Siyahların beyaz meleği

Güncelleme Tarihi:

Siyahların beyaz meleği
Oluşturulma Tarihi: Mart 22, 1998 00:00

Haberin Devamı

Bir zamanlar yarı çıplak fotoğrafları dergi sayfalarını süslüyordu. Pembe bir hayat yaşıyor, zamanını alışveriş yapmak ve seyahat etmekle geçiriyordu. Ama bugün ABD'li eski manken Susan Scott'ın çok farklı bir yaşam biçimi var. Scott, Haiti'de sokağa atılan ve yaşam savaşı veren çocukları yeniden gülümsetmeye çalışıyor.

HAİTİ'nin başkenti Port-au-Prince'in merkezinde bir hastane... Hemen yakınlarında bir morg... Hastanedeki kimsesiz çocuklar, yaşam ile ölüm arasındaki o belirsiz ince çizgide direniyorlar. Direnemeyenler, duyarsız ve bilgisiz görevlilerce morga taşınıyor. Havalandırma olmadığı için, Haiti'nin sıcak ikliminde ağır bir kokunun hakim olduğu morgdaki çoğu sahipsiz minik ceset, birinin kendilerine bir mezar bulmasını bekliyor...

Bu iç kapatıcı manzaranın ortasında güzel bir sarışın kadın. Adı Susan Scott... Bir süre öncesine kadar Aspen'de son derece lüks bir hayat sürüyordu. Manken ve fotomodelliği bıraktıktan sonra zengin kocası ile birlikte dünyayı geziyor, şık lokantalarda yemek yiyor, alışveriş etmekle günlerini geçiriyordu.

BİR TV PROGRAMI

Beş yıl önce televizyonda seyrettiği ve gördüklerinden dolayı dehşete kapıldığı bir haber programı hayatını değiştirdi. Programda Moğolistan'da lağım suları içinde yaşayan çocukları görünce ‘‘Onlar için bir şeyler yapmalıyım’’ diyerek hemen bir uçak bileti almış Susan Scott. Ancak yakın bir arkadaşı, Moğolistan'a gidene kadar burunlarının dibinde, Haiti'de, çok daha kötü şartlar altında yaşayan çocuklar olduğunu söyleyince, biletini değiştirmiş.

Sahibi olduğu antika dükkânı ve Japon lokantasını yardımcılarına emanet ederek yola çıkan Scott, Port-au-Prince'e ilk gittiğinde, kentin en fakir semti olan ‘‘Güneş kenti’’ni gezmiş ve tabii meşhur hastane ve morgu da. Halkın içinde yaşadığı sefalet karşısında şok olan Susan Scott, neler yapabileceğini düşünmek için ABD'ye dönmüş ve kocasına ‘‘Bundan sonra bir sürü çocuğumuz olacak, ancak hiçbiri şişmanlatamayacağız’’ demiş...

Kocasının kendisine her açıdan destek verdiğini söyleyen Scott, yakın çevresinden de maddi destek alarak Haiti'ye geri dönmüş ve işe koyulmuş. O gün bu gündür canla başla çalışıyor.

Haiti, dünyanın en fakir ülkelerinden biri. Anne babalar, hasta, sakat ya da aç oldukları için bakamadıkları çocuklarını rahatlıkla sokağa atıyor, yeni doğanları hastane önüne bırakabiliyor. Haiti, çocuk ve bebek ölüm oranının en yüksek olduğu ülkelerden biri aynı zamanda.

Hastanede 20-25 kişinin yatabileceği kendisine özgü bir bölüm kuran Susan Scott, kendi olanaklarıyla oraya yatırılan çocuk ve bebekleri yaşatmak için ne mümkünse yapıyor. Susan Scott, çocuklar için yalnız tıbbi olanakları seferber etmiyor, aynı zamanda onları öpüp koklayarak, sarılarak, okşayarak, sohbet ederek şefkatiyle iyileştirmeye çalışıyor.

MEZARLIK YAPTIRDI

Kendi çocuğu olmayan Bayan Scott'un en büyük üzüntüsü ise ölen çocukların morga fırlatılıp atılması ve günlerce -ya da hiç- gömülmemesi. Bu yüzden bir mezarlık arazisi satın alan Susan Scott, çocukların gömülmesi ve birer mezar taşları olmasına çalışıyor. Özellikle kendi bölümünde bakılan ve kurtarılamayan çocukların gömülmesine çalışan Scott, bu çocukların morgda aranıp bulunması için bir adam bile tutmuş. ‘‘Kendi çocuklarını’’ morgda bulup getiren adamlarına 75 dolar (yaklaşık 18 millyon) ücret ödüyor. Bu, Haiti'de çoğu kişinin 6 aylık maaşı demek.

Scott'un başka bir hizmeti de sefalet içindeki çocuklar için açtığı bir merkez. Görevlendirdiği bir adam, her gün 60 civarında fakir çocuk seçip getiriyor (Bayan Scott, bu adama güvendiğini, gerçekten sefalet çeken çocukları getirdiğini söylüyor). Merkezde çocuklara yemek yediriliyor, yıkanıyor, giysileri değiştiriliyor ve çeşitli etkinliklerle yaşama gücü aşılanıyor. Her ne kadar akşamları anne babalarının yanına dönseler de merkezin çocukara büyük yararı oluyor.

Bakım merkezlerini çoğaltmayı planlayan Scott, imkanı olduğu sürece çocuklar için sarfettiği çabaları devam ettireceğini söylüyor. Eski hayatının kendisine ‘‘inanılmaz’’ geldiğini anlatan Scott'a, Haiti'de bir isim de takılmış. Port-au-Prince'liler, ona ‘‘Beyaz Melek’’diyorlar.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!