Sivil Girişim: Şimdi sıra AB'de

Güncelleme Tarihi:

Sivil Girişim: Şimdi sıra ABde
OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 07, 2002 00:00

200'ü aÅŸkın sivil toplum kuruluÅŸundan oluÅŸan Türkiye Platformu, AB'ye hitaben ortak bir bildiri yayınlayarak "Türkiye kararlılığını kanıtladı, ÅŸimdi sıra Avrupa BirliÄŸi'nde" dedi. ÇaÄŸrıda, "Bu beklentinin tersi yönünde bir karar, Türk halkının AB'nin samimiyetine olan inancını zedeleyecek ve ileride onarılması güç zararlara neden olacaktır" uyarısında bulunuldu.200'ü aÅŸkın sivil toplum kuruluÅŸunun oluÅŸturduÄŸu Türkiye Platformu, Avrupa BirliÄŸi (AB) için ikinci kez toplandı. Ä°lk olarak 5 Haziran'da toplanan Türkiye Platformu, AB ile tam üyelik müzakerelerinin baÅŸlatılmasını saÄŸlayacak uyum yasalarının çıkarılması için siyasetçilere "reformları bir an önce gerçekleÅŸtirin" diyerek yayınladığı deklarasyonda, ''Türkiye'nin yeri AB'dir, kaybedecek zamanımız yoktur'' mesajını vermiÅŸti.  Bu kez, kaydedilen ilerlemeleri AB yetkililerine duyurmak ve Kopenhag Zirvesi'nde tam üyelik müzakerelerinin baÅŸlatılması yönündeki taleplerini ortaya koymak amacıyla toplanan Türkiye Platformu'nun, toplantının ardından, AB'ye hitaben ''Türkiye kararlılığını kanıtladı, ÅŸimdi sıra Avrupa BirliÄŸi'nde'' ÅŸeklinde ortak bir mesaj yayınladı. ŞİMDÄ° SIRA AB'DETOBB BaÅŸkanı Rifat HisarcıklıoÄŸlu tarafından okunan ''Türkiye Platformu'nun Avrupa BirliÄŸi'ne ÇaÄŸrısı'' baÅŸlıklı bildiride, seçim kararı almış bir meclisin gerçekleÅŸtirdiÄŸi son derece önemli deÄŸiÅŸikliklerin Türkiye'nin AB üyeliÄŸi konusundaki siyasi iradesini ortaya koyduÄŸu vurgulanan bildiride, halkın ve siyasi partilerin ortak iradesinin, yenilenen hükümetlerle deÄŸiÅŸmesinin söz konusu olmadığı kaydedildi.  Tarihi bildiride, Kopenhag'da müzakerelere baÅŸlama kararının alınmasının reformların tamamlanmasını, uygulamanın güçlenmesini ve Türkiye-AB iliÅŸkilerinin çok daha saÄŸlam bir zemine oturmasını saÄŸlayacağına dikkat çekildi.Bildirinin tam metni şöyle: ''Bizler akademisyen, çiftçi, esnaf, işçi, medya mensubu, memur, öğrenci, sanatçı, sanayici, serbest meslek mensubu, sporcu, tacir toplumun tüm kesimlerinin temsilcileri ve sivil toplum örgütlerinden oluÅŸan Türkiye Platformu olarak diyoruz ki Türkiye kararlılığını kanıtladı. Åžimdi sıra AB'de. Tam üyelik Türkiye'nin AB müktesebatından kaynaklanan hukuki bir hakkıdır. Türkiye tam üye olmadan AB ile Gümrük BirliÄŸi'ni tamamlamış tek ülkedir. Türkiye, siyasi kriterlere uyum yönünde kaydettiÄŸi ilerlemelerle taahhütlerini yerine getirmiÅŸtir.  5 Haziran 2002 tarihinde toplanan Türkiye Platformu sivil toplumun AB tam üyeliÄŸi hedefini sahiplendiÄŸini, takipçisi olduÄŸunu, siyasetçilere ve kamuoyuna (Türkiye'nin yeri AB'dir. Kaybedecek zamanımız yoktur) mesajıyla duyurmuÅŸtur. 'ORTAK Ä°RADENÄ°N DEĞİŞEN HÃœKÃœMETLERLE DEĞİŞMESÄ° SÖZKONUSU DEĞİL'Farklı kesimleri temsil eden 200'den fazla sivil toplum örgütünün oluÅŸturduÄŸu Türkiye Platformu, AB tam üyeliÄŸi yönündeki güçlü halk iradesini ortaya koymuÅŸtur. Ekim 2001'de Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı Anayasa deÄŸiÅŸiklikleriyle baÅŸlatılan reform süreci, TBMM'de ardarda onaylanan 3 uyum paketiyle devam etmiÅŸtir. Uyum yasaları, bu süreçte yaÅŸanan siyasi ve ekonomik zorluklara raÄŸmen büyük bir kararlılıkla çıkarılmıştır.  Seçim kararı almış bir meclisin gerçekleÅŸtirdiÄŸi bu son derece önemli deÄŸiÅŸiklikler, Türkiye'nin AB üyeliÄŸi konusundaki siyasi iradesini ortaya koymuÅŸtur. Halkın ve siyasi partilerin ortak iradesinin, deÄŸiÅŸen hükümetlerle deÄŸiÅŸmesi söz konusu deÄŸildir. Bu ortak iradenin varlığı, yasal düzenlemelerin uygulamaya yansımasının da güvencesidir.  Bizler AB'nin, Türkiye'nin tam üyelik hedefini paylaÅŸtığına inanıyoruz. Bu inancın, Kopenhag Zirvesi'nde Türkiye ile katılım müzakerelerinin baÅŸlatılması kararı alınarak teyit edilmesini istiyoruz.  'TÃœRK HALKININ TALEBÄ°, EŞİT KOÅžULLARDA DEÄžERLENDÄ°RÄ°LMEKTÄ°R'Türkiye Platformu'nun talebi, Helsinki'de söz verildiÄŸi gibi diÄŸeraday ülkelerle eÅŸit koÅŸullarda deÄŸerlendirilmektir. Beklentimiz AB'nin, diÄŸer aday ülkelere sergilediÄŸi dayanışmayı, yapıcı ve cesaretlendirici yaklaşımı ülkemize de göstermesi ve Türkiye ile ortak bir geleceÄŸi paylaÅŸma iradesini kanıtlamasıdır. Türkiye'nin katılımı ile birlik, ekonomik, siyasi, sosyal açılardan güçlenecek, Türkiye'ningenç nüfusu, AB'nin dinamik yüzünü oluÅŸturacaktır.     Müzakerelerin baÅŸlatılma kararının alınmasıyla AB, demokratik, adil bir ilkelerle deÄŸerler birliÄŸi olduÄŸunu, sadece Türkiye'ye deÄŸil tüm dünyaya kanıtlayacaktır. Türkiye'nin AB üyeliÄŸi, din eksenli medeniyetler çatışması tehlikesinin bertaraf edilmesinde etkin rol oynayacaktır.  Helsinki'de Türkiye'nin adaylığının teyidi, Lüksemburg sonrasında AB'nin samimiyeti konusunda duyulan endiÅŸeleri ortadan kaldırmıştır. Halkımız tam üyelik hedefini sahiplenmiÅŸ, meclisimiz reform sürecini hızlandırmıştır. Kopenhag'da müzakerelere baÅŸlama kararının alınması bu reformların tamamlanmasını, uygulamanın güçlenmesini ve Türkiye-AB iliÅŸkilerinin çok daha saÄŸlam bir zemine oturmasını saÄŸlayacaktır. AB tam üyeliÄŸi hedefi yönündeki kararlılığını kanıtlayan Türkiye, bugün artık aynı doÄŸrultudaki AB iradesinin net bir ÅŸekilde ortaya koyulmasını beklemektedir. Bu beklentinin tersi yönünde bir karar, Türk halkının AB'nin samimiyetine olan inancını zedeleyecek ve ileride onarılması güç zararlara neden olacaktır. Ä°nanıyoruz ki AB, Kopenhag Zirvesi'nde bu tarihi sorumluluÄŸun bilinci ve saÄŸduyu ile gereÄŸini yerine getirecektir.'' ERÄ°Åž: 9 EKÄ°M RAPORU DURUM TESPÄ°TÄ°Toplantı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ä°ktisadi Kalkınma Vakfı (Ä°KV) BaÅŸkanı Meral Gezgin EriÅŸ, 9 Ekim tarihinde Türkiye'ye tarih verilemeyeceÄŸinin öne sürülmesinin söz konusu olmayacağını, 9 Ekim ilerleme raporunun, Türkiye'nin bir yıl içinde ne gibi uyum çalışmaları gerçekleÅŸtirdiÄŸini ve eksikler varsa bunların ne olduÄŸunu ortaya koyacak bir metin olduÄŸunu söyledi. EriÅŸ, ''Bizim vazifemiz, bütün bir toplum olarak AB ile bütünleÅŸme konusundaki kararlılığımızı ve irademizi AB'ye kanıtlamaktır'' dedi. EriÅŸ, ''9 Ekim metni bir karar metni deÄŸil, sadece durum tespiti metni. Bu ayrımın ÅŸiddetle üzerinde duruyorum. Çünkü Türkiye'de bu açıdan son derece temel bir yanlış anlaşılma söz konusu oluyor. Sanki 9 Ekim metni bir kararı içeriyormuÅŸ gibi. Karar Kopenhag'da verilecektir ve siyasi bir karardır. Sadece 9 Ekim metnine binaen oluÅŸacak bir karar deÄŸildir'' dedi. Meral Gezgin EriÅŸ, AB'ye üye olan ülkelerin büyük bir çoÄŸunluÄŸunun geliÅŸme süreçlerinde, hatta son geniÅŸleme sürecinde de olumsuz Komisyon raporları örnekleri bulunduÄŸuna iÅŸaret ederken, bunların AB'nin siyasi iradesini deÄŸiÅŸtirmediÄŸini vurguladı. Aynı ÅŸeyin Türkiye için de söz konusu olduÄŸunu ifade eden EriÅŸ, ''Bizim vazifemiz, bütün bir toplum olarak AB ile bütünleÅŸme konusundaki kararlılığımızı ve irademizi AB'ye kanıtlamaktır'' dedi. EriÅŸ, bunu, toplanan 200 sivil toplum örgütü ile elbirliÄŸiyle yürüteceklerini söyledi. Ä°ÅŸlerinin çok kolay olmadığını kaydeden EriÅŸ, Meclis'in kapalı olmasının birÅŸeyi deÄŸiÅŸtirmeyeceÄŸine dikkat çekti.  EriÅŸ, ''Çünkü Meclis'ten çıkması gereken yasal çalışmalar tamamlanmıştır. AB zaten bu noktadan sonra uygulamayı inceleyecektir. Uygulama da büyük ölçüde Meclis dışındaki çalışmaları içermektedir'' ÅŸeklinde konuÅŸtu. YILDIRIM TOPLANTIYI TERKETTÄ°Toplantının basına kapatılmasının ardından Ä°stanbul Ticaret Odası(Ä°TO) Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Mehmet Yıldırım salonu terketti. Salonu terkediÅŸ nedenini soran gazetecilere Yıldırım, "Bu Vakfın kurucusuyum, Vakfı kuran Ä°TO'dur. Öyle herkes keyfi bu Vakıfta hareket edemez. Oturma sıralamasını beÄŸenmedim, kalktım. HerÅŸey usulüne uygun olur. Toplantının önemi ne kadar fazla olursa olsun, önce usulune uygun olmalı" deÄŸerlendirmesinde bulundu. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!