Species2

Güncelleme Tarihi:

Species2
Oluşturulma Tarihi: Kasım 15, 1998 00:00

Haberin Devamı

Bir devam filmi niteliği taşıyan Species 2'de ölümcül DNA bu kez Mars'tan geliyor. Bir senatörün oğlu olan ve Mars'a ayak basan ilk insan unvanını kazanan Patrick Ross (Justin Lazard) vücudunda daha önce de dünyaya gelmiş bulunan bir uzaylı yaratık nesline ait DNA'ları barındırıyor.

İnsan ırkının tek kurtuluş şansı bu kez yarı insan olan Eve adlı bir kadında yatıyor. Dr. Laura Baker tarafından (Marg Heldenberger) laboratuvar koşullarında donmuş embriyodan yaratılmış Eve (Natasha Hentsridge), daha önce yaratılan Sil'e her açıdan çok benziyor, ancak onun yaratık nitelikleri daha ağır basıyor. Örneğin, insan ırkına sadakati olmakla birlikte içgüdüleri çiftleşmeye yönelik.

Yönetmenliğini Peter Medak'ın üstlendiği Species 2'nin başrollerini Michael Madsen, Marg Helgenberger, Natasha Henstridge, Mykelti Williamson ve Justin Lazard paylaşıyorlar.

Species, güzeller güzeli yıldız Natasha Henstridge'i bir kez daha beyazperdeye taşıyor. Henstridge, ‘‘Bu film ilkinin aynısı olsaydı kesinlikle oynamazdım. Ama bu ilkinden farklı o yüzden oynamayı kabul ettim.’’

Canlandırdığınız karakteri nasıl tanımlıyorsunuz:

- Bu filmi yaparken yeni bir film gibi hissettim. Bildiğiniz gibi yeni bir karakteri oynadım. Bu öyküde canlandırdığım karakterin insan yönleri daha fazla. Uzaylı yaratık yanının büyük bölümü uykuyu çekilmiş. Bu çok gizli devlet labarotuvarında bedeninin bütün fonksiyonları araştırılıyor. Onu araştıran Dr. Baker'ı da annesi gibi görüyor. Aslında bu laboratuvarın içerisinde bağlı olduğu için tuzağa düşmüş durumda. Sonra bir gün öteki uzaylı yaratığın izini sürerek insanlara yardım etme fırsatı doğuyor. Ancak bunu başarabilmesi için herşeyden önce ondaki uzaylı yaratık tarafını harekete geçirmeleri, genlerini uyandırmaları gerekiyor. Yani bedenindeki çiftleşme genlerini. Bundan sonrası ise insan yönünün uzaylı yönüne karşı mücadelesi.''

Species 2 ilkinden daha ürkütücü gibi...

- Bu ikinci filmde biraz daha mizah unsuru var. Bence buna ihtiyaç da vardı. Sanıyorum ilk filmde daha esrarengiz bir hava varken bunda ürkütücülük öne geçti. Yani seyircileri koltuklarında tırnaklarının ucunda tutacak bir ürkütücülük. Böyle bir durumda mizah yoluyla kısa da olsa rahatlamalara imkan vermek gerekiyordu.''

Yapılan makyajlar da ilgi çekici...

‘‘Vücuduma bir hayli makyaj yapıldı. Ayrıca ellerimi bağlayan şeritler gibi prostetik parçalarla da çalışmak zorunda kaldım. Aslında vücuda bu türden işlemler yapılması tuhaf gelir insana. Çünkü makyaj uzmanları vücudumuzun birçok yerini görürler. Siz orada 4-5 saat oturursunuz ve onlar vücudunuzu boyarlar. Gerçekten gariptir. Ama iğrenç değil... Ayrıca birçok işlemi de prodüksiyon sonrasında bilgisayar kullanarak yaptılar. Yani bilgisayar işlemleri sonrasında boyalı gösterdiler.

Species oynanması zor bir rol...

- İlk Species oynanması kesinlikle zor bir roldü. Üstelik benim ilk filmimdi. Böyle büyük bir filmle başladığım için benim açımdan başarılı olmaktan başka yol yoktu. Hazır değildim, korkuyordum... Şimdi artık kendimi daha hazır hissediyorum. Aradan üç yıl geçti ve bu benim için bir öğrenme süreciydi. Haliyle zaman aldı ama artık herşey daha iyiye gidiyor.’’

Yeni projeleriniz neler?

- It Had To Be You adını taşıyan bir romantik komediyi yane bitirdim. Böylelikle de önyargıları olan ve beni kalıplaşmış bir oyuncu olarak görmek isteyenlere başka şeyler de yapabileceğimi gösterdiğimi sanıyorum.''

Ya Species 3...

- Aynı rolü tekrarlamaktan gerçekten kaçınmaya çalışıyorum. Species 3'te de oynamak doğru bir karar olur mu bilemiyorum ama üçüncü filmin konusu gerçekten heyecan vericiyse ve farklı olursa belki...''

Adalet; bedeli ne olursa olsun...

Bir rehine kurtarma uzmanı neden başka birini rehin alır? Tabii ki gerçekten çaresiz kaldığında... Arabulucu'da Chicago polisi Danny Roman (Jackson) adlı rehine kurtarma uzmanının yaşamı, işlemedğini ispatlayamadığı bir cinayet ve zimmet suçlamasıyla altüst oluyor. Haklı olduğunu kanıtlayabilmek için tek çareyi en iyi bildiği yolla kendisinin dinlenmesini sağlamakta buluyor. Bu mantıktan haraket ederek birilerini rehin alıyor. Kendisi de bir polis ve rehin kurtacası olduğundan bütün dünyanın kendisini dinleyeceğini ve böyle durumlarda polislerin limitlerini nereye kadar zorlayabileceğini çok iyi biliyor.

Kendi sesini duyurmak için bir başka rehin kurtarıcısı ve polis Chris Sabian'dan (Spacey) arabuluculuk etmesini istiyor. Sabian son derece sakin bir polis. Emirler veriyor ve boş sözler etmekten hiç hoşlanmıyor. Diğerleri Danny'i öldürüp, işi bitirmeye niyetliyken, o böyle çözümün asıl suçluların bulunmasını engelleyeceğini düşünüyor.

Jackson ve Spacey son derece iyi bir ikili oluşturuyorlar. Jackson çılgına yakın bir karakter çiziyor. Suçsuz olduğunu bilmenize rağmen, nereye kadar gidebileceğini kestiremiyorsunuz. Spacey ise olaylar sarpa sarıp, kontrolden çıktıkça, duruma daha da hakim olmayı başarıyor. Filmde bir süre sonra zekalar çarpışmaya başlıyor.

Oscar adayı Samuel L. Jackson ve Oscar ödüllü Kevin Spacey'nin başrollerini oynadığı bu aksiyon-dramanın yönetmenliğini F. Gary Gray yapıyor. Filmin senaryosu James De Monaco ve Kevin Fox'a, yapımcılığı New Regency/Mandeville Production adına Arnon Milchan, David Hoberman'a ait. Filmin diğer yapımcıları David Nicksay, Robert Stone ve sorumlu yapımcısı Webster Stone...

Filmin diğer başrol oyuncuları arasında Polis Şefi Beck rolünde David Morse (The Gateway, The Crossing Guard), Müfettiş Niebaum rolüyle J.T. Walsh (Sling Blade, Breakdown), Karen Roman rolüyle Regina Taylor (Courage Under Fire, Clockers), Şef Al Travis rolüyle John Spencer (Copland, The Rock) ve Kumandan Frost rolüyle Ron Rifkin (L.A. Confidential, JFK) bulunuyor.

Arabulucu'nun setleri Chicago ve Los Angeles'ta kuruldu. Çekimlerin yapıldığı başlıca mekan, Danny Roman'ın rehinlerini tuttuğu 77 West Wacker Drive binası. Bina, şehrin en dramatik ve böyle bir projeye en uygun binası olarak tanımlanıyor.

İkinci önemli set, rehinleri göstermek için nehrin kenarına vinçleri yerleştirerek kurulan set... Clark Street Bridge'de kurulan bu set, Hero binasının çekimlerinde kullanılmış.

Yalancıya kim inanır

Yalancı, psikolojik bir gerilim olmakla beraber gerçeğin ve doğrunun karmaşık doğasında yatan özün keşfedilmesini konu alıyor. Jones Pate daha önce yarışmacı olarak katıldığı bir oyun şovunda bağlandığı yalan makinasından ne kadar zevk aldığını anlamış ve Yalancı'nın senaryosunu ona tıpatıp benzeyen ikiz kardeşi Josh ile yazmaya başlamış. Film aynı zamanda Pate kardeşler ile usta yönetmen Peter Glatzer'i bir araya getiriyor.

Yalancı'da başrolleri Tim Roth, Chris Penn, Michael Rooker ve Renee Zellweger paylaşıyorlar.

Umut hep var

Yaşam ne yazık ki, hiçbir zaman umutlarımız doğrultusunda devam etmiyor. Birdee de hayatını hep umutları ile sürüklemiş, gençlik aşkı ile evlenerek mutlu bir yuvada çocuğu ile yaşayan bir kadın... Oysa hayatındaki herşey bir oyundan ibaret... Zaman içinde dünyası buzdan bir ev gibi eriyip gidiyor. Önce en yakın arkadaşı onu en çok sevdiği ile aldatıyor. Ve bunu bir TV şovunda itiraf ediyor. Çaresiz kalan Birdee, kızını da yanına olarak annesinin yanına gidiyor. Sorunlarla dolu bir ortamda herşey kötü giderken Birdee yine de içindeki umudu öldürmüyor...

Filmin yapımcılığını Lynda Obst, yönetmenliğini ise Forest Whitaker yapıyor. Başrolleri aynı zamanda yapım amiri olan Sandra Bullock ve Harry Connick Jr. paylaşıyorlar.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!