Son yıllarda bu kadar müspet tepki almadım

Güncelleme Tarihi:

Son yıllarda bu kadar müspet tepki almadım
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 30, 2005 00:00

Bekir CoÅŸkun’un salı günkü yazısı ‘Ermeni meselem’ baÅŸlığını taşıyordu ve Hürriyet yazarı, köşesinde ilk kez üvey anneannesinin Ermeni olduÄŸunu açıklıyordu. CoÅŸkun, ‘Biraz büyüdükten ve gerçeÄŸi öğrendikten sonra anneannemizin gözlerindeki o hüznü daha iyi anlamıştım’ diyor ve şöyle devam ediyordu: ‘Dimdik duran o güzel kadının, zaman zaman niye boynunu büktüğünü, beni ve küçük kız kardeÅŸimi severken, kimi zaman niçin gözlerinin buÄŸulandığını, yüzünde asla gizleyemediÄŸi o kırgınlığı artık görmüştüm.’ CoÅŸkun, konuyla ilgili sorularımızı cevaplandırdı. Ailenizde bir Ermeni’nin bulunduÄŸunu ilk kez ne zaman öğrendiniz? - Sanırım lisenin ilk yıllarıydı. Daha önce Ermenilere dair, kulaktan da dolma olsa bir bilginiz var mıydı? Anneannenizin Ermeni olduÄŸunu öğrenince neler hissettiniz? - Urfa Ermenilerin yoÄŸun yaÅŸadığı bir ÅŸehirdi. Ama biz yetiÅŸtiÄŸimiz zaman iki Ermeni kalmıştı. Birisi çok küçük bir adamdı ve küçük olduÄŸu yetmiyormuÅŸ gibi ayakları da yoktu. O keman kutusu büyüklüğünde bir arabaya binerdi. Arabasını da keçi büyüklüğünde bir eÅŸek çekerdi. Müzisyendi. Benim tanıdığım, hatırladığım tek Ermeni oydu. Ama üvey anneannemin Ermeni olduÄŸunu öğrendiÄŸimde, bütün Ermenileri tanımıştım sanki.Anadolu’da anneanneniz gibi 300 bin kadın bulunduÄŸu söyleniyor. Bunların açıklanması, sorunun çözümüne katkıda bulunabilir mi? - 300 bin rakamını ben de duydum. O zaman her kadın üç-beÅŸ çocuk doÄŸurmuÅŸsa, onların da çocukları, yani kadınların torunları, hatta torunlarının torunları da varsa... Bu birkaç milyon eder ki, birkaç milyonun Ermenilerle kan bağı var sayılır. Bunların açıklanması hoÅŸ olur, uygarlık belirtisidir, o kadar...Anneannenizin gözbebeklerine iÅŸlemiÅŸ hüzün konusunda hiç konuÅŸtunuz mu kendisiyle, konuÅŸtuysanız neler anlattı? - Hiç konuÅŸmadım. Ama konuÅŸanlardan duymuÅŸtum, Gümüşhane civarında bir köyleri varmış. O köyü yakmışlar. Sanırım bir kız kardeÅŸinin yanan evdeki pencerede alev alışını unutamamış ve bunu rüyalarında gördüğünü söylermiÅŸ.Yazınızdan, aile içinde anneannenize büyük saygı gösterildiÄŸi anlaşılıyor. Buna raÄŸmen bütün bu sorunlar nasıl yaÅŸandı sizce? - Benim ailem Urfa’nın büyük ailelerinden birisidir. Bütün fertleri okumuÅŸ, kültürlü insanlardır. Bizim ailemizde hoÅŸgörü, sevgi, dostluk öndedir. Ben anneannemin hesabını sormak isterim derken, elbette Türkiye’nin zayıf günlerinde ayaklanan, Ä°ngilizlerin oyununa gelen Ermeni çetelerini de kastettim. Bu günah tek yönlü deÄŸil. Bir cinnet ve çok tarafı var. Siz neden ve hangi duygularla bunu ÅŸimdi açıklamaya karar verdiniz? - Aslında yeni açıklıyorum deÄŸil. Daha önce de üniversitelerdeki söyleÅŸilerde olsun, dost sohbetlerinde olsun anlatırdım. Yazı yayımlandıktan sonra ne gibi tepkiler aldınız? - Çok olumlu tepki aldım. Son yıllarda hiçbir yazıma bu denli müspet tepki gelmemiÅŸti. Bunun nedeni toplumdaki deÄŸerlerin deÄŸiÅŸmekte olduÄŸu da olabilir, insani duyguların giderek güçlenmesi de, benim böyle bir yazıyı yazarken baÅŸka amacımın olmadığını bilmeleri de olabilir.Ä°yi ki yazmışımBu yazıyı yazmanızda Ermeni Konferansı’nın herhangi bir etkisi oldu mu?- Biz tarihte olup-bitenlere bakarak sorunu çözemeyiz. Belgeler, kitaplar, kanıtlar, mezarlar, kemikler... Tüm bunlar sorunu çözmek yerine yaralarımızı acıtır. Bunun yerine yüreklerimizi dinlemeliyiz. Ä°ÅŸte burada ‘Bizim Ermenilerimiz’ önem kazanır. Çünkü orada sevgi, duygu vardır ve sorunu çözmemiz kolaylaşır. Kiminle konuÅŸsanız yurtdışında olsun, bu ülkede olsun bir Ermeni ile duygu yüklü, sevgi saçan anılar dinlersiniz. Yani herkesin bir Ermenisi vardır. Ama iÅŸ konferanslara, tartışmalara, tarihe, siyasete döküldüğü zaman ‘Ermenilerimiz’ yok olur, kin ve nefret baÅŸlar. Ermeni Konferansı’nda sorunun çözülmesi bir yana iÅŸin daha da keskinleÅŸmesi karşısında ben o yazıyı yazdım. Ä°yi de yapmışım.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!