vur patlasın ÇAL oynasın Paramız çalındı. Bizler Hakan'ın transferiyle meÅŸgulken; ekranda "vur patlasın çal oynasın"ı, motive edilmiÅŸ sanatçıları izlerken

Güncelleme Tarihi:

vur patlasın ÇAL oynasın Paramız çalındı. Bizler Hakanın transferiyle meşgulken; ekranda vur patlasın çal oynasını, motive edilmiş sanatçıları izlerken
Oluşturulma Tarihi: Aralık 04, 2000 00:00

vur patlasın ÇAL oynasın Paramız çalındı. Bizler Hakan'ın transferiyle meÅŸgulken; ekranda "vur patlasın çal oynasın"ı, motive edilmiÅŸ sanatçıları izlerken soyulduk, soÄŸana çevrildik. Emekli ikramiyemiz, mavi boncuklu çeyrek altınımız, buruÅŸ buruÅŸ Alman Marklarımız, ray bileziklerimiz göz göre göre gitti. Nerede bizim paracıklarımız ÅŸu anda? EskiÅŸehir'de mi, serhat ilimiz Edirne'de mi?.. Ya da peygamberler diyarı Urfa'da mı? Yoksa; bizler tatlı düşler görürken; bir akbabanın kanadında, uzak diyarlara; güneÅŸin battığı ülkelere mi uçtu gitti? Parmak izleri alındı. Ä°zleri alınan parmakların, bizleri kucaklayan kollarını izledik ardından. Zarar tesbiti yapıldı; atıyorum kafadan; altı - yedi milyar Amerikan Doları, hani "canımız saÄŸolsun, muhtaç deÄŸiliz" diyeceÄŸimiz altmış-yetmiÅŸ cent deÄŸil, altı - yedi milyar Amerikan Doları, yastığımızın altından, ÅŸalvarımızdan, okul yardımlaÅŸma sandığından, güvenlik kameralı bankalardan çalındı gitti. Bizi, bizimle ve bu ayki yakıt parasının yanısıra; bir de aramızda top oynarken kırdığımız cam için deÄŸil; yıllardır seyrettiÄŸimiz korku filminin bilet parası olarak toplamamız gereken; altı - yedi milyar Amerikan Doları'nı da omuzlarımıza bindirerek çekti gitti. "Afedersiniz" diyor, ellerinde kelepçeler; "ayıp" diye kameralara bağıranlar. "Affedersiniz, affedersiniz; öpe öpe affedersiniz" diyor bizlere, hepimizi kucaklayan kolların ucundaki parmaklar. Dağın başını duman almış, gümüş dere durmaz akarken; Ulus'tan, Kızılay'a yürüyor memurlar, emekliler, çalınacak bir tek böbreÄŸi kalmışlar. Yol paraları olmadığından geldikleri yolu da yürüyerek dönecekler. Sırtlarında altı - yedi milyar Amerikan Doları borç daha taşıyan emekçiler. Yanlarında güvenlik önlemleri almış, altı - yedi milyar Amerikan Doları borçlu polisler. Önünden geçtikleri Adliye'de, altı - yedi milyar Amerikan Doları çalınmış hakimler, savcılar, mübaÅŸirler. SaÄŸ, sol meselesi deÄŸil; onurluların, onursuzlara isyanı. Belki biz affederiz ama... Bilmiyorum, "emekli Salih öğretmen" affeder mi?.. Ya da inÅŸaatta 7 yaşındaki kızının külodu sıyrılmış cesedini bulan ana affeder mi?.. Ä°stanbul'dan Ankara'ya yürüdüğüyle kalan gözü yaÅŸlı baba affeder mi?.. BayraÄŸa sarılı tabutlara sarılanlar, kameralara ürkek bakan bebeler affeder mi?.. Düşünmek, insana özgü doÄŸal bir eylemdir; acıkmak gibi, susamak gibi. Acıkmak zaten suç olamayacağından, bir tek düşünce suçunu af tartışmasının dışında tutmak istiyorum... Pardon; yoksa susamak da mı suçtu? (Ãœzerinde DMO [Devlet Malzeme Ofisi] yazılı kalemleri bize kullandırmayan, büyük demiryolu alımlarının altına imza atıp, ay sonlarınnda iÅŸe yürüyerek gidip gelmek zorunda kalan ve hiç de aptal olmayan; ÅŸu satırları yazdığım için bile bana çok kızacak; "baba" sıfatını onurla taşımış babama... Saygıyla...) Yalçın ERGÄ°R - 4 Aralık 2000, Pazartesi Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!