Tekstil sanayii iflastan kurtulmak için hukuki formül arıyor

Güncelleme Tarihi:

Tekstil sanayii iflastan kurtulmak için hukuki formül arıyor
Oluşturulma Tarihi: Aralık 10, 2007 16:55

Çin başta olmak üzere Uzakdoğu’dan yapılan ithalatın yol açtığı rekabet koşulları nedeniyle güç günler yaşayan tekstil sanayicileri, kapanma tehlikesi altındaki şirketlerin kurtarılması için hukuki formüller aramaya başladı.

Kadir Has Üniversitesi Medeni Usul, İcra ve İflas Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Selçuk Öztek “Kapanan her işletme milli ekonomiye zarar veriyor. Zor durumdaki şirketlerin kurtarılmasında şu veya bu kişinin ya da işletmenin menfaati diye değil, ülke menfaati diye bakmak gerekir. Ancak klasik araçların dışında yeni bir hukuki menanizmaya ihtiyaç var” dedi.

Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası ile Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi işbirliğiyle düzenlenen “Finansal Güçlük Yaşayan İşletmelerin Kurtarılmasına İlişkin Hukuki Çareler” konulu konferansta bir değerlendirme yapan Prof. Dr. Selçuk Öztek, "şirketlerin kurtarılması" yerine "borçların yeniden yapılandırılması" kavramının daha çok benimsendiğini ifade ederek şöyle konuştu:

“Biz hukukçular yargıya intikal eden konularla şirketlerin veya ekonominin iyi bir durumda olup olmadığını anlarız. Ekonomini iyiye gittiği söyleniyor ama, icra takibi başlatılan şirket sayısında iki misli, iflas erteleme talebinde bulunan işletme sayısı da misli artmış durumda. Kurulan ve kapanan şirket sayılarına bakınca da pek pozitif bir görüntü izlenmiyor. Ekonomistler de bu tabloyu teyid edince, biz hukukçular da artık ekonomide işlerin iyiye gitmediği yorumunda bulunabiliyoruz."

"ŞİRKETLERİ KURTARACAK GERÇEK HUKUK YOK"

Prof. Dr. Öztek mevcut İcra ve İflas Kanunu’nu "yorgun" diye niteleyerek, finansal olarak zor durumdaki şirketlerin kurtarılmasına yönelik Türkiye’de sağlam bir hukuki zemin bulunmadığını savundu. Öztek “Şirket kurtarma süreçlerine yönelik mevcut hukukumuz yetmiyor. Hakimlerin gerekirse alacaklıların alacak tutarlarına ve vade yapısına müdahale edebileceği, alacakların özüne dokunabileceği kararlar alabilmesi lazım” dedi.

Öztek finansal darboğaza düşerek faaliyetlerini sürdüremez hale gelen işletmeleri yeniden ekonomiye kazandırmanın ekonomik olduğu kadar hukuki mekanizmalarının da yaratılmasının gereğine işaret ederek, Türk mevzuatında mevcut durumda şirket kurtarmaya yönelik dört hukuki sürecin bulunduğunu söyledi.

"KONKORDATO HUKUKEN İŞLEMİYOR"

Öztek işletmelere Fevkalade Hallerde Mühlet Verme ve Tatil” başlığı altında tanınan kurtarma formülünün artık uygulanmadığını, konkordatonun değişik şekillerde en yaygın başvurulan yöntem olduğunu belirterek şöyle dedi:

“Konkordato, elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen, mali durumu bozulmuş dürüst işletmeleri korumak için kurulmuş bir hukuki mekanizma. Ancak konkordato için işletmelere 3 ay ve ilave 2 aylık süre veriliyor. Bu sürede borçlu işletmenin alacaklılarla görüşüp borçları yeniden yapılandırması mümkün değil. Daha da önemlisi en son değişikliklerle uzlaşma yöntemi diye ligth bir konkordato yöntemi geliştirildi. Bu yöntemin en önemli üstünlüğü alacaklıları sınıflandırmaya tabi tutulabilmesi. Böylece borçlu şirket alacaklıları ile özel gruplar halinde anlaşma yapabilmektedir. Farklı oranlarda borç silinmesi talebinde bulunabilmekte ve farklı vadeler talep edebilmektedir. Ancak bu yönteme de pek başvuran yok.”

İcra İflas Kanunu’nda yapılan son değişikliklerle de konkordatonun artık işlemez hale getirildiğini,iflas erteleme yolunun da şirket kurtarma fonksiyonunu yitirdiğini ileri süren Öztek “Aslında konkordato için bir köprü işlevi gören iflas erteleme yönteminde ilginç bir değişiklik yapıldı ve 2003 yılında 1 yıl artı 1 yıl olan iflas erteleme süresi TBMM’de yapılan bir kanun değişikliği ile 1 yıl artı 4 dört yıl olarak uzatıldı. Böylece konkordato yönetiminde 3 ay artı 2 ay olan olan süre, iflas erteleme yoluyla 5 yıla kadar çıkmış oldu. Bu durumda konkordatonun bir yöntem olarak da anlamı kalmadı”dedi.

İFLAS ERTELE İCRA TAKİPTEN BEŞ YIL KURTUL

Prof. Dr. Öztek zor duruma düşen şirketlerin artık konkordato yoluyla borçlarını yeniden yapılandırma ve iflastan kurtulma arayışlarını terk ettiklerini savunarak “ Artık bütün borçlular iflas ertelemeye yüklendiler. 5 yıl boyunca icra takipleri duruyor. Valla fıstık gibi bir kurum” yorumunda bulundu.

İflasın ertelemesi başvurusunun kabul edilebilmesi için iki şartın bulunduğunu, bunlardan birinin dış finansman kaynağı temin edilmesi, diğerinin de borca batıklık şartının olduğunu belirten Prof. Dr. Öztek “Dış finansman bulmadan eldeki araç gereçleri satarak ya da yeni siparişler alırız iddiasıyla iflastan kurtulmak mümkün değil” dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!