TZOB'dan kırmızı et raporu

Güncelleme Tarihi:

TZOBdan kırmızı et raporu
Oluşturulma Tarihi: Haziran 22, 2008 13:49

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye'nin kırmızı et tüketiminin birçok ülkeye göre çok düşük olduğuna dikkat çekerek, “Halkımız kırmızı et ve et ürünlerine ulaşamıyor, et ürünleri yerine makarna ve pirince yöneliyor” dedi.

Haberin Devamı

Bayraktar, “Kırmızı Et Sektör Değerlendirme Raporu”nu ana başlıklarıyla ele aldığı basın toplantısında, FAO verilerine göre, dünya kırmızı et üretiminin 1990 yılına göre 2005 yılında yüzde 16 arttığını, buna karşılık aynı yıllarda Türkiye'de et üretiminin yüzde 13,7 azaldığını belirtti.

2007 yılında yem fiyatlarındaki önemli artışların üreticileri ciddi maliyet baskısıyla karşı karşıya bıraktığını ifade eden Bayraktar, geçen yıl küspenin yüzde 70,7, yemlik arpanın yüzde 50,6, besi yeminin yüzde 41,2, yemlik buğdayın yüzde 31,9 ve kepeğin fiyatının yüzde 25 oranında arttığını, üreticilerin sığır eti karkas fiyatlarının ise sadece yüzde 3,3 artış gösterdiğini kaydetti.

Bayraktar, yem fiyatlarının et fiyatlarına göre 2001 yılında 1,8 kat, 2004 yılında 3,9 kat, 2007 yılında ise rekor seviyeye ulaşarak 12,5 kat fazla arttığını belirtti.

KIRMIZI ET TÜKETİMİ ÇOK DÜŞÜK

Bayraktar, Türkiye'nin kırmızı et tüketiminin birçok ülkeye göre çok düşük olduğuna dikkat çekerek, ABD yıllık kişi başı et tüketiminin 116,7 kilogram, Arjantin'de 99,5 kilogram, Avustralya'da 93,9 kilogram iken Türkiye'de yalnızca 18,6 kilogram olduğunu vurguladı.

Haberin Devamı

Halkın kırmızı et ve et ürünlerine ulaşamadığını, et ürünleri yerine makarna ve pirince yöneldiğini ifade eden Bayraktar, şunları söyledi:

“Ülkemizde özellikle kırmızı et tüketiminden bir kaçış olduğu görülmektedir. 1994 yılında 20,7 kilogram olan yıllık kişi başı kırmızı et tüketiminin 2005 yılında yüzde 51,2 azalışla 10,1 kilograma gerilediği görülmektedir. Son 10 yıllık süre zarfında tüketimimiz yarı yarıya düşmüştür. Buna karşılık yıllık kişi başı kanatlı ürünleri tüketiminin 1994 yılında 2,7 kilogram iken 2005 yılında yüzde 214 artışla 8,5 kilograma yükseldiği görülmektedir.
Kırmızı et ve et ürünlerine ulaşmada sıkıntı yaşayan halkımızın, tavuk eti ürünleri yanında ciddi oranda makarna ve pirince yöneldiği görülmektedir. 1994-2005 yılları arasında pirinç tüketiminin yüzde 21, makarna tüketiminin ise yüzde 53,8 oranında artması bu eğilimi açıkça göstermektedir.”
Bayraktar, tüketicilerin et ve su ürünleri için 2002 yılında gıda harcamalarının yüzde 17,1'ini ayırdığını, buna karşılık 2007 yılında bu oranında yüzde 25,4'e çıktığını belirterek, “Et tüketiminden ciddi bir kaçış yaşanıyorken ve kişi başı gelir artıyorken, bu ürünlerin gıda harcamaları içindeki payının artmasını, tüketici fiyatlarındaki yükselme ile açıklamak mümkündür” dedi.

“CANLI HAYVAN KAÇAKÇILIĞI GÜNCELLİĞİNİ KORUYOR”

Kırmızı et sektörüyle ilgili bir diğer sorunun güncelliğini koruyan canlı hayvan ve et kaçakçılığı olduğunu kaydeden Bayraktar, konunun, ülke hayvancılığına zarar verdiğini ve insan sağlığı üzerinde hastalık riskleri yarattığını belirtti.

Haberin Devamı

Bayraktar, bu sorunun çözümü için kaçak hayvan girişlerinin polisiye tedbirlerle değil, fiyat istikrarıyla önlenmesi, kaçak hayvanları taşıyan araçların trafikten men edilmesi, hayvan kayıt sisteminin tamamlanması ve bütün hayvanların kayıt altına alınması gibi tedbirlerin alınması gerektiğini söyledi.

Bayraktar, dünyanın sayılı mera alanlarına sahip Türkiye'nin bu avantajını yeterince kullanamadığına da işaret ederek, bu kadar geniş mera alanları olmasına rağmen Türkiye'nin 14,3 milyon ton kaliteli kaba yem açığı bulunduğunu belirtti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!