Türkiye Batı'nın nükleer çabalarını baltalıyor

"Turkey flirts with Tehran" başlığı ile yayımlanan başyazıda, “ABD Senatosu'nun İran'a petrol satan ülkeleri cezalandırmak için yasa çıkarmaya hazırlandığı ve Birleşmiş Milletlerin devam etmekte olan nükleer görüşmelerden sonuç alınmazsa bu ülkeye yeni yaptırımlar uygulamayı düşündüğü bir dönemde, İranlı liderler, kilit önemdeki bir Ortadoğu ülkesi ile ticari bağları geliştirmek üzere yapılan planlar ile sevindi” denildi.             �

Bu ülkenin Türkiye olduğunu sert ifadeyle belirten başyazıda şu ifadelere yer verildi:        �

"Peki, sizce İran'ın nükleer silahlar elde etmesi için Batılı ülkeler tarafından ortaya konulan çabaları sürüden ayrılarak baltalayan ülke kim? Suriye ya da belki de Suudiler mi? Hayır aslına bakılırsa bu, NATO üyesi olan, gelecekte Avrupa Birliği üyesi olması beklenen ve aynı zamanda da ABD'nin en stratejik Müslüman müttefiki olan Türkiye."

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Çarşamba günü Tahran ziyaretinde iki ülke arasındaki 7 milyar dolar değerindeki ticaretin 2011 yılında 20 milyar dolar seviyesine çıkarılmasına yönelik sözlerini hatırlatan LA Times, iki ülke arasında yapıldığı bildirilen enerji santralleri, bankalar ve doğalgaz geliştirme anlaşmalarının, BM tarafından İran'a uygulanacak olan yaptırımların etkisini de azaltacağını belirtti.

YÜZÜNÜ DOĞU'YA ÇEVİRİYOR

Başyazıda ayrıca, demokrasi ile yönetilen Müslüman bir ülke olarak model olarak görülen ve Avrupa ile Arap Dünyası arasında önemli bir köprü olan Türkiye'nin, yüzünü batıdan doğuya çevirip, İslami rejime sahip ülkelere kucak açtığı yorumu da yapıldı.

Başyazıda, bu korkuların bazıların fazlaca abartılmış olduğuna da değinilirken, bunların çoğunlukla Türkiye'nin, Gazze işgalinden sonra İsrail ile daha mesafeli hale gelen ilişkilerinden kaynaklandığını belirtildi. Ancak, bunun tipik bir Ortadoğu politikası olduğunun altını çizen yazı, Erdoğan'ın İsrail 'e karşı olan bu öfkeyi kullanarak iç politikada kendine avantaj sağladığını ama Türkiye'nin İsrail ile ilişkileri keserek ABD ve Avrupa ile bağlarını tehlikeye atma olasılığının çok düşük olduğuna da vurgu yaptı.

AVRUPA DA SUÇLU

Bütün bunlara rağmen, Türkiye'nin İran ile artan yakınlaşmasının sıkıntılı bir süreç olduğuna işaret edilen başyazıda, olayların bu noktaya gelmesinde Avrupalı liderlerin de suçu bulunduğu belirtildi.

Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy başta olmak üzere bazı Avrupalı liderlerin Türkiye'nin AB'ye üyeliğine karşı çıkmalarının, ülkedeki Batı karşıtı görüşleri alevlendirdiğini yazan LA Times, ikinci olarak da Türkiye'nin ekonomik ve jeopolitik öneminden dolayı kazandığı kendine güvenle, uzun zamandan beri arzu ettiği dünya siyaset sahnesinin önemli oyuncu olma amacının bu gelişmenin arkasında yattığı belirtti.�

Başyazıda, Türkiye'nin kendine olan güvenini Erdoğan'ın 7 Aralık'ta planlanan Washington ziyaretinde kendini göstereceği savunulurken, ABD Başkanı Obama'nın bu konuda tavsiyelerde bulunmasının gerekli olduğuna değinildi.

Yazı şu ifadelerle sonlandırıldı: "Nükleer silahlara sahip bir İran, Türkiye'nin çıkarına değildir ve Erdoğan'nın sık sık tekrar ettiği Tahran'în sadece enerji programı ile ilgili olduğu güvencesi, ya gülünecek kadar saf ya da korkulacak kadar gülünçtür."