerini yerine getiremeyeceğine inandığını söyleyen Yılmaz, ''Bunun doğru olmadığını, tartışmaya girmek yerine, söz konusu kriterleri yerine getirerek ispatlayabiliriz. Ama bunun için zamana ihtiyacımız var'' dedi.
Zamana ihtiyaç var
Alman hükümetinin yaklaşımının, Türkiye'ye Helsinki'de verilen perspektifin korunmasından yana olduğuna işaret eden Yılmaz, Nice zirvesinin de bu yönde olumlu olduğunu, ancak diğer bazı gelişmelerin, Türkiye'nin zamana ihtiyacı olduğunu gösterdiğini ifade etti.
Berlin'deki konferans çerçevesinde ikili görüşmeler yapma imkanı da bulduğunu söyleyen Yılmaz, Alman Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı Angela Merkel, İspanya Başbakanı Jose Maria Aznar, Avusturya Başbakanı Wolfgang Schüssel ve Bulgaristan Başbakanı İvan Kostov ile görüştüğünü belirtti.
Konferansta dün yaptığı konuşmaya da değinen Mesut Yılmaz, ''Avrupa'nın, eğer global güç merkezi olmak istiyorsa Türkiye'yi AB'ye üye olarak alması gerektiğini ifade ettim'' dedi.
Adaylık sürecine daha yakın olan Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin, Avrupa Birliği'ne Türkiye'nin sağlayacağı katkıları sağlayamayacağını söylediğini de belirten Yılmaz, Türkiye'nin genç nüfusu ve demografik yapısıyla AB için çok önemli olduğunu söyledi.
AB Komisyonu'nun sunduğu KOB belgesinin, Türkiye'den beklentileri ifade ettiğini kaydeden Yılmaz, koalisyon ortaklarıyla Salı günü görüşeceklerini ve hedeflerinin Ocak ayı sonuna kadar Ulusal Programı yayınlamak olduğunu ifade etti.
Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, konsolosluk işlemleri ve pasaport harçlarına yapılan zamlarla ilgili olarak Maliye Bakanı SümerOral ile görüştüğünü ve harçların 15 Ocak 2001 itibarıyla yaklaşık olarak 2000 yılı düzeyindeki ücret seviyesine getirildiğini belirtti.
Almanya'nın başkenti Berlin'de düzenlenen Avrupa Demokratik Birlik Parti Başkanları 20. Konferansı'na katılan Yılmaz, Türkiye'nin Berlin Büyükelçiliği'nde bir basın toplantısı düzenledi.
Helsinki zirvesinden sonra da Avrupa'da Türkiye'nin üyeliğini hazmedemeyen bazı partiler, kurumlar ve kişiler bulunduğuna dikkati çeken Yılmaz, Almanya'nın eski başbakanlarından Helmut Kohl'ün dünkü konuşmasıyla ilgili olarak, ''Kohl yeniden Avrupa Birliği'nin oluşmasındaki Hıristiyan unsurları vurguladı ve eski görüşlerini muhafaza ettiğini gösterdi'' dedi.
Bunun 21. yüzyılda kabul edilemez bir yaklaşım olduğunu belirten Yılmaz, Hıristiyan kültürünün değil çok kültürlülüğün ön plana çıkartılması gerektiğini, Avrupa'daki evrimin bunu zorunlu kıldığını söyledi.
Çok kültürlülüğün sağlanmasında en önemli faktörün Türkiye'nin AB'ye katılımının olacağını kaydeden Yılmaz, ''Müslüman bir ülke olarak Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesi çok kültürlülüğün ve çok dinliliğin gelişmesini sağlayacaktır'' diye konuştu.
Bazı çevrelerin, Türkiye'nin Avrupa Birliği kriterlerini yerine getiremeyeceğine inandığını söyleyen Yılmaz, ''Bunun doğru olmadığını, tartışmaya girmek yerine, söz konusu kriterleri yerine getirerek ispatlayabiliriz. Ama bunun için zamana ihtiyacımız var'' dedi.
Zamana ihtiyaç var
Alman hükümetinin yaklaşımının, Türkiye'ye Helsinki'de verilen perspektifin korunmasından yana olduğuna işaret eden Yılmaz, Nice zirvesinin de bu yönde olumlu olduğunu, ancak diğer bazı gelişmelerin, Türkiye'nin zamana ihtiyacı olduğunu gösterdiğini ifade etti.
Berlin'deki konferans çerçevesinde ikili görüşmeler yapma imkanı da bulduğunu söyleyen Yılmaz, Alman Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı Angela Merkel, İspanya Başbakanı Jose Maria Aznar, Avusturya Başbakanı Wolfgang Schüssel ve Bulgaristan Başbakanı İvan Kostov ile görüştüğünü belirtti.
Konferansta dün yaptığı konuşmaya da değinen Mesut Yılmaz, ''Avrupa'nın, eğer global güç merkezi olmak istiyorsa Türkiye'yi AB'ye üye olarak alması gerektiğini ifade ettim'' dedi.
Adaylık sürecine daha yakın olan Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin, Avrupa Birliği'ne Türkiye'nin sağlayacağı katkıları sağlayamayacağını söylediğini de belirten Yılmaz, Türkiye'nin genç nüfusu ve demografik yapısıyla AB için çok önemli olduğunu söyledi.
AB Komisyonu'nun sunduğu KOB belgesinin, Türkiye'den beklentileri ifade ettiğini kaydeden Yılmaz, koalisyon ortaklarıyla Salı günü görüşeceklerini ve hedeflerinin Ocak ayı sonuna kadar Ulusal Programı yayınlamak olduğunu ifade etti.
Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, konsolosluk işlemleri ve pasaport harçlarına yapılan zamlarla ilgili olarak Maliye Bakanı SümerOral ile görüştüğünü ve harçların 15 Ocak 2001 itibarıyla yaklaşık olarak 2000 yılı düzeyindeki ücret seviyesine getirildiğini belirtti.