TÜSİAD: İstikrar işsizliği çözer

Güncelleme Tarihi: Mayıs 01, 2003 00:01

Oluşturulma Tarihi: Mayıs 01, 2003 00:00

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, işsizlikle topyekun mücadelenin hükümetin en önemli önceliği olması gerektiğini, bu mücadelenin anahtarının da ekonomik istikrar olduğunu söyledi.Özilhan, ''Türkiye'de İşgücü Piyasası ve İşsizlik'' raporunun tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, bir sosyal yara olan işsizliğe bugüne dek yeterince bilimsel bakış açısıyla yaklaşılmadığını belirtti. Özilhan, hükümetin artık bu konuyu, uzun vadeli bir istihdam politikası çerçevesinde ele alması gerektiğini söyledi. Bu konuda çeşitli kurumların arasında ciddi bir koordinasyon ihtiyacı bulunduğuna işaret eden Özilhan, ''Örneğin, Başbakanlığa bağlı, 1985 yılında kurulmuş bir İstihdamı Geliştirme Yüksek Koordinasyon Kurulu var. Amacı istihdamı geliştirmek, işsizlik sorununa çözüm yolları bulmak ve bu konuda eşgüdümü sağlamak. Bu kurulun gerektiği şekilde faaliyet gösterdiği takdirde, bu koordinasyon ihtiyacını karşılayabileceğini düşünüyoruz'' diye konuştu. ''Bizim çalışmalarımız işsizlikle mücadele edebilmek için özel sektörün yılda 700 bin istihdam yaratması gerektiğini gösteriyor'' diyen Özilhan, bunun için çırpındıklarını, tüm TÜSİAD söyleminin arkasında bu gerçeği bulmanın mümkün olduğunu belirtti. Özilhan, ''AB üyeliği, AB'ye uyum süreci, yatırım ortamının iyileşmesi, istikrar, yabancı sermaye, AB standartlarında devlet yardımları, hatta tüm eğitime ve dış politikaya ilgimizin arkasında da bu konu var'' dedi. DEVASA BİR İŞSİZLİK SORUNU İşsizliğin gelişimini izlemek için esas alınması gerekenin tarım dışı işsizlik oranı olduğunu söyleyen Özilhan, ''2002'nin son çeyreğinde, yüzde 16.1 gibi çok yüksek bir orana ulaşılmıştır. Oysa bu oran, yüzde 9 ile 2000 yılında olması gerekenden yüksek ama çok daha mütevazı bir düzeydeydi. İki yıl içinde devasa bir işsizlik sorunu yarattık'' diye konuştu. Özilhan, işsizlikteki bu patlamada, 2001 yılında ekonominin geçirdiği büyük sarsıntı ve yatırımcı güveninin kaybolmasının önemli rol oynadığını, yeterince istihdam yaratılamadığını, ayrıca işgücü arzındaki büyük artışın da etkili olduğunu söyledi. Özilhan, şöyle devam etti: ''Bu gelişmenin arzu edilen bir gelişme olduğunu belirtmeliyim. Ülkemizde çalışabilir nüfusun giderek daha büyük bölümünün üretime katkı yapmaya başlaması, Türkiye ekonomisini güçlendirecek çok önemli bir dinamiktir. Büyük bir fırsat penceresi önümüzde duruyor. Aksi takdirde fırsatı kaçıracağımız gibi, sosyal güvenlik kuruluşlarının açıklarının kaldıramayacağımız bir düzeye ulaşması tehlikesi ile de karşı karşıya kalacağız. İşsizliğin yaratacağı toplumsal ve siyasal sorunlar da cabası olacak.'' İSTİHDAM YARATMA GÖREVİ ''İşsizlikle mücadelenin anahtarı her yıl büyük miktarda iş imkanları yaratabilmemize bağlı'' diyen Özilhan, devletin istihdama yapabileceği katkının artık son derece kısıtlı olduğunu belirterek, ''Ekonomik istikrar sağlanıp, bütçe aşırı faiz yükünden kurtuluncaya kadar da kısıtlı kalmaya mahkum. İstihdam yaratma görevi çok büyük ölçüde özel sektörün sırtında'' diye konuştu. Özilhan, rapor bulgularına göre, işsizliği kabul edilebilir bir düzeye düşürebilmek için özel sektörün gelecek 8 yıl boyunca her yıl yaratmak zorunda olduğu net istihdam miktarının 700 bin olduğunu, geçen yıl özel sektörün sadece 350.000 net istihdam yaratabildiği dikkate alındığında işlerinin ne kadar zor olduğunun daha iyi kavranacağını belirtti. ''EKSİK OLAN EKONOMİK İSTİKRAR'' Özilhan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu kadar işi yaratabilmek için hızla ve istikrarlı bir şekilde büyümek zorundayız. Yine raporumuzda gerekli ekonomik büyüme hızı yüzde 6 olarak tahmin ediliyor. Bu, ulaşılamayacak bir hedef değil. Türkiye'nin insan ve sermaye kaynakları, eğitim ve girişimcilik düzeyi bu büyüme hızını yakalamak için fazlasıyla yeterli. Eksik olan ekonomik istikrar.'' Özilhan, yerli ve yabancı yatırımların önündeki engellerin kaldırılması amacıyla Başbakanlık bünyesinde oluşturulan ''Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Koordinasyon Kurulu'' çalışmalarının kesintisiz ve sonuç alıcı şekilde devam etmesi gerektiğini kaydetti. İşsizliği azaltmanın diğer bir yolunun da işgücü maliyetlerinin düşürülmesinden geçtiğini söyleyen Özilhan, şunları kaydetti: ''Bir yandan istihdamı artırmak diğer yandan da kayıt dışı sektörü önemli ölçüde sınırlamak istiyorsak, ücret dışı işgücü maliyetlerini hızla düşürmek zorundayız. Bu maliyetler sadece vergi ve primlerden de ibaret değil. Fazla mesai düzeni, kıdem tazminatı yükleri de önemli maliyet unsurları olarak sayılabilir. İş güvencesinin de yürürlükte olduğu bu dönemde, mevcut İş Kanunu'na göre önemli esneklikler getirenİş Kanunu Tasarısı'nın bir an önce yasalaşması zorunludur. İşsizlikle mücadele, daha mikroekonomik düzeyde de ele alınmak zorunda. Bir yandan işsizler iş ararken diğer yandan firmalar işçi arıyor. İşsizlerle işçi arayan firmaları etkin bir şekilde buluşturacak kurumlardan yoksunuz. İş-Kur Yasası aylardır beklemekte. Oysa Türkiye'nin acilen işsizleri yeniden eğitmeye, firmaları istihdama teşvik etmeye ihtiyacı var. Bir diğer önemli ihtiyaç da dahavasıflı, aranan mesleklere ağırlık veren bir eğitim sistemi. Hükümet bir an önce kapsamlı eğitim reformunu gündemine almak zorundadır.'' HÜKÜMETİN EN ÖNEMLİ ÖNCELİĞİ İşsizlikle topyekun mücadelenin, hükümetin en önemli önceliği olması gerektiğini ifade eden Özilhan, bu mücadelenin anahtarının, ekonomik istikrar olduğunu söyledi. Özilhan, ''Büyümenin yolu ekonomik istikrardan geçmektedir. Bir yandan istikrar programında öngörülen iktisat politikaları ve yapısal reformlar tavizsiz uygulanırken, diğer yandan da işgücü piyasasında gerekli kurumsal düzenlemeler bir an önce gerçekleştirmelidir'' dedi. Özilhan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Türkiye ekonomisinin istikrar arayışında, mevcut ekonomik program tek referanstır. Niyet Mektubu'nda, 2003 ve sonraki seneler için mali disiplinin sağlanarak yüzde 6.5'lik faiz dışı fazla verilmesi, kamu istihdamının azaltılması, BDDK'nın güçlendirilmesi ve özelleştirmenin hızlandırılması gibi temel konularda taahhütlerde bulunulmuştur. Dolayısıyla yeni hükümet, ilk beş ayının sonunda önemli bir gecikmeyle, ekonomik programın kaldığı yerden devam edeceği bir noktaya gelmiş bulunmaktadır.'' 2003 yılı büyüme performansının büyük ölçüde ekonomik programın uygulanmasına bağlı olacağını söyleyen Özilhan, Irak savaşının beklenenden önce sona ermesiyle, dünya ekonomileri için risk oluşturan yüksek petrol fiyatlarının hızla gerileyip belirsizliğin kademeli olarak azalmaya başladığını, bölgeye yönelik risklerin ise halen mevcut olmakla beraber kısa zamanda ve yeni bir çatışmaya yol açmadan çözümlenmesinin beklendiğini belirtti. Özilhan, sözlerini şöyle tamamladı: ''Global ekonomi için bekleyişler olumluya dönerken, Türkiye için de turizm başta olmak üzere sektörel beklentilerde kısmi iyileşme yaşanmaktadır. IMF'nin Niyet Mektubu'nu onaylaması, Amerikan yönetiminin Irak savaşından doğan zararlarına karşılık Türkiye'ye 1 milyar dolar hibe ya da 8.5 milyar dolar krediyi kabul etmesi ve Irak'ın yeniden inşasında Türkiye'nin de yer alacağının belirginleşmesi, beklentileri olumluya çevirmektedir.'' BAŞESGİOĞLU: YÜZDE 6 BÜYÜMEYİ YAKALAMALIYIZÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, işsizliği yenmedeki en büyük argümanın sürdürülebilir, istikrarlı bir ekonomik büyüme olduğunu belirterek, ''En az yüzde 6'lar seviyesinde sürdürülebilir bir büyüme trendini, Türk ekonomisi yakalamak zorundadır'' dedi. İşsizliğin sadece gelirden yoksun kalma değil, sosyal boyutu olan,sosyal dışlanmışlığa da yol açacak bir durum olduğunu belirten Başesgioğlu, Türkiye'de de bunun çok yoğun bir şekilde yaşandığını söyledi. Her yıl işgücü piyasasına 700 bin kişinin katıldığını ama ekonominin bu istihdamı yaratma potansiyelinden yoksun olduğunu anlatan Başesgioğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Kamuda yeni istihdam alanlarının açılması mümkün değildir, aksine mevcut istihdam oranlarını da korumak konusunda kamunun zorluğuvardır, işsizliği yenme konusunda en büyük misyon yatırımcımıza düşmektedir. Özel girişime yüklenecek bu ağır yükü mutlaka devletin ilgili kurumlarında paylaşmak gerekmektedir.'' Hükümet olarak gerek yerli gerekse yabancı yatırımcıların önündeki engelleri kaldırmak ve istihdam üzerindeki ağır yüklerin indirilmesi için bir gayret içinde olduklarını ifade eden Başesgioğlu, ''Mali disiplini bozmadan, uluslararası taahütlerimizdeki hedeflerden sapma göstermeden bunu yapmak zorundayız'' dedi. YENİ İŞ KANUNU Murat Başesgioğlu, şu anda İş Kurumu Yasası'nın Plan Bütçe Alt Komisyonun'da kabul edildiğini, önümüzdeki birkaç gün içinde bunun üstkomisyonda görüşülerek en kısa zamanda Meclis Genel Kurulu'na sevkedileceğini bildirdi.�

Haberle ilgili daha fazlası:

TÜSİAD: İstikrar işsizliği çözer

BAKMADAN GEÇME!