Soruşturan Hürriyet'e soruşturma
Güncelleme Tarihi:
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı önceki gün, 10 Ekim 2015’te Ankara’daki saldırıya ilişkin internette yayınlanan haber dolayısıyla Hürriyet Gazetesi ile soruşturma bilgilerini basına veren kamu görevlileri hakkında soruşturma başlattı. Oysa Hürriyet, aylardır o bomba ve bombacıların perde arkasını araştıran çok sayıda habere imza attı.
Hürriyet’in duyurduğu bazı haberler şöyle:
TUTANAK VAR İŞLEM YOK
5 Haziran’daki HDP mitingine bombaların faili Orhan G. (Orhan Gönder) için 3 Haziran sabahı Diyarbakır’da kaldığı otele giden polisçe yoklama kaçağı olduğu gerekçesiyle tutanak tutulduğu, başka işlem yapılmadığı ortaya çıktı.
AİLE POLİSE GİTMİŞ
IŞİD üyesi olduğu öne sürülen Orhan G.’nin, olaydan tam 1 yıl önce, 25 Haziran 2014’te Adıyaman polisine ifade verdiği ortaya çıktı. Oğlunun hâl ve hareketlerinden şüphelenen baba M.G., kılık kıyafetini değiştirmesi ve İslam adlı çay ocağında tanımadığı kişilerle takılması üzerine Orhan G.’nin Suriye’ye gideceğini düşünüp 2014 yılı haziran ayının başında Adıyaman Emniyet Müdürlüğü’ne başvurmuştu.
BİR ANNENİN IŞİD SAVAŞI
Orhan Gönder’in annesi Hatice Gönder, Diyarbakır saldırısı sonrası konuştu: “Oğlum IŞİD’e katıldıktan sonra emniyet ve valiliğe defalarca başvurdum. Hatta Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüştüm. Kadın başıma gece yarılarına kadar sınırlarda gezdim. Ben kimden hesap soracağım?”
TERÖRDEN ARANIYORDU
Orhan Gönder’in ‘terör nitelikli kayıp şahıs’ olarak arandığı ortaya çıktı. Oysa saldırıdan iki gün önce kaldığı otele gelen polisler, Gönder’in ‘yoklama kaçağı’ olduğuna dair tutanak tutmuştu. Diyarbakır polisi ihmalle suçlanıyor.
Orhan Gönder’in ‘terör nitelikli kayıp şahıs’ olarak arandığı ortaya çıktı
BOMBACIYI KİM ATLADI
IŞİD militanı Orhan Gönder’in saldırıdan iki gün önce asker kaçağı olduğu için polis tarafından yakalanıp serbest bırakılması olayıyla ilgili akıllara takılan soruların bir bölümü: 1- TERÖR SORUŞTURMASINDAYSA NEDEN ATLANDI? 2- İSTİHBARAT HAVUZUNA BAKILMADI MI? 3- KAYIP ŞAHIS PROJESİ’NE NEDEN BAKILMADI?
İÇİŞLERİ BAKANI: İHMAL
İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk, Orhan Gönder’in asker kaçağı olarak yakalanıp, ‘Terör nitelikli kayıp şahıs’ olduğu halde bırakılmasını ‘ihmal’ olarak değerlendirdi.
BAŞVURUYU ABİSİ YAPMIŞ
Orhan Gönder’in, ‘terör nitelikli kayıp şahıs’ olarak neden Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’nde (UYAP) görünmediği konusunda Adalet Bakanı Kenan İpek’ten Hürriyet’e önemli bilgiler geldi.
Bakan İpek, “Abisi Engin Gönder başvuru yapmış. Başvuru iki kez UYAP’a girilmiş. Ancak kayıt, müşteki Engin Gönder adıyla yapılmış. Haliyle aramada Orhan Gönder’in çıkması mümkün değil. Normal prosedür” dedi.
FOTOĞRAFLA ARANMIŞ
13 Ekim 2014’te ortadan kaybolan Gönder’in radikal grup ve terör örgütlerine katılmak için yurtdışına illegal yollarla girme ihtimaline karşı Adıyaman Emniyet Müdürlüğü’nün, Gönder’e ait bilgi ve fotoğrafları ocak ayında sınır illerinde bulunan emniyet güçleriyle paylaştığı ortaya çıktı.
5 HAZİRAN İZLERİ VAR
Suruç’ta Amara Kültür Merkezi’nde canlı bomba saldırısını düzenleyenin kimliğine ulaşıldı. Emniyet birimleri, elde edilen delillerden yola çıkılarak saldırıyı Adıyaman nüfusuna kayıtlı Ş.A.A’nın (Şeyh Abdurrahman Alagöz) düzenlediğini değerlendiriyor. Ş.A.A.’nın, Diyarbakır HDP mitingindeki saldırıyı düzenleyen Orhan Gönder’le aynı dönemde IŞİD’e katıldığı ve birbirlerini tanıdıkları da ileri sürülüyor. Emniyet birimlerine göre Suruç’taki katliamı Adıyamanlı bombacı Ş.A.A. yaptı. Ş.A.A., Diyarbakır bombacısı Orhan Gönder’le aynı dönem IŞİD’e katıldı.
ŞİMDİ ABİ ARANIYOR
Adıyaman’da IŞİD’lilerin mekânı olarak bilinen ‘İslam Çay Ocağı’, Suruç bombacısı Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün ağabeyi tarafından işletilirken 8 ay önce kapatıldı. Şimdi tabelacıya dönüşmüş. Sokaktaki esnaf, ‘Buraya takılanlar camide imamın arkasında namaz kılmıyordu. Cuma günleri kapıda ezan okuyorlardı. İçeride bulunan asma katta namaz kılıyorlardı’ diyor.
ANKARA PLAJI KURTARDI
IŞİD’e katılmak için Türkiye’ye gelen Dağıstanlı genç, ikizine “Ankara’da deniz kenarındayım. Kaldığım otel plaja 2 kilometre uzaklıkta” diye mesaj atınca ailesi şüphelenerek peşine düştü. H.A.’nın babasının başvurusuyla harekete geçen MİT, genci ikna ederek örgütten kaçmasını sağladı ve Trabzon’da ailesine teslim etti. Hürriyet, film gibi operasyona baştan sonra tanıklık etti.
CANLI BOMBA ABİ Mİ
Ankara’daki’daki 2 canlı bombanın yaptığı belirlenen saldırıyla ilgili IŞİD şüphesi öne çıkarken, çarpıcı bir gelişme yaşandı. Canlı bombaların kimliklerinin belirlenmesi için IŞİD üyesi olan ve canlı bomba eylemcisi olarak aranan 16 kişinin ailesinden DNA örnekleri alındığı öğrenildi. Örnekler, kimliği belirlenemeyen 12 kişiye ait örneklerle karşılaştırılacak. Emniyet birimlerinin, Ankara’daki saldırının failleri olarak Adıyaman’da örgütlenen IŞİD’çilere yönelik araştırması, gözleri Tel Abyad’da faaliyet gösteren ‘Dokumacılar’ adlı gruba çevirdi. Ankara’daki canlı bombalardan biri olabileceği belirtilen, Suruç canlı bombacısı Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün ağabeyi Yunus Emre Alagöz de Adıyaman’daki ‘Dokumacılar’ grubundan.
CANLI BOMBA TANIDIK ÇIKTI
Barış mitingine yönelik saldırının ardından canlı bombalardan birinin kimliği netleşti. DNA eşleşmesinin ardından ismi açıklanması beklenen bombacının, istihbarat birimlerinin takibe aldığı eylemci listesindeki şüphelilerden biri olduğu iddia edildi.
İHMALİN SON 3 GÜNÜ
3 gün önceden ihbar var... İsim var... Fotoğraf var... Özel araçla Antep’ten gelip Ankara’da kahvaltı yapmışlar... Ankara’yı kana bulayan canlı bombalardan Yunus Emre Alagöz hem görüntülerden hem DNA’dan, Ömer Deniz Dündar ise görüntülerden tespit edildi. Suruç’taki canlı bombanın ağabeyi Yunus Emre Alagöz, 4 aydır aranıyordu.
ABLALARI İHBAR ETMİŞTİ
Ankara’daki canlı bombalardan biri olduğu iddia edilen Ömer Deniz Dündar’ın ablası Fatma Dündar’ın iki yıl önce hem Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (BİMER) hem de Cumhurbaşkanlığı’na ihbar ve şikâyette bulunduğu ortaya çıktı. Abla dilekçelerinde, “Adıyaman’da kardeşi Ömer Deniz Dündar gibi yaklaşık 100 gencin kandırılarak Suriye’ye götürüldüğünü, bu konuda emniyete yaptıkları başvurulardan hiçbir sonuç alamadıklarını belirtip, “Aileler perişan durumda. Ne olur yardım edin” diyordu.
Ömer Deniz Dündar’ın ablası hem BİMER’e hem Cumhurbaşkanlığı’na yazmış
