Ve çeliğe su indi!

Güncelleme Tarihi:

Ve çeliğe su indi
Oluşturulma Tarihi: Ekim 31, 2016 22:28

Paslanmış çelik levhalar üzerine yaptığı resimlerle tanınan ve ‘İslah/ Reclamation’ başlıklı yeni sergisiyle Mixer Galeri’ye konuk olan Berkay Buğdanoğlu, çelik gibi zor bir materyalle çalışmanın kendisini özgürleştirdiğini söylüyor.

Haberin Devamı

ABD’de Maryland Institute College of Art’taki eğitiminin ardından reklam ve sinema sektöründe de çalışan 1986 doğumlu genç sanatçı Berkay Buğdanoğlu, ‘Islah/ Reclamation’ başlıklı dördüncü kişisel sergisiyle Mixer Galeri’ye konuk oluyor. 5 Kasım’a kadar sürecek sergide, Buğdanoğlu’nun devasa çelik levhalar ve tuval üzerine yaptığı etkileyici resimlerin yanı sıra ilk heykel çalışmaları da yer alıyor.

Buğdanoğlu, kullanımı hayli zor bir malzeme olan çeliği seçmesinin nedenini “Çelik ve korozyon halindeki benzer malzemeler hem estetik hem kavramsal açıdan esere kendi ağırlıklarını ve değerlerini getiriyorlar” sözleriyle açıklıyor. “Günün sonunda benden bağımsız olarak işi yöneten aslında materyalin kendisi oluyor” diyen Buğdanoğlu, bu şekilde kontrolü devretmenin içindeki illüstratörü hem zorladığını hem de özgürleştirdiğini belirtip ekliyor: “Standart bir resim yapma süreci bir anda bir diyaloğa veya bir savaşa dönüşebiliyor, her iki şekilde de sonucun tek başıma benim tasarlayabileceğimden daha kuvvetli olduğuna inanıyorum.”

Haberin Devamı

SAHTE GÜZELLİK

Buğdanoğlu’na göre ‘bir şeyin geçici olması onu daha önemli kılıyor’. Tablolardaki çeliğin paslı görüntüsü tam da bu noktada anlam kazanıyor. ‘Yıkım olgusunu estetize eden bir anlayıştan ziyade, yıkılanın/ yok olanın varoluşun esas parçası olduğu fikrini yücelten bir yaklaşım’ bu.

Sergide yer alan ilk heykel çalışmalarında klasik Yunan heykellerinin kusursuz estetiğini, başka bir deyişle ‘sahte güzellik’ anlayışını sorgulayan sanatçı, üretim sürecinin hayli zorlu geçtiğini anlatıyor: “Termitle yok edilmek için yapılan bir heykel için gerçekten uzun bir süreç oldu. Üç heykel yapmış oldum; ilk olarak orijinal heykelin kilden bir kopyası, aslının üç boyutlu taramaları ve CAD kullanılarak laser kesim bir iskelet ve son olarak kil kopyayı kaplayan, iki binin üzerinde kaynak puntası ile bir araya gelen çelik deri. Bu parçaları birleştirdikten sonra yaklaşık 2200 °C’de reaksiyona giren termit ile yakarak şu an gördüğünüz heykele ulaşmış oldum.”

Haberin Devamı

Serginin en dikkat çeken parçalarından biri de galerinin ortasına yerleştirilen interaktif, daha doğrusu enstrüman heykel... Dokunduğunuzda -dokunmak serbest- çıkan sesle birlikte irkiliyorsunuz. Buğdanoğlu, enstrüman heykelin çıkış noktasını “Geçicilik ve entropi temaları çevresinde ve bu olgular içerisinde estetiği arama üzerine bir süredir eser üretmekteyim. Ancak sanırım bu kavramları en dürüst işleyen dallar müzik ve dans. Bu noktadan yola çıkarak, dokunuş ve hareketle canlanan ve değişebilen ancak bunların yokluğunda da bir iskelet veya anıt hareketsizliğine dönen bir iş çıkarmak istedim” sözleriyle anlatıyor.

Berkay Buğdanoğlu’nun çalışmaları Mixer’deki serginin yanı sıra 3-6 Kasım tarihlerinde yapılacak Contemporary İstanbul’daki Mixer standında görülebilir.

BAKMADAN GEÇME!