Sloganlardan etkileniyor vaatlere kanıyoruz

Güncelleme Tarihi:

Sloganlardan etkileniyor vaatlere kanıyoruz
Oluşturulma Tarihi: Mart 02, 2004 14:58

1999 seçimlerinden sonra yapılan bir araştırma, siyasal reklamın, seçimlerimizi ne kadar etkilediğini ortaya koyuyor. Araştırma sonuçlarına göre, sloganlardan etkileniyor, vaadlere kanıyoruz. Partilerin amblemleri de belleğimize kazınıyor.

Fırat Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Basri Barut, seçmenlerin siyasal reklamdan ne kadar etkilendiklerini araştırdı. Araştırma sonucuna göre, parti amblemleri hepimizin belleğine kazınıyor. Yüzde 73’ümüz son oy verdiğimiz partinin amblemini, yüzde 58.7’miz enflasyonu düşürme, yüzde 68.3’ümüz işsizliğe çözüm vaadini hatırlıyoruz. Yüzde 58’imiz vaatlere inanmıyor ama, yüzde 56’mız da, ‘Vaatler olmasaydı oy vermezdim’ diyor.

Son yıllardaki seçim sonuçlarını doğrular şekilde, başka partilere sık sık göz kırpıyoruz. Deneklerin yüzde 74’ü şimdiye kadar oy vermediği ama kendisiyle aynı bakışı paylaşan bir partiye sempatiyle yaklaşabileceğini söylüyor. Bugün seçim olsa aynı partiye oy vermeyeceğini söyleyenlerin oranı ise yüzde 56.

1945’TE İLK RADYO PROPAGANDASI

Türkiye, siyasal reklamla 1945 seçimlerinde radyodan yapılan propaganda konuşmalarıyla tanıştı.

Gerçek anlamda siyasal reklamcılık 1977’de Adalet Partisi’nin Cenajans’ın hazırladığı kampanyayla seçime girmesiyle başladı. Kampanya kapsamında sokakları donatan afişlerde, ‘Bu renge dikkat edin’ deniliyordu.

TÜSİAD siyasal reklamcılıkta ikinci uygulamayı gerçekleştirdi. 13-30 Mayıs 1979’da Manajans’ın hazırladığı ‘Yokluğu Paylaşmak mı Bolluğu Sağlamak mı?’ sloganını taşıyan reklamlar yedi gazete ve bir dergide yayınlandı ve tartışmalara neden oldu.

1980 sonrasında siyasal reklam piyasası canlandı. 1983 genel seçimi, Türk siyasal reklamcılığın dönüm noktası oldu.

Bu seçimlerde Anavatan Partisi, Milliyetçi Demokrasi Partisi, Halkçı Parti gazetelere siyasal reklamlar verdiler.

Bu dönemde öne çıkan stratejisi, mesajları ve uygulamalarıyla Anavatan Partisi oldu.

1987’ye gelindiğinde reklam ajansları ve modern reklamcılık teknikleri politikanın ve seçimlerin ana ekseni olmuştu. Seçim sath-ı mahallerinde iktidarın keyfine ’limon’ sıkılıyor, ‘jaguarlar’ cirit atıyor, ‘eli kolu bağlı belediye başkanları’ gibi yıllar yılı dönüp dönüp hatırlanacak potlar kırılsa bile yeni bir iletişim yolunda hızla ilerleniyordu.

1991’DE TÜM PARTİLER REKLAMCILARA KOŞTU

1991 seçimlerinde dünyaca tanınan reklamcı Jacques Seguela’nın Anavatan Partisi’nin seçim kampanyasını üstlendi. Türkiye’de ilk kez bu seçimde, bütün partiler, reklam ajansları ve iletişim uzmanlarıyla çalıştı.

Gelişmiş ülkelerin tamamında kullanılan kapı kapı dolaşarak seçmeni etkileme seferberliği, ülkemizde ilk defa RP ve Fazilet Partisi tarafından uygulandı. Telefonla seçmen avlama yöntemi, zamanın SHP Genel Başkanı Erdal İnönü tarafından 1987 ve 1991 seçimlerinde kullanıldı.

İNANDIRMIYOR SARSIYOR

Günümüzde siyasal reklamcılık inandırmaktan çok ‘sarsmaya,’ açıklamaktan çok ‘esinlemeye’ yöneldi.

Slogan, yineleme, çekici görüntüler, ciddi ve kanıtlayıcı ilanları gölgede bırakmaya başladı.

Popülaritesi yüksek siyaset adamları halka sıcak gelen vaatlerde bulununca, bunu ciddiye alan seçmenin gönlünü kazanmış oluyor. Ancak sonrasında vaatler gerçekleşmiyor. Yrd. Doç. Dr. Barut’un saptamalarına göre, Türkiye’de siyasal rating ile vaat ve icraat üçlüsü arasında ters orantı var.

Politikacı olarak sözünüzde ne kadar az durur, vaatlerinizi ne kadar az yerine getirirseniz ratinginiz o kadar yükseliyor.

TÜRK SİYASAL REKLAMINDA EN ÇOK VURGULANAN İMAJLAR

Devlet adamı, milliyetçilik, istikrar, dürüst lider, dürüst siyaset, vatan bölünmez, serbest piyasa, insan hakları, Avrupa Birliği, Batı ile entegrasyon, şeffaflık, reform, ezan, Kuran, vatan ve bayrak, açık toplum, gelecek, adalet, çevre sorunları, feminizm.

SİYASAL REKLAMCILIKTA KULLANILAN MECRALAR

-Yazılı, sözlü, görsel, basın.

-Sinema, teyp/video kasetleri

-Basın toplantıları, kitle iletişimi araçlarında söyleşiler.

-Kültür etkinlikleri, mitingler, eğitim kuruluşlarında konuşmalar, halkla ilişkiler büroları.

-Ev, işyeri, kahvehane, sosyal yardım kuruluşları ile çarşı pazar ziyaretleri.

-Afiş ve bildiriler, el ilanları, sloganlar, bayraklar, parti rozetleri, amblemler.

-Şarkı, konser, şenlikler, piknikler

ÖZAL’DAN KALANLAR

Turgut Özal, kendine has kişiliğiyle Türk siyasal literatürüne yeni söylemler kattı. Ortadirek, çağ atlamak, çağı yakalamak Turgut Özal’dan bugünlere kadar geldi. Özal, müreffeh azınlık ile aç azınlığın dışındaki yarı aç-yarı tok çoğunluğu anlattığı ‘ortadirek’ benzetmesiyle hayatın temel ihtiyaçları noktasında doygunluğa sığınmış halk kitlelerini ifade etmekteydi. Bu ifadeyi kullanarak, oldukça geniş bir hedef kitlesine yöneldi.


Araştırmanın sonuçları

-Eğitim düzeyi yükseldikçe, partiler arası kayma mümkün olabiliyor.

-İnsanlar yaşlandıkça siyasal mesajları daha bir ince eleyip-sık dokuyorlar.

-Semboller, insanların siyasal kanaatlerinin oluşmasında etken.

-İnsanlar oy verdikleri siyasi partinin beğenmedikleri uygulamaları karşısında kanaat değiştirme eğilimindeler.

-Eğitim yükseldikçe, sembollerin hatırlanması, dolayısıyla etkileri de yükseliyor.


AMBLEM VE SLOGAN UNUTULMUYOR

Basri Barut’un yüzde 77.8’i erkek, yüzde 22.2’si kadın olmak üzere 855 denek üzerinde yaptığı araştırmadan bazı sorular ve yanıtları şöyle


-En son oy vermiş olduğunuz siyasi partinin amblemini hatırlıyor musunuz?

Evet: Yüzde 73,8

Hayır: Yüzde 26,2

-En son oy vermiş olduğunuz siyasi partinin, seçim döneminde beyan ettiği enflasyonla ilgili vaadini hatırlıyor musunuz?

Evet: Yüzde 58,7

Hayır: Yüzde 41,2

-En son oy vermiş olduğunuz siyasi partinin, seçim döneminde beyan ettiği,işsizlik sorununu çözmekle ilgili vaadini hatırlıyor musunuz?

Evet: Yüzde 68,3

Hayır: Yüzde 31,7

-En son oy vermiş olduğunuz siyasi partinin, gazete ve diğer medya organlarında yayınlanan reklamlarını görmüş müydünüz?

Evet: Yüzde 58,7

Hayır:Yüzde 41,2

-En son oy verdiğiniz siyasi partinin, seçim döneminde vaat ettiklerine inanmış mıydınız?

Evet: Yüzde 41,9

Hayır: Yüzde 58,1

-En son oy verdiğiniz siyasi partinin, inanmış olduğunuz vaatleri olmasaydı, yine de o partiye oy verir miydiniz?

Evet: Yüzde 43,9

Hayır: Yüzde 56,1

-En son oy verdiğiniz siyasi partinin, seçim kampanyaları döneminde yaptırdığı bayraklar, basına vermiş olduğu ilanlar, liderin beyanları, sizi o partiye oy verme konusunda olumlu yönde etkilemiş miydi?

Evet: Yüzde 37,5

Hayır: Yüzde 62,2

-Şimdiye kadar oy vermediğiniz bir siyasi parti, ülkemiz sorunlarına, sizinle aynı bakış açısıyla yaklaşsa, bu partiye karşı sempati besler misiniz?

Evet: Yüzde 74

Hayır: Yüzde 26

-En son oy vermiş olduğunuz siyasi partinin, gazete ve diğer medya organlarında yayınlanan reklamları, sizin bu partiye oy vermenizde etkili olmuş muydu?

Evet: Yüzde 19,9

Hayır: Yüzde 80,1

-Bugün seçim olsa yine aynı partiye oy verir misiniz?

Evet: Yüzde 43,9

Hayır: Yüzde 56,1
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!