Yargıtay Başkanı tepkisizlikten yakındı

Güncelleme Tarihi:

Yargıtay Başkanı tepkisizlikten yakındı
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 30, 2004 00:00

Yargıtay BaÅŸkanı Eraslan Özkaya, Türkiye'de yargının sorunlarının devam ettiÄŸini, bunu her platformda dile getirdiklerini, ancak ''duvara söylemiÅŸ gibi hiçbir ses gelmediÄŸini'' belirtti. Özkaya, ''Bu sorunları çözmesi gerekenler, kendilerini suçlayacakları yerde, yargıya haksız, yersiz, amansız eleÅŸtirilerde bulunmaya kalkışmaktadırlar'' dedi.      Özkaya, Balıkesir Barosu'nca düzenlenen, Aile Mahkemelerinin çalışma tarzıyla yeni Medeni Yasa'daki deÄŸiÅŸikliklerin ele alındığı ''Medeni Kanun'daki Yenilikler, Aile Mahkemeleri, BoÅŸanma Hukuku'' konulu panelin açılışında konuÅŸtu.      Özkaya, Türkiye'de yargının sorunların devam etmesine raÄŸmen bir çözüm üretilmediÄŸinden yakınarak, ÅŸunları söyledi: ''Bu sorunları çözecekler, kendilerini suçlayacakları yerde, yargıya yersiz, haksız, amansız eleÅŸtirilerde bulunmaya kalkışmaktadırlar. Yargımızın sorunlarını ve çözüm yollarını bütün detaylarıyla hukuki zeminlerde anlatmaya çalışıyoruz. Ne yazık ki, duvara söylemiÅŸ gibi hiçbir ses gelmiyor. (DoÄŸrusunuz, haklısınız) diyorlar, alkışlıyorlar fakat eyleme hiçbir suretle dönüştürmüyorlar.''       ''HAKÄ°M BAÄžIMSIZLIÄžI, YARGIÇ GÃœVENCESÄ°NDEN  SÖZ ETMEK MÃœMKÃœN DEĞİL''       Türk yargısına ''bağımsız'' demenin mümkün olmadığını, yargının sorunlarının dış dinamiklerin baskısıyla deÄŸil, iç dinamizmle çözüme kavuÅŸturulmasını arzu ettiklerini kaydeden Özkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:      ''Anayasa'mızda 144'ncü maddenin 6.fıkrası, 159'ncu ve hatta 154'ncü madde olduÄŸu sürece, hakimler ve savcılar kanunun ilgili maddeleriyle Yüksek Hakimler ve Savcılar Kanunu'ndaki hakim bağımsızlığını zedeleyen maddeler muhafaza edildiÄŸi sürece, hakim bağımsızlığından, yargıç güvencesinden söz etmemiz mümkün deÄŸil. Bunları en kısa zamanda düzeltmemiz lazım.      Bizler bunları söylerken, hakim bağımsızlığına, yargıç güvencesineyanaÅŸmayan kimi siyasetçiler, (Adalet Bakanı, Avrupa devletlerinde de bu türlü kurum ve kuruluÅŸlarda yer almaktadır) diyor. Gerçekten de öyle. Ama hiçbir Batı Avrupa ülkesinde Adalet Bakanı'na bu denli geniÅŸ, süper yetkiler verilmemiÅŸtir. Adalet Bakanı müsteÅŸarıyla, TeftiÅŸ Kurulu'yla, sekretaryasıyla Kurula iÅŸtirak etmekte, hakim olmaktadır. Bu 1982'den beri uygulanan gerçektir. Hiçbir Adalet Bakanıdiyemez ki, (Ben kurula etki etmiyorum). Bu uygulamayı, hakim bağımsızlığı, yargıç güvencesi yönünden tehlikeli buluyorum.''       'ÖNÃœMÃœZE KOYACAKLARI Ä°LK SORUN'     Özkaya, hukukun bir toplumun erdemini, geliÅŸmesini gösteren  belirleyici unsur olduÄŸunu belirterek, ''Maalesef biz Avrupa BirliÄŸi'ne girmeye çalışırken, yarın müzakereler baÅŸladığında önümüze koyacakları ilk sorun 'yargı bağımsızlığı' sorunudur. Onlar (yargı bağımsızlığını gerçekleÅŸtirin) demeden bunu biz gerçekleÅŸtirelim'' dedi.      Türkiye'de yargının fiziki koÅŸulları yetersiz binalarda hizmet vermeye çalıştığını, yeni Adliye binaları yapımına baÅŸlanmasını olumlukarşıladıklarını, ancak bunun yetersiz olduÄŸunu kaydeden Özkaya, araç-gereç ve yetiÅŸmiÅŸ personel sorununun had safhada bulunduÄŸunu, Yargıtay'da bile bunun büyük anlamda hissedildiÄŸini söyledi.      Özkaya, yargıçların maaÅŸlarından sözetmeyi pek sevmediklerini, ancak özellikle genç yargıçların aldıkları ücretlerin onur kırıcı olduÄŸunu kaydederek, ''Bunu artık söylemek zorundayız. En kısa sürede bunun çaresi bulunmalıdır. DiÄŸer ülkelerin hakimleriyle bunu kıyasladığımızda komplekse kapılmamak mümkün deÄŸildir. Bunun düzeltilmesini siyasilerden ısrarla istiyoruz'' diye konuÅŸtu.      Yargıtay BaÅŸkanı Eraslan Özkaya, toplantının ardından gazetecilerin Anayasa Mahkemesi'nin bazı üyelerinin yasama tarafından belirlenmesine iliÅŸkin görüşleri hatırlatmaları üzerine, ÅŸunları söyledi:      ''Türkiye'de kuvvetler ayrılığı tam olarak gerçekleÅŸmiÅŸ deÄŸil. Oysa kuvvetler ayrılığı ilkesi bir hukuk devletinin, demokrasinin sigortasıdır. Kuvvetler ayrılığı ve denkliÄŸini yaÅŸama geçirmediÄŸimiz takdirde mutlaka aksaklıklar olur. Türkiye'nin yaÅŸadığı sorunlar bundadır. O halde kuvvetler ayrılılığı ve denkliÄŸinde yargının diÄŸer kuvvetlerden, hatta baÅŸka güç odaklarından mahsun kalması, onların etki altında bulunmaması lazım. BaÅŸka ülkelerin kendine göre sorunlarıolabilir, sistem geliÅŸtirebilir.      Kuvvetler ayrılığının tam olarak gerçekleÅŸtirilmesi gerekirken, Türkiye (demokrasi, hukuk devleti tam anlamda yerleÅŸsin, geliÅŸsin) çabası içerisinde iken, yargıyı siyasete baÄŸlamak fevkalade yanlıştır.Åžu bile yeterlidir. Bir Yüksek Mahkeme'ye aday bir kimsenin, bir hukukçunun, meclis koridorlarında kulis yapması bile baÅŸlı başına yargının yansızlığı ve tarafsızlığı yönünden büyük maksat teÅŸkil eder.Biz diyoruz ki, yüksek mahkemelerden seçilsin, yüksek mahkemelerin genel kurullarından seçilen aday Anayasa Mahkemesi'nde görev alsın. O zaman tüm mahsurlar ortadan kalkar.''  Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!