Yeni bir başlangıç

Güncelleme Tarihi:

Yeni bir başlangıç
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 18, 2002 14:00

İnsan kaynakları sektörü, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda, 7. İnsan Kaynakları Zirvesi'nde bir araya geldi. MCT ve Peryön işbirliğiyle gerçekleştirilen zirvenin ana teması, 'İş ve İnsan; Yeni Bir Başlangıç' oldu. İnsan Kaynakları alanında dünyaca ünlü otoritelerin yanı sıra Türkiye'de istihdamın önemli bir bölümünü sağlayan grup ve holding temsilcileri zirveye katılanlar arasındaydı. İki gün süren zirvede sektörün sorunları masaya yatırıldı. Katılımcılar insan kaynakları yönetimi konusunda dünyadaki gelişmeleri öğrenme fırsatı buldu.

İnsan kaynakları profesyonelleri '7. İnsan Kaynakları Zirvesi'nde buluştu. Zirve'de insan kaynakları sektörünün sorunları, geleceği ve neler yapılması gerektiği masaya yatırıldı. İstihdamdan ücretlendirmeye, küçülmenin insan kaynakları boyutundan performansa kadar, oturumlar geniş bir yelpazede gerçekleştirildi.

'İş ve İnsan; Yeni Bir Başlangıç' temasının belirlendiği zirve bine yakın yerli ve yabancı katılımcı tarafından takip edildi. Konferans, 15-16 Mayıs'ta Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlendi.

Zirveye Türkiye'den ve yurtdışından danışmanlar, yöneticiler ve ünlü insan kaynakları guruları katıldı.

Stockholm School of Economics'ten Dr. Jonas Ridderstrale, dünyaca ünlü insan kaynakları gurusu Dave Ulrich ve Prof. Dr. Jeffrey Pfeffer yaptıkları sunumlarla büyük ilgi topladılar. Zirve'nin başkanlığını Aston Business School'dan Prof. Dr. Michael West yaptı.

Türkiye Basketbol Milli Takımı yöneticilerinden Çetin Yılmaz, Aydın Örs ve Doğan Hakyemez ile Milli Takım eski kaptanı Orhun Ene, '12 Dev Adam'ın başarı öyküsünü katılımcılarla paylaştılar.

BAŞARININ ANAHTARI

7. İnsan Kaynakları Zirvesi kapsamında Stockholm School of Economics'ten Dr. Jonas Ridderstrale Funky Business (Delifişeklik) adlı oturumda konuştu. Aynı adı taşıyan kitabı 25 dile çevrilmiş durumda. Esprilerle süslediği konuşmasında, günümüzde insanların artık hayatlarını değiştirmek için sonsuz seçeneklere sahip oldukları belirtti. Geçmişin aksine insanların artık istedikleri yerde yaşayabildiğini, istediği işte çalışabilme şansına sahip olduğunu dile getirerek, dünyanın radikal bir değişimden geçtiğini ifade etti:

‘‘Bugün dünyada gelenekler, inançlar değişiyor. Toplumun geleneksel yapısı parçalanıyor. Hayat boyu sadakat ortadan kalkıyor. Bu durumda kalkıp çalışanlara ömür boyu bir patrona sadık kalmalarını söyleyemeyiz. Mükemmeliyetçilik yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Sadık, aptal çalışanlar artık tarih kitaplarının arasında kaldı.‘‘

Şirketlerin başarılı olabilmeleri için çalışanlarının duygularına önem vermesi gerektiğini kaydeden Ridderstrale, şunları söyledi:

‘‘Şirketler için başarı ve rekabette avantaj sağlamak fark yaratmaktan, kişilerin ruh hallerine göre davranmaktan, duygusallığa ve duygusal heyecanlara hitap etmekten geçiyor.‘‘

Ridderstrale, çalışanların işlerini sevmeleri gerektiğini, güçlenerek, içlerindeki potansiyeli ortaya çıkarmalarının önemli olduğunu vurguladı. Aksi takdirde yok olmaya mahkum olacaklarını kaydetti.

İNSANI YENİDEN KEŞFETMEK

Stanford Üniversitesi'nden Prof. Dr. Jeffrey Pfeffer, 'Rekabet Avantajını Yeniden Keşfetmek' konulu oturuma uydu bağlantısı ile katıldı. Konferans başkanı Michael West ve katılımcıların sorularını yanıtladı. Yeni neslin yönetim anlayışında, koç, eğitici ve danışman rolleri ile İK departmanlarının organizasyona çok daha fazla değer katacağını söyledi.

İK yöneticilerinin şirketlerine güç kazandırmak için belli alanlarda uzmanlaşmalarının zorunlu olduğunu belirterek, gücü ele geçirmek için de kendilerine güvenmeleri gerektiğini ifade etti.

Organizasyonların değişimi nasıl şekillendireceği konusundaki soruyu, ‘‘Var olan gerçekler çalışanlar tarafından anlaşılırsa daha istekli bir şekilde ortak hedeflere ulaşmak için hareket edilirse, değişim istenilen şekilde gerçekleşir‘‘ şeklinde yanıtladı.

Pfeffer, Türkiye'nin yaşadığı ekonomik kriz döneminde şirketlerin çalışanlarını nasıl motive edebilecekleri konusundaki soruyu ise şöyle yanıtladı: ‘‘Finansal krizden dolayı kaynakların sınırlı olduğu bir iş ortamında İK sadece maddi ödüllerle yetinmemeli. Bunların dışında katılım, motivasyon, paylaşım, esneklik gibi unsurlara önem vermeli.‘‘

Türkiye Basketbol Milli Takımı yöneticilerinden Aydın Örs, Çetin Yılmaz, Doğan Hakyemez ve milli takım eski kaptanı Orhun Ene '12 Dev Adam'ın başarı öyküsünü anlattılar.

Aydın Örs, yardımlaşma ve paylaşmanın takım anlayışında çok önemli olduğunu dile getirdi. Milli Takım’a savunmada yardımlaşma, hücumda ise paylaşma anlayışını getirdiklerini kaydetti. Oyuncular arasındaki ekip çalışması dışında, yöneticiler ve çalıştırıcılar arasındaki ekip çalışmasının başarıyı beraberinde getirdiğini belirtti.

Çetin Yılmaz, yetenekli değil, oyunu paylaşacak sporcuyu seçmenin önemli olduğunu söyledi: ‘‘Seçilen oyuncuların görünmeyen kahramanların hakkını vermesi gerekir. Ön tarafta görülen ekibin dışında, küçük işler yapan insanlar var. Bunlar düşünüldüğünden daha önemli. Bu işleri yapan insanların işlerinden zevk almalarını sağlamamız gerekir.‘‘

Yılmaz, sahaya yalnızca maçı kazanmak için çıkmadıklarını diğer ülkelerden farkları olmadığını göstermeyi amaçladıklarını söyledi.

Doğan Hakyemez, Türk milli takımının elde ettiği başarıda sponsorların önemli katkısı bulunduğunu ifade etti. Türkiye'de basketbol için ayrılan bütçenin sadece 900 milyar TL olduğunu vurguladı. Sponsorlar olmadan bu aşamalara gelmelerinin zor olduğunu dile getirdi.

Orhun Ene, yaş olarak üç jenerasyonun birleştiği bir takım olduklarını belirterek, ulusal bir konuda başarıya odaklanmanın oyuncuların gayretini ön plana çıkardığını vurguladı. Uyumlu bir şekilde olaya daha fazla konsantre olduklarını ve bunun başarıyı getirdiğini söyledi.

4.3 MİLYONUN İŞ SORUNU VAR

Konferans'ın ikinci gününde 'İstihdam Forumu' oturumunda konuşan Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Genel Müdürü Necdet Kenar, Türkiye'de 4.3 milyon kişinin işle ilgili sorunu olduğunu belirtti. 'Ümidi Kırık İşsizler' olarak nitelendirilen ve son üç aydır iş arama kanallarından birini kullanmayan bir milyon 100 bin kişinin bulunduğunu söyledi. Türkiye'deki istihdam oranının yüzde 44.6 ile çok düşük olduğunu dile getirdi.

Kenar, beyaz yakalı işsizlerin oranının da 2001'de yüzde 26'ya çıktığını kaydetti. Türkiye'de eğitim düzeyi yükseldikçe girişimcilik özelliğinin de azaldığını ifade eden Kenar, eğitimli kişilerin girişimci olmaya özendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.


ÇALIŞANLARA ODAKLANIN


Zirveye uydu bağlantısı ile katılan Michigan Üniversitesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dave Ulrich 'Yakın Gelecekte İnsan Kaynakları' başlıklı bir konuşma yaptı. Ulrich geleceğin insan kaynakları yöneticilerinin şirkette kilit rol oynamalarının yollarını şöyle sıraladı: ‘‘Müşterilerine, yatırımcılarına ve çalışanlarına katma değer yaratan bir organizasyon yaratmaya çalışmalılar. Global olarak şirket küçülmeleri yaşanıyor. Ancak gidenlere değil kalanlara odaklanmak lazım. Çalışanlara değer verdiğinizi hissettirmeli, onları motive etmeli ve yetkili olduklarını hissettirmelisiniz. Artık şirketlerin pazar değerini satışlarının yüksekliği değil kurum kültürü belirliyor. Eğer çalışanlarınız kendini kurumun bir parçası olarak hissederse, şirkete bağlılıkları artar. Bu da beraberinde müşteri mutluluğunu getirir. Böylece uzun vadede şirketiniz ayakta kalır.‘‘


PICASSO VE JACKSON TEKEL


Stockholm School of Economics'ten Dr. Jonas Ridderstrale konuşmasında geçici tekeller hakkında bilgi verdi: ‘‘Tekeller sadece iş dünyasında olmaz. Sanat dünyasında da tekeller vardır. Bir alanda değişiklik yapan biri o alanda geçici tekel durumuna gelir. Pablo Picasso ve Michael Jackson geçici tekellere iyi bir örnek. Ya da Britney Spears Cumhuriyeti. Tüm bu tekellerin ardında yenilik ve başkalarının yapamadığı şeylerin yapılması var. Firmanıza aşık mısınız? Ya da müşteriler firmaya aşık mı? Hiç firmasının amblemini koluna dövme yaptıran birini gördünüz mü? Evimizdeki bir fareyi nasıl sevebiliyorsak işimizi de sevelim.‘‘
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!