Sinemada KDV’yi indirin, Türkiye ’bir film platosu’na dönüşsün

Güncelleme Tarihi:

Sinemada KDV’yi indirin, Türkiye ’bir film platosu’na dönüşsün
Oluşturulma Tarihi: Kasım 04, 2007 00:00

Sinemaya harcanan her 1 doların ekonomiye 2.5-3 dolar olduğunu gören Vergi Konseyi, TESİYAB ile birlikte sektör için proje geliştirdi.

Maliye ve Kültür Bakanlıkları’na sunulan öneriler benimsenirse, yüzde 18 vergi istisnası sağlanacak, yapımcılara yüzde 25 vergi iadesi yapılacak. Böylece Warner Bros, Buena Vista ve Walt Disney gibi dünyanın önde gelen prodüksiyon şirketlerinin Türkiye’de film çekmelerinin önü açılacak.

KORSANA rağmen gelişimini sürdüren, son yıllarda çekilen filmlerle sadece Türkiye’de değil Avrupa’da da kendinden söz ettiren ve izleyicinin ilgisini çeken sinema sektörü, vergicilerin gündemine girdi. Vergi Konseyi, Televizyon ve Sinema Yapımcıları Meslek Birliği (TESİYAB) ve Türk Film Konseyi ile ortak bir çalışma yaparak, "Sinema Sektörünün Dışa Açılma ve Kurumsallaşması Projesi"ni Maliye Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’na sundu. Yapılan araştırmaların sinemaya harcanan her 1 doların ekonomiye 2.5 dolar olarak döndüğüne dikkat çekilen çalışmada, büyüklüğü milyar dolarları bulan bu sektörden Türkiye’nin nasıl pay alabileceğinin yolları anlatılıyor. "Türkiye’yi bir film platosu" haline getirmeyi amaçlayan proje, bazı vergi kolaylıklarıyla Warner Bros, Buena Vista ve Walt Disney gibi dünyanın önde gelen prodüksiyon şirketlerinin Türkiye’de film çekmelerinin önünü açılmasını içeriyor.

KANADA’DA 3.4 DOLAR: Sinemanın kültürden tanıtıma, eğitimden bilinçlenmeye ve ekonomiye büyük katkıları olan bir sektör olduğu vurgulanan çalışmada, film sektörünün ekonomiye olan etkileri ise şöyle anlatılıyor: "Film sektörünün, ekonomiye olan etkileri hakkında pek çok çalışma yapılmıştır. Güney Afrika’da yapılan bir çalışmaya göre bir film prodüksiyonu için harcanan her bir doların, yerel ekonomiye dönüşü 2.5 buçuk dolardır. Bu oran Kanada’da 3.4 dolar, Hong Kong’da 2.5 dolar ve Oklahama eyaletinde 2.12 dolar olarak hesaplanmış. Benzer konuda İngiltere’de yapılan bir çalışma, 2003 yılında film prodüksiyonları için harcanan 1.1 milyar poundun sektörde 50 bin kişiye iş olanağı sağladığını gösteriyor. 1999 yılında Mel Gibson’ın The Patriot filmi yaklaşık 100 milyon dolar bütçe ile Amerika’nın South Caroline eyaletinde çekilmeye başlanmış, bu bütçenin yüzde 35’lik kısmı York ve Chester şehirlerinde birkaç ay içinde harcanmıştır."

CEZBETME YOLU VERGİ: Önümüzdeki günlerde Başbakanlık’a gönderilmesi beklenen proje ile Türkiye’de film çeken yabancı yapımcılara ve yerli ortaklarına vergi avantajı sağlanması öneriliyor. Bunlardan birisi de belli büyüklüğü aşan yabancı ve yerli ve yabancı-yerli ortak yapımlara devlet tarafından nakit iade verilerek desteklenmesi. Türk Film Konseyi nakdi destek oranının yüzde 20-25 olmasını istiyor. Bu ise her 100 milyon dolarlık film bütçesi için devletin 20-25 milyon dolar nakit destek sağlaması anlamına geliyor. Macaristan, Romanya ve Almanya’da halen bu desteği yüzde 20 olarak uyguluyor. Mustafa Uysal, bu "yapım desteği"nin "maliyet" olarak değil, "yatırım" olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Uysal, Türkiye’de yabancı yapımcılara verilen hizmetlerin "hizmet ihracı" kapsamında düşünülmesi ve KDV’den istisna edilmesi gerektiğini savunuyor. Ayrıca Dubai’de medya kent olarak adlandırılan içinde sinema, televizyon, basın-yayın kuruluşlarının yer aldığı vergiden arındırılmış, teknopark benzeri bir yapının kurulması, yerli ve yabancı yatırımcılara açık olacak serbest bölgeler oluşturulması da öneriler arasında.

Vergi Konseyi’ni etkileyen rakamlar

Film sektörü, pazarın büyük kısmını elinde bulunduran ABD’de silah ve ilaçtan sonra üçüncü büyük sektör konumunda. Yan sanayii ile birlikte hacmin 2005 yılında 200 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.

İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, ülkeye gelen her 5 yabancı turistten 1’i İngiltere’yi televizyon dizisinde veya filmde gördüğü için geliyor.

Harry Potter’dan sonra İngiltere’de bölgenin turizmi yüzde 160 arttı. 2001 yılındaki Harry Potter filmiyle ilgili ürünlerin 2002 yılında toplam satış rakamı 1.4 milyar pound civarında.

1972’de Burt Reynolds’un filmi "Deliverance" Güney Afrika’da 5 milyon ABD doları bütçe ile çekildi. O bölgeye kano safarileri düzenleyen girişimciler ise buna bağlı turizmden 75 milyon dolar hasılat elde ettti.

Günümüzde ABD.’nin Iowa eyaletinin ekonomisi hala "Filed of Dreams" (1989) ve "Bridges of Madison County" (1995) gibi başarılı filmlerin reklamından fayda sağlıyor.

Uysal: Roma’yı Truva’yı kaçırdık Topkapı fırsatını değerlendirelim

VERGİ Konseyi Başkanı Mustafa Uysal, "Türkiye zenginlikler içinde bir ülke, ancak ve ne yazık ki sahip olduğumuz zenginliklerin farkında değiliz" derken, "Ayağımıza gelen fırsatları da kaçırıyoruz. Roma belgeseli ve Truva filmi bu kapsamda örnek olarak verilebilir. Şimdi sırada kaçırılmaması gereken Topkapı Filmi var. En azından bu fırsatı değerlendirelim" diye konuştu. Sinemanın ne kadar etkili bir iletişim aracı olduğunu olumsuz etkileri hálá silinemeyen "Geceyarısı Ekspresi" ile anlatan Uysal, bu yönüyle sinemanın sinema stratejik bir sektör ve "devlet politikası" kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Stratejik öneminin yanı sıra film endüstrisinin ekonomiye de çok yönlü katkıları olduğunu belirten Uysal, her bir doların 2.5-3 dolar olarak ekonomiye döndüğü bir sektörün ihmal edilemeyeceğini kaydetti.

Bu 5 filmin Türkiye’de çekilmesi isteniyor

Şu an gündemin ilk sırasında yer alan proje MGM’nin çekeceği "Topkapı" filmi.

Tom Twyker’in yöneteceği Clive Owen ve Naomi Watts’in oynadigi "The International".

"September Tapes" filminin yönetmeninin ikinci filmi "Fast Tracks".

Şu anda gizliliği konunan bir Amerikan televizyon dizisi.

Focus Features’in çekeceği ve Irak’ta geçen bir savaş filmi.

Los Angeles’taki konsey

hukuki kimlik bekliyor


BAKANLIKLARA sunulan raporda Türk Film Konseyi’nin gerekliliğinden söz edililirken ABD’de Emrah Yücel’in girişimleriyle kurulan Turkish Film Council adında bir yapı olduğu ve bunun Kültür ve Turizm Bakanlığı içinde hukuki bir kimliğe kavuşturulabileceği belirtiliyor. Hollywood filmlerinin afiş tasarımcısı olarak tanınan Emrah Yücel’in kurucusu ve başkanı olduğu Los Angeles Merkezli Türk Film Konseyi’nin kurucusu ve başkanı. 20 kadar üyesi olan bu sivil toplum örgütünün çalışmaları hakkında Emrah Yücel, şu bilgileri verdi. "Türkiye’yi yabancı film yapımcıları tarafından kullanılan bir platform haline getirmek ve bunun sayesinde sinemayı geliştirmek, turizm gelirlerini artırmak ve ülkemizin kültürel alanda tanınmasını sağlamak. Brat Pitt’in oynadığı Troy filminini bile Türkiye’deki orijinal lokasyonunda değil de gidip Malta’da çektiler. Bu ülkemiz için çok büyük kayıptır. Şimdi aynı durumun Topkapı filminde yaşamaması için çalışıyor. MGM’nin başkanını Türkiye’ye getirip Kültür Bakanımız ile görüştürmek istiyoruz. Bu kez de başaramazsak bu film ya Almanya’da ya da Çek Cumhuriyeti’nde çekilecek."

Hedef yılda 250-300 milyon dolar gelir

TÜRK Film Konseyi’nin gündeminde şu anda 5 tane film bulunduğunu belirten Emrah Yücel, bu filmlere destek sağlanmasının Türkiye’ye getirisinin ne olacağı sorusuna şu yanıtı verdi: "Amerika’daki film konseyleri açısından bizim için en önemlilerinden birisi New Mexio Film Konseyi. Bu konsey, Türkiye’de onaylanmasını benzediğimiz yasaya benzer olarak yüzde 25’lik vergi sistemini yaklaşık bir yıldır uyguluyor. Geçen yıl teşvik sisteminin uygulanmaya başlanmasıyla gelirleri 428 milyon dolara çıktı. Bizler de Türkiye için böyle benzer bir rakam arzuluyoruz. Kültürel tanınırlık ve turizm gibi gelirler de cabası." Vergi Konseyi’nin hazırladığı projede de, sektör temsilcileri teşvik paketinin uygulamaya girmesiyle Türkiye’de yılda 250-300 milyon dolarlık yabancı ve ortak yapım filmler çekilebileceğini belirtiyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!