Türkiye müzakereyi kesince Amerika geri adım attı

Güncelleme Tarihi:

Türkiye müzakereyi kesince Amerika geri adım attı
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 23, 2003 00:00

Türkiye ile ABD arasındaki askeri mutabakat muhtırasında en büyük gürültü, Türk askerlerinin PKK'ya hangi aÅŸamada tetiÄŸi çekecekleri maddesinde koptu. ABD'li Lino, ‘‘Yalnız savunma amaçlı silah kullanılabilir’’ deyince, Büyükelçi Bölükbaşı görüşmeleri kesti. Bunun üzerine Amerikalılar, ‘‘Tamam, doÄŸrudan ateÅŸ açabilirsiniz’’ dedi. ‘SÄ°ZÄ°N yerinizde Barzani otururuyor olsaydı, belki ÅŸu an dediklerinizi söylemeyi aklından geçirebilirdi. Ama, muhtemelen söyleyemezdi. Bu sözlerinizden sonra görüşmelere devam etmenin bir anlamı kalmamıştır.’Türk müzakereci Büyükelçi Deniz Bölükbaşı'nın bu sözleriyle, müzakerelere sahne olan DışiÅŸleri Bakanlığı'nın ikinci katındaki Ä°smail Erez Salonu'na tam bir sessizlik çöktü. Bölükbaşı, yalnızca bu sözleri söylemekle kalmadı, önündeki evrakları toplayıp odadan dışarı çıktı. Askerler ve diplomatlardan oluÅŸan Türk heyeti de kendisini izledi. ABD tarafının müzakarecisi Büyükelçi Marisa Lino, beklemediÄŸi bu sert çıkış karşısında neye uÄŸradığını ÅŸaşırmıştı. Uzun bir süre yerinde oturmaya devam etti. Ancak Türk tarafının müzakere masasına dönmek gibi bir niyeti yoktu.Türkiye ile ABD arasında askeri konulara iliÅŸkin Mutabakat Belgesi (Memorandum of Understanding) üzerinde 17 Åžubat tarihinde baÅŸlayan son tur müzakerelerinin kopması, Türk kamuoyu ve karar vericilerinde büyük hassasiyet yaratan bir konu üzerinde patlak verdi.PKK ATEÅž AÇARSA KARÅžILIK VERÄ°RSÄ°NÄ°ZAnlaÅŸmazlık konusu, Kuzey Irak'a girecek Türk askerlerinin burada PKK unsurlarıyla karşılaÅŸtıkları takdirde hangi angajman kurallarının (rules of engagement) geçerli olacağıyla ilgiliydi. Angajman ilkeleri, tetiÄŸin hangi noktada çekileceÄŸine iliÅŸkin kuralları düzenliyordu. Lino'nun önerdiÄŸi taslakta, ‘‘Türk askerlerinin yalnızca kendilerini savunma (self defense) amacıyla silaha baÅŸvurabilecekleri’’ ifadesi yer alıyordu. Yani muhtemel bir çatışma ortamında tetiÄŸi ilk çekme serbestisi PKK'da olacaktı. Ãœstelik, Amerikan tarafı ABD DışiÅŸleri Bakanlığı'nın her yıl yayımladığı terörizm raporunda yer aldığı için PKK-KADEK'i mutabakat belgesine de terör örgütü olarak kayda geçirmiÅŸti. ABD daha da ileri giderek, PKK'nın Irak'ta yarattığı terör tehdidinin ‘‘bertaraf edileceÄŸi’’ taahhüdünü de üstlenmiÅŸti. Bölükbaşı, buna raÄŸmen sınırlamayı görünce, ‘‘Yani Türk askerleri ilk ateÅŸi PKK'nın açmasını bekleyecek, kendilerini hedef yapacaklar. Bunu kabul etmemizi nasıl isteyebilirsiniz?’’ diye çıkıştı.ABD'DEN DÖNÜŞ: TAMAM DOÄžRUDAN ATEÅž AÇARSINIZ Bölükbaşı'nın odayı terk etmesinin ardından koridorda yürütülen arabuluculuk faaliyetlerinden sonra, Türk tarafı yeniden müzakere masasına döndü. Çetin pazarlıktan sonra Amerikan tarafı bu öneriyi olduÄŸu gibi geri çekerek angajman kurallarını gevÅŸetti ve Türk birliklerine PKK ile karşılaÅŸtığında ‘‘doÄŸrudan ateÅŸ açma’’ yetkisini tanıdı. Ancak, bu gibi pürüzler ABD'nin niyeti konusunda ciddi tereddütlere yol açıyordu. ABD'nin müttefiki Barzani ve Talabani gruplarına silah transferinde olduÄŸu gibi...4.5 SAYFALIK ANLAÅžMA 2 HAFTADA 80 SAYFA OLDU Oysa, müzakereler baÅŸladığında Amerikan tarafı iÅŸi fazla uzatmadan hemen sonuca gidebileceÄŸi beklentisi içindeydi. ABD, masaya 4.5 sayfalık bir anlaÅŸma taslağı ile oturdu. Yaklaşık 60 bin Amerikan askerinin Türkiye'ye geliÅŸini ve Irak'a geçiÅŸini düzenleyen, Kuzey Irak'taki Türk birlikleri ile Amerikan askerleri arasındaki koordinasyonun esaslarını belirleyen son derece karmaşık bir organizasyonda geçerli olacak kuralların tümü 4.5 sayfaya sığdırılmıştı.Metin, sadece genel ilkeleri sıralamakla yetiniyordu.Evdeki hesap pek çarşıya uÄŸramadı. Müzakereler 2 haftayı aÅŸkın bir süre devam etti. Ve toplam 4.5 sayfalık bir metinle masadan kalkabileceÄŸini hesaplayan ABD tarafı, sonuçta yaklaşık 80 sayfalık bir metni kabul etmek zorunda kaldı. Görüşmelere bazen Amerikalı müzakerecilerin Washington'dan talimat alabilmeleri için ara veriliyor, aradaki 7 saatlik fark nedeniyle talimatlar geç geldiÄŸinde, ABD tarafı bazen Türk tarafını sabah 04.00'te toplantıya çağırabiliyordu. Bazen de Washington'dan talimatın gelmesi geciktiÄŸinde kopmalar yaÅŸanıyordu. Sonuçta hem Türk, hem de ABD'li müzakereciler için geceyle gündüzün birbirine karıştığı 2 hafta yaÅŸandı.KÃœRT ÖDÃœNLERÄ° TEZKEREYE 2 GÃœN KALA Bu süreç içinde Türk tarafını en çok rahatsız eden baÅŸlık, Amerikan tarafının Kürt gruplarına ağır silahların transferi konusundaki ısrarı oldu. Amerikan tarafı, baÅŸlangıçta bu konuda elini serbest tutacağı bir ifade üzerinde ısrar ederken, 2 hafta sonunda kabul edilen metinde çok açık bir ÅŸekilde ‘‘Ağır silah verilmeyecek’’ ifadesi konulmuÅŸtu. Türk tarafının ısrar ettiÄŸi bir diÄŸer baÅŸlık, Kürt gruplara silah verilmesi ve bu silahların geri toplanması aÅŸamalarında Türk subaylarının da hazır bulunarak kayıt tutmalarıydı. Amerikan tarafı, bu konuda da baÅŸlangıçta ayağını sürümesine karşılık, sonradan Türk pozisyonunu kabul etmek zorunda kaldı. Buna göre, yalnızca gözetim olmayacak, teslim edilen silahların listeleri 2 nüsha düzenlenerek bir kopyası da Türk tarafına verilecekti. Silahların geri alınması aÅŸamasında da bu listeler üzerinden kontrol yapılacaktı. Amerikan tarafı, Türk tarafının ısrarı karşısında Kürt gruplarla yapacağı askeri planlama çalışmalarında Türk subaylarının hazır bulunması koÅŸulunu da kabul etti.Müzakerelerde ters giden ve iliÅŸkilerde havayı bozan olay, Amerikan tarafının müzakere masasında özellikle Kürt gruplarla ilgili bu ödünleri oldukça gecikmeli bir ÅŸekilde vermesi oldu. Bölükbaşı ile Lino metinleri büyük ölçüde bitirerek el sıkıştıklarında, tarih 22 Åžubat Cumartesi gününü gösteriyordu. Yani, Bakanlar Kurulu'nun tezkereyi TBMM'ye sunmak üzere toplanmasından 2 gün önceydi. Gelgelelim metnin hálá giderilememiÅŸ tek bir maddesi kalmıştı: ‘‘Akaryakıttan alınacak Özel Tüketim Vergisi.’’ABD tarafının en son aÅŸamada kabul etmeye yanaÅŸtığı siyasi alandaki açılımlarını geciktirmesi, Ankara'da kafaları karıştırmış ve Türk kamuoyu da çoktan kaybedilmiÅŸti. Ayrıca, ABD bir taraftan üslerin açılması için bütün baskı mekanizmalarını iÅŸletirken, hálá askeri araçları için satın alacağı akaryakıt için pazarlık yapmaktaydı.47 ‘özel koruma’ aniden kaybolduBAÅžKAN Bush'un Irak Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad, ÅŸubat ve mart aylarında ABD'nin Ankara ile anlaÅŸmaya vardığı Kürtleri de ilgilendiren düzenlemeler konusunda, Türkiye ile Barzani ve Talabani'yi ikna etmek için Ankara ile Kuzey Irak arasında mekik dokudu. Åžubat ayının ortalarında Halilzad'ın kahramanı olduÄŸu tatsız bir olay da yaÅŸandı. Bir askeri kargo uçağıyla Ankara'dan Süleymaniye'ye hareket eden Halilzad, beraberinde 50 dolayında tam teçhizatlı koruma götürdü. Türk tarafına yaptığı bildirimde, bu ÅŸahısların kendi özel korumaları olduÄŸunu söyledi. Bir iki gün sonra Kuzey Irak'taki temaslarını tamamlayıp Ankara'ya döndüğünde, özel korumalarından kendisine eÅŸlik edenlerin sayısı 3'e düşmüştü. Halilzad'ın Kuzey Irak'a gidiÅŸini aynı zamanda özel harekatçıları Kürt bölgesine taşımak için kullandığı anlaşıldı. Halilzad'a Kuzey Irak'a herhangi bir Türk havaalanından gidemeyeceÄŸi bildirildi. Halilzad, Ankara'dan uçakla BükreÅŸ'e gidiyor, sonra Türk hava sahasından geçip Süleymaniye'deki havaalanına iniyordu.ABD’nin ‘ÖTV ödemem’ inadıBAKANLAR Kurulu, 24 Åžubat’ta tezkerenin TBMM'ye gönderilmesini kararlaÅŸtırdı. Ancak Türk ve ABD'li görüşmeciler arasında giderilememiÅŸ son pürüz kalmıştı. ABD tarafı özellikle Türkiye'ye gelecek askeri gücün uçak, tank ve her türlü taşıtı için yapacağı akaryakıt alımlarında ÖTV muafiyeti isteyince, Türk tarafı bunu kabul etmedi. AnlaÅŸmazlık iki haftayı aÅŸkın bir süre devam etti. Ä°lginç olan nokta ÅŸuydu: Türk ordusu, akaryakıt alımlarında KDV ödüyor, ABD ödemiyordu. Bu durumda ABD'nin savaÅŸ sırasında akaryakıta ödeyeceÄŸi bedel TSK'nın ödediÄŸi toplam fiyatın altına inecekti. ABD'nin ihtiyacının günde 2.4 milyon galona çıkacağı hesaplanıyor, Maliye Bakanlığı'nın günlük ÖTV kaybı 1 milyon dolara kadar çıkıyordu. Tezkere TBMM'ye sevk edildikten 2 gün sonra 26 Åžubat’ta orta yol bulundu: Vergiye herhangi bir atıf yapıladı, ancak ABD’nin akaryakıt alımlarında uygulanacak fiyatın Genelkurmay'a tahakkuk ettirilen fiyatın altına düşmeyeceÄŸi belirtildi.Kuzeyden keÅŸif uçuÅŸlarını durdurdukABD'nin imzalamayı kabul ettiÄŸi mutabakat muhtırasında, Ankara açısından 2 kritik madde daha vardı. Harekatın baÅŸlamasıyla birlikte Ä°ncirlik'ten yürütülen kuzeyden keÅŸif uçuÅŸları son bulacaktı. Türkiye anlaÅŸma imzalanmadığı halde kuzeyden keÅŸif harekatını 22 Mart'ta durdurdu. Ankara'ya göre, savaÅŸ baÅŸladığı için keÅŸif uçuÅŸlarına ihtiyaç kalmamıştı. Daha önemlisi, Türkiye, çıkarlarına zarar getirdiÄŸi takdirde, mutabakat muhtırasını ve dolayısıyla harekatı durdurma hakkına sahipti.MAHKEMELER DiÄŸer madde, ABD askerlerinin Türk yasalarını ihlal etmesi halinde hangi hukuki rejime tabi olacaklarıydı. ABD, NATO'nun SOFA düzenlemesinde ısrarlıyken, Türk tarafının direnmesi sonucu Türk mahkemelerinin yetkisini de devreye sokan bir orta yol formülünü kabul etti.Türkiye Kerkük’e inebilecektiTÃœRKÄ°YE ile ABD arasında sonuçlandırılan, ancak tezkere 1 Mart tarihinde reddedildiÄŸi için uygulamaya konamayan mutabakat muhtırasının en önemli bölümlerinden biri de Kerkük maddesiydi. Bu madde, Iraklı muhalif gruplar arasında çatışmaların çıkması (ÖrneÄŸin Kürtlerle Türkmenler arasında) ya da muhalif grupların Musul ve Kerkük'e dönük hareketleri halinde Türkiye'ye 36'ncı paralelin altına inme imkánı veriyordu. ABD tarafı bu tür hasmane faaliyetleri hemen önleyemeyeceÄŸi kanaatine varırsa, Türkiye'den önlem talebinde bulunacaktı. Bu tür müdahaleleri meÅŸru kılacak eylemler arasında, demografik (nüfus) statükonun kuvvet kullanılarak deÄŸiÅŸtirilmeye çalışılması ya da bir grubun göçe zorlanması gibi durumlar sıralanıyordu.Harekát öncesinde Kuzey Iraklı liderlerin birden Türkiye aleyhtarı demeçler vermeleri, Türk bayrağının yakıldığı gösterilerin düzenlenmesi gibi olaylar, Türkiye ile ABD arasındaki protokolün içeriÄŸinin öğrenilmesinin yarattığı bir tepkiydi.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!