'Tarihi yarım adaya şirk ihanettir'

Güncelleme Tarihi:

Tarihi yarım adaya şirk ihanettir
Oluşturulma Tarihi: Nisan 10, 2016 00:26

BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, eşi Sare Davutoğlu ile birlikte Süleymaniye Camisi'ndeki Mimar Sinan'ı anma programına katıldı. Davutoğlu konuşmasında “Bir gemi ile İstanbul’a yaklaşıyorsanız, bir tarafta Süleymaniye diğer tarafta ‘Gökkafes’ denilen bir ucube. Bundan sonra bu şehre hançer gibi saplanan hiçbir eser yapılmayacak” dedi. “Tarihi yarımadaya şirk koşan, o yarımadayı tahakküm eden ne eser varsa bu şehre ihanettir” diyen Davutoğlu özetle şöyle konuştu:

Haberin Devamı

GÖKKAFES BİR UCUBE
“Tarihi yarımadada, Fatih'te, İstanbul'un kalbinde büyüdüm ama hep Salacak'ta bir evim olsun istedim. Çünkü kalbinde büyüdüğünüzde o şehri güzelliğini içeriden yaşıyorsunuz da bazen dışarıdan temaşa etmek istediğinizde en güzel siluetlerinden birisi oradan görürsünüz. Şimdi muhasebe vaktidir arkadaşlar. Burada isim vermekten de kaçınmayacağım. Eğer bir gemi ile İstanbul'a yaklaşıyorsanız, bir tarafta Süleymaniye diğer tarafta 'Gökkafes'
denilen bir ucube. Biz Mimar Sinan'dan, bizim nesil hiç ders almamış diye insan kahrediyor, üzülüyor, mahvoluyor. Tarihi yarım adaya şirk koşan, o yarımadayı tahakküm eden ne eser varsa bu şehre ihanettir. Aynı şeyi Zeytinburnu kuleleri içinde söylerim, diğer yapılar içinde.

ELİMİZDE İMKÂNLAR VAR
Mimar Sinan’ın elinde bilgisayar yoktu, animasyon, simülasyon yapamıyordu. Ama bir gönül gözü ile derin estetik gözüyle baktığında hangi eserin nerede nasıl duracağını görüyordu. Şimdi elimizde bütün bu imkanlar var. Çok rahat bir şekilde yüksek bir mimarinin neye tahakküm edeceğini görecek imkanlara sahibiz. Onu ekrana yansıtıp görebilecekken, onu dahi yapmayıp, bir an önce en yüksek binalar yapıp, en fazla ne kadar ederiz, onun hesabı içine giriyoruz. Yüz yıl öncesine göre şehrin nüfusu 10-15 misli arttı. Biz de buna göre imar edebilirdik. Şunu söylemiyorum; şehir gelişecek, doğaldır. Dünyada İstanbul gibi bir başka şehrin olmadığı bir özellik, hem kadim bir birikime sahiptir, hem moderniteyi yoğun yaşamıştır, hem de küresel bir şehir olma yolunda ilerliyor.
Biz Mimar Sinan’ın hakkını vermek istiyorsak, ahirette onunla karşılaştığımızda ‘ben size nice bir şehir bıraktım, siz ne hale getirdiniz’ demesini istemiyorsak, İstanbul’da taş üstüne taş koyarken, bin kere düşünüp, bir kere koyacağız. İstanbul’u bu çarpık şehirleşmenin getirdiği hallerden kurtarırken, hepsini gözden geçirerek yeniden inşa edeceğiz. İstanbul’a uçakla geldiğimde, 50 - 60 - 70’li yıllardan sonra çocukluğumuzdan sonra gelişen çevre semtlere baktığımızda doğanın, yeşilin, Büyükçekmece’nin, Küçükçekmece’nin o güzel göllerinin etrafına baktığınız da ne kadar plansız ve savruk geliştiğini görmek ıstırap veriyor.

SEFERBERLİK VAKTİDİR
Bir tek tarihi yarımadaya geldiğimde içimi bir huzur kaplıyor. Şimdi seferberlik vaktidir. Hepimiz Mimar Sinan’ı her gün düşünerek, gerektiğinde, onun formları üzerinde illa Mimar Sinan’ı taklit etmeden çok güzel eserler ortaya koyarak bu şehrin, bu medeniyetin idrakini vermek zorundayız.” 

MİMAR SİNAN'IN KAYIP KAFATASI ARAŞTIRILACAK
MİMAR Sinan’ın kayıp kafatasının araştırılacağını söyleyen Davutoğlu şu bilgileri aktardı: “Etnik kökenin tartışıldığı bir dönemde, onun da Türk olduğu ispat etmek için, biliyorsunuz bazıları, isimlerini zikrederek burada kötü bir hatırayı yad etmek istemem. Ama önemli 3 isim, maalesef Mimar Sinan’ın mübarek bedeninin bulunduğu türbeyi açarak, mübarek bedendeki beynin bulunduğu kafatasını ölçme cüretine kalktıkları biliniyor. O kafatası ölçümleriyle, bir şey ispat etmeye çalışılır kendilerine. Mezarı açılır, kafatası çıkarılır ve incelemek üzere götürülür. Daha sonra bu mübarek bedenin bu uzvu bir restorasyon esnasında geri konmadığı ortay çıkar. Başbakanlık müsteşarımıza ağır sorumluluğu olarak görev verdim. İnceleme başlatacağız ve Mimar Sinan’ın mübarek bedeni, mübarek parçası... Kafatası demek bile bana ağır geliyor, ifade edemiyorum. Elimizdeki imkanlarla DNA testleri de dahil olmak üzere, neredeyse o mübarek parçasını inşallah bedeninin diğer parçaları ile buluşturup, en azından tarihimizdeki bu kara lekeyi silmek için adım atacağız.” 

BAKMADAN GEÇME!