Solda yeni oluşuma Alman modeli
Güncelleme Tarihi:
Solda Erdal İnönü'nün önderliğinde Eylül'de kurulacak yeni parti için Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD) türünde bir yapılanma hedefleniyor.
Solda Erdal İnönü'nün önderliğinde kurulacak partinin tüzük ve program çalışmaları tamamlandı. Tüzük çalışmasını tamamlayan Tarhan Erdem ve program çalışmasını tamamlayan Yiğit Gülöksüz'ün çalışmalarını İnönü'ye ilettikleri ve İnönü'nün üzerinde çalıştığı bu metinleri, Ağustos ayında kurucular kurulunda yeralacak isimlerle tartışmaya açacağı belirtildi.
ESKİLER KURUCU OLMAYACAK
Ağustos ayında tüzük ve programa son şekli verildikten sonra da partinin kurulma aşamasında ilk olarak hedefler bildirgesi kamuoyuna açıklanacak. En az 30 kişiden oluşacağı kaydedilen kurucular kurulunun tamamen yeni isimlerden oluşacağı ifade edilirken, kamuoyunda isimleri yıpranmış olan Murat Karayalçın, Fikri Sağlar, Mehmet Moğultay gibi isimlerin kurucular arasında yer almayacakları kaydedildi.
KÜSKÜNLER DEĞİL, İDEOLOJİ PARTİSİ
Erdal İnönü'nün yeni partinin CHP'den kopanların oluşturduğu bir "Küskünler Partisi" niteliğinde olmaması gerektiğini özellikle vurguladığı belirtildi. İnönü'nün, Partinin lider partisi değil, bir kadro, düşünce ve ideoloji partisi olması gerektiğini, buna örnek olarak da SPD örneğini verdiği bildirildi. Bu nedenle İnönü'nün partinin kurucuları arasında CHP'nin yanısıra, DSP ve ÖDP'den de isimlerin bulunmasını istediği kaydedildi.
DELEGE OYLAYACAK
İnönü'nün üzerinde çalıştığı parti programında, sol ve sosyal demokrasinin temel ilkelerine vurgu yapılacağı kaydedilirken, Avrupa Birliği ölçütlerine sahip çıkılması, demokratikleşme ve Katılım Ortaklığı Belgesi'nde de yeralan "kendi dilini konuşma olanağı" verilmesi gibi ölçütler bulunduğuna işaret edildi. Yeni partinin tüzüğünde ise delege sisteminin kaldırılması, az ama aktif üye sisteminin kurulması ve kurultay kararı ile başkan adayı belirlenebilmesi gibi maddeler bulunuyor. İnönü'nün temaslarında sıklıkla, Almanya'da yapılan son seçimleri örnek göstererek, Oscar Lafontaine'nin SPD genel başkanlığı görevini yürütürken, Gerhard Schröder'in başbakan adayı olarak seçime girdiğini dile getirdiği kaydedildi. İnönü'nün bu örnekten hareketle kendisi genel başkanlık görevini yürütürken olası bir seçimde bir başbakan adayı çıkarılabileceğini kastettiği ifade edildi.