Şoför esnafı uyansın artık

Güncelleme Tarihi:

Şoför esnafı uyansın artık
Oluşturulma Tarihi: Nisan 29, 2000 00:00

Haberin Devamı

SEVGİLİSİYLE Mercedes marka makam arabasında kaza yapan Mersin Şoförler Odası Başkanı Veysel Sarı, başına gelenlerden sonra Ankara'ya gitmiş, hakkında müfettiş soruşturması açan TŞOF Genel Başkanı Derviş Günday ile görüşmek istemiş.

Günday, 'eski dostu'na sırt çevirerek kabul etmemiş.

Buraya kadar güzel de, Günday bu adamın ‘‘Benim arkamda Günday ve siyasiler var. Beni kimse yerimden oynatamaz’’ dediğini, pisliklerini, sevgilisinin bir şoför esnafının kızı olduğunu, bu nedenle taksici ve şoför esnafının tepki içinde bulunduğunu biliyor mu?

Sarı'nın bu kaçıncı skandalı; her gece eğlence yerlerinden çıkmayan Mercedes'li bir başkan, gariban şoför esnafını nasıl temsil ediyor?

'Sahtecilik' suçundan mahkûm olan bir kişi nasıl oda başkanlığını yürütebiliyor? Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Esnaf ve Sanatkárlar Genel Müdürlüğü'nün, Sarı'nın görevden alınması ile ilgili talimatı neden uygulanmıyor?

Biz bu soruları sorarken, Derviş Günday'dan açıklama geldi. Yazılarımız üzerine, 613 şoför odasına bir genelge çıkartmış; başkanların aşırı israf ve lüksten kaçınmasını, tasarrufa dikkat edilmesini, özel yaşamlarına ve sosyal ilişkilerine titizlik gösterilmesini ve mesleki danışmaya zarar verilmemesini istemiş.

Günday açıklamasında, ‘‘Şoför esnasından Esnaf ve Sanatkárlar Kanunu'nun amir hükümleri uyarınca tahsil edilen aidatların yine şoför esnafının mesleki ahlak, dayanışma ve becerilerinin geliştirilmesi amacıyla kullanılmasının yasal bir zorunluluk olduğunu’’ söylerken, bir yerde de 'siyah plakalı' lüks makam araçlarının bu kaynakla alındığını itiraf ediyor. Ayrıca, bu gibi sorumsuz kişileri görevden alma yetkilerinin olmadığını söylüyor.

Peki kim denetleyecek bunları; Sanayi ve Ticaret Bakanlığı mı?

Maalesef mümkün değil, o kadar odaya müfettiş göndermek...

O zaman tek bir şey kalıyor; şoför esnafının böylelerini göreve getirmemesi, dışlaması...

Asıl suçlu şoför esnafı ama bugünkü 'rant pazarı'nda mümkün değil bu. Çünkü seçimler mafya usulü, sandalyeyi ele geçiren ömür boyu kalkmıyor.

Sivil toplum örgütlerini, yeni düzenlemelerle pislikten kurtarıp şeffaf hale getirmenin zamanı geldi, hatta çoktan geçti bile...

(Odaların siyah plaka skandalı bir başka yazımızın konusu olacak.)

Demirel müzesi

TOPKAPI Sarayı, Osmanlı Sultanları'na verilen hediyelerle doludur. Atatürk'ün hediye ve eşyaları yurdun çeşitli yerlerindeki müzelerde sergileniyor. Celal Bayar'ın da doğduğu yerde yaptırılan bir müzesi vardır. İsmet İnönü, Fahri Korutürk ve Kenan Evren kendilerine gelenleri müzelere armağan ettikleri biliniyor. Cemal Gürsel, Turgut Özal ve Cevdet Sunay'a verilen armağanlar ortada yok, bazılarının antikacıların eline düştüğünü okuyoruz. Merak ediyorum; Süleyman Demirel'in de acaba bir müzesi olacak mıdır, gelen armağanları milletinin görüşüne sunacak mıdır?

İngiltere'den feryat

İNGİLTERE'den Bülent Selen ‘‘Bizler hükümetimiz tarafından unutulmuş Türkleriz’’ diyor.

Son günlerde yaşanan olayları şöyle anlatıyor:

‘‘Londra'nın kuzeyindeki Miltan Keynes Kasabası'nda, kız kardeşimiz ellerinden tavana asılarak tecavüze uğruyor. Polise gidiyor, şikáyetçi oluyor, dinlemeyip kendisini hücreye atıyorlar. Sokakta aynı bacımız feci şekilde dövülüyor, polise gidiyor, nezarete atılıp hakarete uğruyor. Evine polis gidiyor, 'Bu kasabayı ter ket, biz seni koruyamayız' deniliyor.

İntihara kalkışıyor, ölümden tesadüfen kurtuluyor; psikiyatrist 'Sende bir şey yok' diyor. İşlemediği suçla suçlanıp, polis tahkikat sonunda kefaletle bırakıyor. Bu olaylar Türk olduğu için başına geliyor. Tecavüzcüler, saldırganlar ellerini, kollarını sallayarak dolaşıyor.

Yine İstanbul'daki iki İngiliz holiganın öldürülmesinden sonra, Essex bölgesinde oturan bir Türk arkadaşımız, kapısını çalan iki İngiliz'in açtıkları havalı tüfekle çenesinden yaralanıyor.’’

Selen, ‘İşte insan hakları’ derken, konsolosluk ve büyükelçiliğimizin kendileriyle daha fazla ilgilenmesini, cezaevinde yatan Türkler'i ziyaret etmesini istiyor. İsteyenin resmi makamlara bilgi verebileceğini de bildiriyor. (00-44-1708 86 35 63)

(Londra Büyükelçiliğimizin, İngiliz İçişleri Bakanlığı'na başvurarak Türkler'e yönelik saldırılara karşı önlem alınması çağrısında bulunduğunu biliyoruz.)

A. Menderes haklı çıktı!

BU yüzyılda bazı zorbaların Meclis'e girmesine göz yumanlar bizi asla yönetemezler. Seçmenin yöresel tercihi, bu denli soysuz ve sorumsuz olamaz. Ama, ‘‘TBMM'ye odunu aday göstersem seçilir’’ diyen Adnan Menderes ve sempatizanları haklı çıkmıştır.

Meclis'te yaşananlardan utanç duyduk.

Devletin polisini döven, bakanını tahkir eden, yasal görevini yapmasını önleyen, Anayasa ve Meclis İçtüzüğü'nü pervasızca çiğneyenlerden mutlaka hesap sorulmalıdır.

MHP'li sözde ülkücülerin, aşiret imişçesine 'törelerden' ilham aldıkları yönündeki beyanları düşündürücü, ürkütücü ve antidemokratik bir savunmadır.

Meclis'ten, bu tür zorbalıkların arındırılması için acilen yasal hükümleri içeren önlemler alınması kaçınılmazdır.

VEZİRKÖPRÜ'den bir grup genç yazıyor: İlçemizde TRT radyoları dinlenemiyor. Sorduğumuz yetkililer Vezirköprü'ye yönelik radyo yayınının olmadığını söylediler. Bafra ve Çarşamba'da böyle bir problemin olmadığını öğrendik. Vezirköprü göz ardı edilemeyecek büyük bir ilçedir. Bizi TRT'nin güzel yayınlarından mahrum etmeyin.

GEÇEN pazar günü saat 16.30-18.00 saatleri arasında İş Bankası'nın Balgat, Yeşiltepe, Emek, Bahçelievler şubelerinden para çekemedim. Benim gibi onlarca vatandaşın da mağdur olduğunu gördüm. Şube müdürleri bizi pinpon topu gibi oradan buraya gitmek zorunda bırakmamalıdırlar. Onlardan sorumluluk bekliyoruz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!