Yaratıcı beyinleri Türkiye'ye cezbetmek

Güncelleme Tarihi:

Yaratıcı beyinleri Türkiyeye cezbetmek
Oluşturulma Tarihi: Şubat 27, 2004 00:00

GÖKHAN Hotamışlıgil Harvard Üniversitesi'nde Genetik ve Kompleks Hastalıklar Bölüm Başkanı.Tıp diplomasını Ankara Üniversitesi'nden almış, doktora eğitimini Harvard Tıp Fakültesi'nde biyolojik kimya ve moleküler genetik alanında tamamlamış.Obezite, şeker hastalığı ve kalp hastalıklarıyla ilgili kendisine patent kazandırmış çalışmaları var.Geçen hafta sonu Antalya'daki ‘‘Yarını Arayışlar’’ toplantısında kendi ekibinin fareler üzerindeki bazı ilginç deneylerini anlatırken ağzımız açık dinliyoruz.Uzaktan kumandalı bir fare yaratmayı başarmışlar.Hotamışlıgil gen bilimle neler yapılabileceğini anlatırken böylesine değerli bir bilim adamını ABD'ye kaptırmış olmaktan ötürü hayıflanmamak elde değil.Beyin göçü bizi kimbilir kaç tane Hotamışlıgil'den mahrum etmiş.Toplantı aralarında konuşurken dünyadaki Türk bilim adamlarını Antalya'da bir araya getirmek gibi bir fikir doğuyor.‘‘Yarını Arayışlar’’ toplantısı NMC ile birlikte düzenleyen ARGE Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Argüden bu fikri bir adım ileri götüren bir proje tasarlıyor.‘‘Dünyadaki nitelikli beyinleri’’ cezbetmek projesi.Türkiye'nin bilgi teknolojisinde sıçrama yakalamasına yol açacak bir proje. Peki bu nasıl gerçekleşecek?Önce önümüzdeki yıllarda dünyayı şekillendirecek 20 teknolojik alan seçilecek.Bu alanlarda başarılı 100 isim tespit edilecek.Bunların arasından en az 10 kişinin yılın belirli dönemlerinde Türkiye'de araştırma yapacakları, eğitim verecekleri bir ortam sağlanacak.Argüden ‘‘Bunun gerçekleşmesi için üniversite-özel sektör-devlet işbirliği şart’’ diyor.Projeyi şöyle somut bir örnekle açıklamak mümkün:Gökhan Hotamışlıgil ve ekibinin çalışmalarıyla en yakından ilgilenen diyelim ki ilaç sektörü.Sektörün önde gelen şirketi, ekibin birkaç ay süreyle meselá Boğaziçi Üniversitesi'nde çalışmalarını sürdürmesi için maddi imkan sağlayacak. Karşılığında devletin vergi, yatırım avantajlarından yararlanacak.Türk bilim adamlarının yılın birkaç ayını kendi ülkelerinde geçirmelerini sağlamak pekálá mümkün. Bilgi teknolojisinde sıçrama için yurtdışındaki potensiyelden yararlanmak son derece akıllıca bir seçim. Hindistan ve İrlanda bu alandaki başarılarını büyük oranda böyle sağlamışlar.Peki yabancı ‘‘nitelikli beyin’’leri nasıl cezbedeceğiz?Argüden bu konuda ülkemizin tarihi, kültürel zenginliğine, sıcakkanlı insanlarına güveniyor.‘‘Yabancı sermaye kadar yaratıcı beyinleri de cezbetmeyi bir devlet politikası haline getirmeliyiz’’ diyor.Yaratıcılığın ön planda olduğu gelişmiş ülkelerde GSMH'nin kişi başına 40 bin dolar olduğu düşünülürse hiç de haksız değil.Kaldı ki yabancı sermayeyi çekmek konusunda (2003'te sadece 400 milyon dolar gelmiş) nasılsa sınıfta kaldık bari bu yolu deneyelim. Kretschmer: Avrupa'da lehte rüzgar esiyorAVRUPA Komisyonu Türkiye temsilcisi Büyükelçi Dr.Hansjörg Kretschmer, kendisinden önce aynı görevde olan Karen Fogg kadar medyatik figür değil.2002 yazında Ankara'ya geldiğinden beri kendisiyle iki, üç kere karşılaşma fırsatım oldu.Sonuncusunda yani geçen akşam, Türk Amerikan İşadamları Derneği, Türk-Belçika Ticaret, Türk-Fransız Ticaret dernekleriyle, İngiliz, İsviçre ve İtalyan Ticaret odalarının ortaklaşa verdiği davette aynı masaya düştük.Kretschmer, 1978'den yani 27 yıldan beri Avrupa Komisyonu'nda.Yemekten önceki kısa konuşmada Ankara'ya geldiği 2002'den bu yana Avrupa başkentlerinde Türkiye'nin lehinde bir rüzgarın estiğini söylüyor.Lehte rüzgar idam cezasının kaldırılmasıyla başlamış.Kıbrıs sorunu çözülürse Aralık 2004'te olumlu sonuç çıkacağından emin.‘‘Aralık 2004 matematiksel karar değil, politik karar olacak’’ diyor.Hükümeti ekonomik reformlar ve Kıbrıs politikası nedeniyle övüyor.Avrupa'nın istikrarlı, demokratik bir Türkiye'yi entegre etmekle kazançlı çıkacağını ama üyelik sürecinin sancılı olacağına dikkat çekiyor.‘‘Güçlü ve onurlu bir ülke olan Türkiye hükümranlığının önemli bölümünden vazgeçmeye gönüllü olacak mı’’ diye soruyor.Avrupa Komisyonu'nun Leyla Zana davası, sınai haklar gibi konuların üzerinde durduğunu hatırlatıyor.Sıra sorulara gelince hava biraz geriliyor.Burada küçük bir parantez açmak istiyorum.Şu meşhur duygusallığımız bu tür toplantılarda yerli yersiz hep ortaya çıkar. Genellikle de soru yöneltilmez fikir beyan edilir.Nitekim ilk ayağa kalkan davetli Avrupa'nın bizi 30 yıl oyalamasından söz ediyor.Bir diğerinin Leyla Zana'dan ‘‘Türkiye'nin düşmanı’’ diye söz etmesine Kretschmer sert tepki gösteriyor.‘‘Bu tanımlamanız eskimiş düşünce tarzı. Bu düşünceyi değiştirmezseniz AB'ye üye olamazsınız. Devletin kendisini bireylere karşı koruması Avrupa'ya aykırı. Tam aksine devlet bireylerin hizmetinde olmalı. Bu değerlere inanmazsanız Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yakanızı bırakmaz.’’Sözün kısası ya değişeceğiz, ya değişeceğiz.Başkan adaylarına el kitabıDÜN postadan ‘‘Başkan adaylarına el kitabı’’ diye bir kitap çıktı.Sinan Dirlik ve Tamer Altunay'ın yazdığı, Jale Özgentürk gibi gazetecilerin katkıda bulundukları kitapta teoriden fazla adayın karşılaşabileceği sorunlara pratik çözümler var.Kitapla ilgili ayrıntılı bilgiyi 0212 3474979'dan almak mümkün.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!