Tıp farelere mi hizmet ediyor?

Güncelleme Tarihi:

Tıp farelere mi hizmet ediyor
Oluşturulma Tarihi: Eylül 10, 2002 17:42

Tıp haberleri gazetelerde büyük yer tutar. Olmazsa olmaz haberlerdir. Ama bu tür haberler beni illet eder. (1) Tercümesi başa beladır, tepki alırsınız (2) Hasta sahiplerini boşuna sevindirirsiniz (3) Haberler birbirini yalanlar, mahçup olursunuz (4) Hangi birine inanacağınızı şaşırırsınız (5) Tıbbın farelere hizmet ettiğini sanırsınız... Fareler neredeyse dünyayı ele geçirecek!

Haberin Devamı

İzninizle güne bir tıp haberiyle başlayacağız. Amerikan 11 Eylül’ü haberlerini (İkiz Kulelere yapılan saldırının birinci yıldönümü ya bugün) ve Türk 11 Eylül’ü haberlerini (Hükümet gitti-gitmedi, milletvekilleri aday listelerindeki yerlerini beğenmeyince çamura yatıp seçimi iptale çabalıyor...vs) Hürriyetim’de bol bol okuyabilirsiniz zaten.

Evet, neden tıp ve sağlık haberlerinden hoşlanmam?

(1) Tercümesi başa beladır, tepki alırsınız

Birincisi, dış haberler servisinde çalıştığım günlerden kalma. Yabancı ajanslar, dergiler sık sık (milyonlarca insanı ilgilendiren) sağlık-tıp haberleri yayımlar. Yazı işleri de – okurlar ilgilendiği için – bu haberlere bayılır.

Ancak, bu haberlerin tercümesi çok zordur. Gazetenin günlük akışı içinde bir uzmana ulaşmanız, yazıyı göndermeniz, tercüme ettirip geri almanız, sonra bu tercümeyi gazete haberi haline getirmeniz mümkün değildir. Siz özene bezene haberi yaparsınız, ertesi gün gazete yönetiminden bilmem kimin tanıdığı bir doktor arar, “oriostporoldis bakretiosis minimus sağ kulak memesinde değil, sol kulak memesinde görülür, üstelik mikrobik değil bakteriyel bir hastalık olup...” türünden bilgiler verir, keyfiniz kaçar.

(2) Hasta sahiplerini boşuna sevindirirsiniz

İkincisi, “Yeni Zelandalı araştırmacıların üzerinde çalıştığı bir gen projesi başarılı olursa, 2050 senesinde mesela körlük ortadan kalkacak” gibi bir haber yaparsınız, Anadolu’nun bir köşesinden bağrı yanık bir anacağız sizi arar, “Benim çocuğumun gözleri görmüyor, çare bulamıyoruz, o doktorun telefonu var mı?” der, çaresizlikten kahrolursunuz.

(3) Haberler birbirini yalanlar, mahçup olursunuz

Üçüncüsü, mesela (atıyorum) patates kanser yapıyor, diye bir haber gelir bir ajanstan. İşte “Kanadalı bilim aramlarına göre, televizyon seyrederken kızarmış patates yiyen yanında da bilmem ne içen 453 hastanın 145’inde kolon kanseri riskinin arttığı..” gibi bir haber yaparsınız. Hiç şaşmaz, üç gün sonra, bu sefer dünyanın öbür ucundan, mesela Singapur’dan bir karşı-lobi haberi gelir : “Bilmem ne üniversitesiden bilmem kimin yaptığı araştırmaya göre, televizyon seyrederken patates kızartması yiyenlerin cinsel gücünün arttığını...”

(4) Hangi birine inanacağınızı şaşırırsınız

Böyle olunca da - dördüncü sebep – bir okur olarak ne yapacağınızı şaşırırsınız : şimdi ben televizyon seyrederken patates kızartması yiyeyim mi, yemeyeyim mi? Zayıflamak için yemek sırasında su içeyim mi, içmeyeyim mi? Kafanız karışır, bildiğiniz gibi devam edersiniz.

(5) Tıbbın farelere hizmet ettiğini sanır, bozulursunuz

İşte benim tıp haberlerine illet olmamın en önemli sebebi bu beşinci ve sonuncusu : bu tıp denilen bilim kime hizmet ediyor Allah aşkınıza, bana mı, farelere mi?

İşte size İsviçre kaynaklı ve 4 eylül tarihli bir haber:

“Hafıza enzimi

Uzmanlar, bilgilerin alınmasını ve kaydedilmesini düzenleyen enzimi aktive ederek, farelerin öğrenme kapasitelerini ve hafızalarını güçlendiren bir metod geliştirdiler” diye başlayan, son derece önemli ve ilginç bir haber.

Ancak benim gibi hafıza zaafı olan birisi için, bu habere isyan etmemek mümkün değil.

Farelerin boyunu büyüttüler, istedikleri kadar tıkınıp şişmanlamamalarını sağladılar, ömürlerini uzattılar, serbestçe çiftleşip yavrulamamalarının yolunu buldular, her türlü kansere karşı bağışıklık kazandırdılar, sonunda hafızalarını ve öğrenme kabiliyetlerini de geliştirdiler...

Biz, onları kobay olarak kullanıyoruz diye isyan ederken, fareler ölümsüz-akıllı-hedonist canlılar haline gelip dünyayı ele geçirecekler nerdeyse.

* * *

Not : Şaka bir yana, kobay olarak kullanılan hayvanlarla ilgili korkunç rakamlar geçti elime. Avrupa Komisyonu’nun bir raporuna göre Avrupa Birliği ülkelerinde, 1996 yılında, 11.646.130 canlı hayvan laboratuvar çalışmalarında kobay olarak kullanılmış.

Bunların çoğu tavşanlar ve diğer kemirgenler (% 81,3), ikinci sırada soğuk kanlı canlılar (% 12,9), sonra da kuşlar (% 4,3) geliyor. 

Bu hayvanlar tıpta ve diş tedavisinde kullanılan ürün ve aletlerin geliştirilmesi ve denenmesi (% 44), temel biyolojik araştırmalar (% 25), toksikoloji ve diğer güvenlik testleri (% 9) için kullanılıyormuş.

Kaynak : http://europa.eu.int/comm/research/rtdinfo/fr/24/03.html

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!