Uluslararası bildiriyi Girish Karnad hazırladı

Güncelleme Tarihi:

Uluslararası bildiriyi Girish Karnad hazırladı
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 26, 2002 16:34

Bu yıl 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü'nün Uluslararası bildirisini Hintli yazar Girish Karnad hazırladı. Karnad, bildirisinde dünyada tiyatro üzerine yazılmış en eski yapıt olan ve yazılışı M.Ö. 3'ncü yüzyıla dayanan Natyasastra'ya da göndermeler yapıyor.

Haberin Devamı

Karnad'ın bildirisi şöyle: "Dünyanın ahlaki çöküntü içinde olduğu bir zamandı. İnsanlar akıldışı tutkuların kölesi olmuşlardı. İnsanlığı yüceltecek "Gözlere ve kulaklara hoş gelecek, bir yandan da eğitici" bir yol bulunmalıydı. Böylece Brahma, Yaratan, dört Veda'nın (kutsal yazılar) bölümlerini bir araya topladı ve beşinci Veda'yı, Gösteri Vedasını  oluşturdu. Fakat tanrılar tiyatro bilgisinden yoksun olduklarından yeni Veda Bharata'ya, bir insana iletildi. Ve Bharata yüz oğlunun ve Brahma'nın gönderdiği kimi göksel dansçıların yardımıyla ilk oyunu sahneye koydu.  Tanrılar, yeni sanatın anlatım olanaklarının zenginleşmesi için coşkuyla katkıda bulundular.

Bharata'nın sahnelediği oyun tanrılarla kötü ruhlar arasındaki çatışmanın tarihini anlatıyor ve tanrıların yüce utkusunu kutluyordu.  Gösteri tanrılarla insanları kıvandırdı. Ne var ki izleyiciler arasındaki kötü ruhlar çok aşağılanmışlardı. Bu nedenle doğaüstü güçlerini kullandılar, oyuncuların konuşmalarını, devinimlerini ve belleklerini felç edip oyunu bozguna uğrattılar. Bunun üzerine tanrılar kötü ruhlara saldırdılar ve pek çoğunu öldürdüler.

Haberin Devamı

Sonnra Mayhem geldi. Brahma, Yaratan, kötü ruhlara yaklaştı ve onlarla konuştu. Tiyatro, diye açıkladı, üç dünya durumunun gösterimidir. Yaşamın ahlâksal amaçlarını, - ruhâni, dünyasal ve duyumsal-, sevinçlerini ve üzünçlerini kuşatır.  Tiyatronun  kapsayamayacağı bilgelik, sanat ve duygu yoktur.

Bundan sonra Bharata'dan oyunun sürdürülmesini istedi. İkinci gösterinin daha başarılı olup olmadığını bilmiyoruz. Bu bölümün yorumunu yapan araştırmacılar efsanenin kötü ruhları suçlu bulduğunu varsayıyorlar.  Araştırmacıların bu tutumu , onların tiyatronun gerçek doğasını anlayamadıklarının kanıtıdır. O zaman Brahma'nın tiyatro üzerine söyledikleri efsanenin özünü oluşturur.

Bu  ise bana göre efsaneyi tümüyle yanlış anlamaktır. Bir kez kötü ruhların (tanrılardan farklı olarak ) fiziksel saldırıda bulunmamaları, yalnızca oyuncuların konuÅŸmalarını, devinimlerini ve belleklerini etkilemeleri, gösterinin ince yanlarının dikkate deÄŸer bir biçimde kavrandığının kanıtıdır.Â

Haberin Devamı

Dahası, elimizde bize insanlık tarihinin ilk gösterisini anlatarak , sanata  ve sahneye koyma sanatının tekniklerine ilişkin bilgi veren  değerli bir belge var. Öteki tanrıların, göksel perilerin, eğitilmiş oyuncuların yanısıra Yaratan da bu projeye katılmıştı.  Gösteri tanrısal bir başarıyla sona ermeliydi.

Oysa sonucun bir yıkım olduğu belirtiliyor.

Burada, araÅŸtırmacıların gözardı ettikleri bir gerçek gizlidir.  Belki de bu gerçeÄŸi görmek  onlara sıkıntı veriyordur. Bu gizli kalmış gerçek, daha geç Hintli estetikçilerin ileri sürdüğü, tiyatronun asıl amacının seyirciyi dış dünyadan koparıp  onu , baÅŸkalarıyla paylaşılan bir hazla rahatlatmak olduÄŸu  fikriyle ters düşmektedir.     Â

Haberin Devamı


Bence, efsane, Brahma'nın yatıştırıcı sözlerinin tam da belirtmediği bir gerçeği, ne denli titizlikle üretilirse üretilsin, tiyatronun kendi içinde, başarısızlık, dıştan gelen engeller ve dolayısıyla şiddet tehlikelerini içerdiği gerçeğini, tiyatronun bir temel özelliği olarak ortaya koymaktadır. Canlı bir gösteri için en az bir oyuncu
( yani bir başkasını yansılayan biri) ve  onu izleyen en az bir başka birinin bulunması gerekmektedir ki bu da belirsizliği barındıran bir durumdur.

Dünyada hiç bir zaman ÅŸimdiki kadar çok tiyatro olmamıştır.  Radyo, filmler, televizyon ve video bizleri tiyatroyla içiçe kılmıştır.  Ne var ki tiyatronun bu biçimleri her ne kadar izleyicileri çekmekte ve dahası onlarda öfke uyandırabilmekteyse de, hiç birinde izleyicinin tepkisi bu sanat olayını deÄŸiÅŸtirememektedir.  Ä°lk Gösteri Efsanesi tiyatroda oyun yazarı, oyuncular ve seyircilerin bir bütün oluÅŸturduÄŸunu ama bu bütünün, deÄŸiÅŸkenliÄŸinden ötürü patlamaya hazır bir gizilgüç barındırdığını belirtir.Â

Haberin Devamı

Bu nedenledir ki tiyatro , güvende olmaya çalıştığı zaman bile , bir yandan da kendi ölüm fermanına imza atmaktadır.  Öte yandan, yine aynı nedenle, geleceği çoğu zaman bulanık görünse de, tiyatro yaşamayı ve kışkırtmayı sürdürecektir.

       

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!