Şu perişan halimiz...

Güncelleme Tarihi:

Şu perişan halimiz...
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 29, 2001 00:00

MÜTEVEFFA işadamı Üzeyir Garih cinayeti dolayısıyla polisimizin ve basınımızın sergilediği hazin manzaraydı konumuz.Uzatmaya hiç gerek yok:Allah insanın ölüsünü de dirisini de bu iki kesimin eline düşürmesin. Masumu cani, iffetliyi fahişe yaparlar deyip, orada noktayı koyuyoruz. Çünkü aziz vatanımız Türkiye'de siz bir nedenle şaşkına dönüp üzülmeye vakit bulamadan karşınıza beş beteri çıkıyor:Hani biz Avrupa Birliği'ne aday olan ülkeler kervanına katıldık ya...Hani biz demokratikleşmemizi ve insan haklarına saygılı bir hukuk devletine kavuşmamızı isteyen Kopenhag kriterlerine uyma sözü vermiştik ya...Buyurun Diyarbakır'ın Çınar İlçesi'nde cereyan edenlere birlikte bakalım:İlçenin kaymakamı Osman Yenidoğan ‘‘geçmişte yaşanan şiddet ortamından bunalan vatandaşlara kültürel ve sosyal alanda hizmet verme’’ amacıyla Karalar Köyü'nün Başalan mezrasında ‘‘sinema günleri’’ düzenlemiş. Halka bu etkinliği, cami hoparlöründen önce Türkçe anons ettirmiş. Ama köyde Türkçe bilmeyenler de olduğu için tutmuş aynı çağrıyı bir de Kürtçe yaptırmış.Neticede köy meydanına kurulan seyyar sinemada iki Türk filmi oynatılmış. Köylüler de bundan çok hoşlanmışlar. Hatta ‘‘Hiç değilse ayda bir kere böyle film oynatın’’ diye kaymakamdan rica etmişler.Velakin... Kanal-D ile CNN-Türk'te ‘‘camiden Kürtçe anons yapıldığı’’ duyurulunca kıyamet kopmuş. Diyarbakır Valiliği kaymakam hakkında inceleme başlatmış. Köylünün, gazetecilerin ifadeleri alınmış. Ortalık karışmış.Resmi dil kavramıyla ilgisi olmayan bir anons nedeniyle, anlaşılan birileri ‘‘ulusal güvenliğimizin tehdit edildiğini (!)’’ düşünmüşler. Belli ki birileri, halkına doğru dürüst hizmet vermek, onları kazanmak, onlara kendi devletlerinin insan gibi de yaklaştığını göstermek istediği anlaşılan kaymakama haddini bildirmek gereğini duymuşlar.Şimdi o kaymakamın siciline ‘‘Bu adam vatanını satar’’ diye bir kayıt düşsünler ki... O -anladığımız kadarıyla- sevgi ve hizmet adamı mahvolsun, aynen bu incelemeyi başlatanlara benzesin.Merak ediyoruz... Acaba o köyün ani bir sel baskını tehdidi altında olduğunu köylüye duyurmak gerekseydi yahut valinin veya yöredeki en büyük komutanın geleceğini bildirmek gerekseydi kaymakamın ne yapması beklenirdi?Sırf Türkçe yapılan anonsu anlamayan köylüler valiyi yahut komutanı karşılamaya gelmeyince, kaymakama bu defa ‘‘Neden Kürtçe anons yaptırmadın be adam! Biz bostan korkuluğu muyuz?’’ denmeyecek miydi?Kafası bu kadar sığ ve dar, vatan sevgisi bu kadar şekilci kişilerle biz çemberlerimizi ne zaman ve nasıl kırıp da adam olacağız ya Rabb!
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!