TSK’yı sevmeyen başka orduyu sever

16 yıla mahkûm edilen sanıklar Bahtiyar Ersay ve Namık Koç’un avukatı Tokatlı, şunları söyledi: “Kurumsal olarak insanlık tarihi kadar eski, bu kadar köklü bir kurum yıkılırsa altında çok kişi kalır. Bu coğrafyada yaşayabilmek için ordunun ve ülkenin güçlü olması lazım. Napolyon diyor ki, ‘Kendi ordusunu sevmeyen milletler bir gün başka devletlerini askerlerini sevmek zorunda kalırlar’ Bizim başka askerimiz yok. Sizlerden merhamet değil, adalet istiyoruz. Darbeye teşebbüse teşebbüs edildiği söylendi. Türk hukuk normunda bunun yeri yok. Bu suçun işlenebilmesi için Genelkurmay Başkanlığı, diğer ordu komutanlıkları ve tüm komutanlıklarının katkısı zorunlu. Oysa planlama sadece 1’inci Ordu Komutanlığı’na. Suça teorik ve pratik olarak teşebbüs mümkün değildir. ABD’den izinsiz bu ülkede hiç darbe olmamış. Darbeyi kim yaparsa yapsın hep ilk aklımıza gelen bu insanın arkasında başka güçlerin olduğu. Bu dava aslında, sanıklar üzerinden Cumhuriyet’le ve Türk Silahlı Kuvvetleri’yle hesaplaşma. Silivri’de yargılanan esas itibariyle TSK’dır. Kişilikleri ve mesleki safahatları itibarıyla her birinin adeta yıldız olduğunu bildiğim birçok komutan, TSK’dan bu yolla tasfiye edilmiştir.

DİJİTAL TERÖR TEHDİDİ

Ali Sadi Ünsal ve Ramazan Kamuran Göksel’in avukatı Hüseyin Mithat Tombak da savunmasında, şöyle dedi: “Sizden talebimiz, suçsuz insanların hayatlarıyla daha fazla oynanmasına izin vermemeniz. Kovuşturması Özel Yetkili mahkemelerde devam eden davalarla ülkemizin geleceğinin hukuksuzlukla, adaletsizlikle karartılmayacağını gösteriniz. Kaynağı ve kim tarafından oluşturulduğu bilinmeyen ve sanıklarla ilişkisi kurulamayan bu veriler delil olarak kabul edilirse, böyle bir karardan sonra herkes bir dijital terör tehdidi altında kalacaktır.”

‘GEZİ’Lİ, ‘BÖCEK’Lİ ÖRNEK

Avukat Hakan Tunçkol, savunmasında şunları söyledi: “Gezi Parkı olaylarında 100 metrelik alana bile hâkim olmanın zorluğu görüldü. Bir hükümeti yıkmak istiyorsanız, tüm Türkiye’ye hakim olmak daha da zordur. Küresel güçler Arap Baharı’nı yarattı. Türkiye’de de böyle bir yol düşünüldü. Başbakan’ın odasına böcek konabiliyorsa, Genelkurmay Başkanı’nın konuşması dinleniyorsa, Donanma Komutanlığı’na da belge konabilir.” Tunçkol, müvekkili Hakan İsmail Çelikcan’ın 83 yaşındaki annesinin, oğlunu İtalya’da görevde zannettiğini belirterek, “Denizaltıcının, hücumbotçunun darbeye ne katkısı olabilir?” diye sordu.

YALMAN NEDEN DİNLENMEDİ

Orgeneral Şükrü Sarıışık’ın avukatı Osman Topçu ise kararın eksik incelemeye dayalı olduğunu savundu. Topçu, darbeyi dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın engellediği belirtildiği halde, Yalman ve dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün tanık olarak dinlenmesi taleplerinin reddedildiğini söyledi.